17. Hukuk Dairesi 2017/67 E. , 2018/1271 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R-
Davacı vekili; davalıya ait ... plaka nolu aracın müvekkili şirket nezdinde trafik sigortalı olduğunu, davalı ... sevk ve idaresindeki 16 ... plakalı araç ile tali yoldan çıkarak kontrolsüz şekilde kavşakta sola dönerek ... istikametine doğru seyretmek isterken bu esnada sürücü ... sevk ve idaresindeki ... plakalı aracı ile ... karayolu boyunca ... istikametinden ... istikametine doğru sağ şeritten seyrederken kendi aracının ön tarafı ile 16 ... plakalı araca sol ön tarafından çarpması sonucu 07.05.2014 tarihinde maddi hasarlı bir trafik kazası meydana geldiği, hasarlı araç üzerinde yapılan incelemede 109.007,95 TL hasar tespit edildiği ve davacı ... şirketi tarafından trafik poliçesi limiti 26.800,00 TL olduğundan bu miktarda 20.08.2014 tarihinde ödeme yapıldığı, kazanın meydana gelmesinde 16 ... plaka nolu araç sürücüsünün (%70) kusurlu bulunduğu, sürücünün kazanın meydana geldiği anda sürücü belgesinin olmadığı bu nedenle sigortalıya rücu edildiğini bütün bu nedenlerle 26.800,00 TL tazminatın hak sahibine ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillerle ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, ZMMS poliçesi gereği, zarar gören 3. kişiye ödeme yapan davacı sigortacının, kendi sigortalısı olan davalıdan ödediği bedelin rücuen tahsili istemine ilişkindir.6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu"nun 4. maddesinde mutlak ticari davalar “(1)Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları (Ek ibare: 26/06/2012-6335 S.K./1.md.) ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın;
a) Bu Kanunda,
b) Türk Medenî Kanununun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969 uncu maddelerinde,
c) 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447, yayın sözleşmesine dair 487 ilâ 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ilâ 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ilâ 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ilâ 554, havale hakkındaki 555 ilâ 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580 inci maddelerinde,
d) Fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta,
e) Borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde,
f) Bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde, öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava (Ek ibare: 26/06/2012-6335 S.K./1.md.) ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır. Ancak, herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalar bundan istisnadır” şeklinde düzenlenmiştir.Bunun yanında TTK"nın 21. maddesi (TMK m. 4/I) gereğince her iki tarafın tacir olması ve tarafların ticari işletmesi ile ilgili olan davalar, taraflardan birinin ticari işletmesiyle ilgili olması kaydıyla Borçlar Kanunu"nun havale hakkındaki 457-462 ve vedia hakkındaki 463-482. maddelerinde düzenlenen hususlardan doğan nispi nitelikteki ticari davalar yönünden de ticaret mahkemesi görevlidir.Türk Ticaret Kanunun 4. maddesinde, bu kanundan doğan hukuk "davalarının" ticari dava sayıldığı, aynı kanunun 5. maddesinin 2.fıkrasında, bir yerde ticaret mahkemesi varsa asliye hukuk mahkemesinin vazifesi içinde bulunan ve bu kanunun 4. maddesi hükmünce ticari sayılan "davalara", ticaret mahkemesinde bakılacağı hususları düzenlenmiştir.
Dava tarihinden önce 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı yasanın 73/1. maddesinde "Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevlidir." düzenlemesine yer verilmiştir. Aynı yasanın 3. maddesinin 1. fıkrasının (1) nolu bendinde "Tüketici işlemi mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık ve benzer sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder" şeklinde düzenleme getirilmiştir.Somut olayda; davacı, davalı ile aralarındaki Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Poliçesi gereği, davalı aracının 3. kişilere verdiği ve kendisinin ödemek durumunda kaldığı hasar bedelinin davalıdan rücuen tahsilini talep etmekte; talebinin dayanağını da davalı ile aralarındaki ZMSS poliçesi ve ZMSS genel şartları oluşturmaktadır. Araç hususi oto olup yukarıda açıklanan yasa maddeleri ve düzenlemeler ışığında, somut uyuşmazlıkta davacı, sigortacı; davalı sigortalı ise tüketici konumunda olup, taraflar arasında akdedilen sigorta sözleşmesi bir tüketici işlemidir. O halde, tüketici işleminden kaynaklanan bu uyuşmazlığın Tüketici Mahkemesi tarafından görülmesi gerekir.Bu durumda mahkemece, HMK 114-115.madde hükümlerine göre Tüketici Mahkemesi"nin görevli olduğuna ilişkin görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, davanın esası hakkında yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
2-Bozma neden ve şekline göre davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 22/02/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.