10. Ceza Dairesi Esas No: 2017/5284 Karar No: 2018/2138 Karar Tarihi: 28.02.2018
Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma - Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2017/5284 Esas 2018/2138 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme kararında, bir kişinin uyuşturucu madde bulundurmak suçundan mahkum edildiği ve temyiz talebinin reddedildiği belirtiliyor. Ancak, tebligatın yapıldığı yerin kanuna aykırı olduğu gerekçesiyle, temyiz isteğinin tekrar incelenmesi sonucu sanığın temyizine hükmediliyor. Kararda, TCK'nın 191. maddesinin 4. fıkrasında yer alan, denetimli serbestlik şartlarına uymamanın kamu davası açılması haline kavuşacağına dair hüküm hatırlatılıyor. Sanığın ihtarata uymamasının söz konusu hükümle uyumlu olmadığı belirtiliyor ve CMK'nın 223. maddesi uyarınca davanın durdurulması kararı verilmesi gerektiği vurgulanıyor. Kararda yer alan kanun maddeleri: 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 18. maddesi, 6545 sayılı Kanun ile değiştirilen TCK'nın 191. maddesinin 4. fıkrası (a) bendi, CMK'nın 223. maddesi.
10. Ceza Dairesi 2017/5284 E. , 2018/2138 K.
"İçtihat Metni"
Mahkeme : Asliye Ceza Mahkemesi Suç : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma Hüküm : a) Mahkûmiyet b) Temyiz isteğinin reddi
Dosya incelendi. GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : Sanığın duruşmada belirttiği ve gerekçeli kararın tebliğe çıkarıldığı adresin bir otele ait olduğu gözetilmeden, 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 18 ve ilgili Yönetmeliğin 27. maddesindeki, "Tebliğ yapılacak kişi; otel, pansiyon, hastane, tedavi veya istirahat evi, fabrika, okul, öğrenci yurdu, resmi veya özel daire veya kurum gibi içine serbestçe girilemeyen veya arananın kolayca bulunması mümkün olmayan bir yerde bulunuyorsa tebliğin yapılmasını, o yeri idare eden veya muhatabın bulunduğu kısmın amiri temin eder. Muhatap bu kişiler tarafından derhal bulundurulamaz veya tebellüğden kaçınırsa yahut diğer bir sebeple tebliğin temini mümkün olmazsa tebliğ o yeri idare eden veya muhatabın bulunduğu kısmın amirine yapılır." şeklindeki düzenlemeye aykırı olarak tebligatın muhtara yapılması, usulsüz olduğundan, sanığın temyizinin süresinde olduğunun kabulü ile 30/03/2016 tarihli temyiz isteğinin reddi kararı kaldırılarak yapılan incelemede; Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak; 6545 sayılı Kanunla değiştirilen, TCK"nın 191. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendinde yer alan, "kişinin erteleme süresi zarfında; kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi halinde, hakkında kamu davası açılır" hükmü gereğince sanığa Denetimli Serbestlik Şube Müdürlüğü"nün çağrı davetnamesi ile 10 gün içerisinde adı geçen müdürlüğe gelmesi konusunda ihtarda bulunulduğu; ancak sanığın yasal sürede müracaat etmemesi üzerine, sanığa tekrar yeni bir süre verilerek başvuru yapması konusunda meşruhatlı davetiye ile ihtarat gönderilmediğinin anlaşılması karşısında; sanığın ilk ihtarata uymamasının, kendisine yüklenen yükümlülüklere uygun davranmamakta ısrar etmesi olarak değerlendirilemeyeceğinden, mahkeme tarafından CMK"nın 223. maddesinin 8. fıkrasının 2. cümlesi gereğince bu şartın gerçekleşmesini beklemek üzere “davanın durmasına” ve denetimli serbestlik dosyasının infazına devam edilmesi için Cumhuriyet Başsavcılığı"na gönderilmesine karar verilmesi gerekirken, yargılamaya devam edilerek sanığın mahkûmiyetine karar verilmesi, Yasaya aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazı bu nedenle yerinde olduğundan, hükmün BOZULMASINA, 28/02/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.