17. Hukuk Dairesi 2017/63 E. , 2018/1269 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, kazaya karışan aracın bir yıllığına ... Turizm İnş. Oto Kiralama ...’e kiralandığını, bu esnada araç kiralama firması tarafından alt kiraya verildiğini ve 18.5.2013 tarihinde maddi hasarlı trafik kazasına neden olduğu belirtmiş, işleten sıfatının uzun süreli kira sözleşmesi ile kiracıya geçtiğini, işleten olarak müvekkilinin sorumluluğunun sonlandığını bu nedenle davacının 3.700,00 TL borçlu olmadığının tespiti, kesinleşmiş olan icra takibinin iptali, araç üzerindeki haczin kaldırılmasını ve dava süresince takibin tedbiren durdurulması talep edilmiştir.Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.Mahkeme, iddia, savunma, toplanan delillere göre; dosyaya ibraz edilen kira sözleşmesinin noterlikte düzenlenmediği veya onaylanmadığı ve taraflar arasında olaydan sonra dahi düzenlenmesinin mümkün olduğu, adi yazılı bir belgenin davanın ispatı için yeterli olmadığı, davacının kazaya karışan sigortalı aracın işleteninin kendisi olmadığını ispat edemediği, bu durumda kusuru ve zarar miktarı oranında davalıya karşı sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava; trafik kazasından kaynaklanan rücuen tazminat talebi için başlatılan icra takibine karşı menfi tespit istemine ilişkindir.Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası"nda, sigortacının rücu hakkı, KTK"nin 95/2 maddesi ile ZMSS poliçesi genel şartlarında düzenlemeye tabi tutulmuştur. ZMSS Poliçe Genel Şartlarının B.4 maddesinde düzenlenen ağır kusur veya kasıt hali, oto yarışına katılma, ehliyetnamesiz motorlu araç kullanmak, uyuşturucu veya alkollü olarak araç kullanmak istiap haddinin aşılması, aracın çalınması veya gasp edilmesinde işletenin kusuru gibi haller sigortacının sigortalısına rücu sebeplerindendir.Bu tür davalarda sigortacı, 2918 sayılı KTK"nin 95/2 maddesi uyarınca tazminat yükümlülüğünün azaltılması ve kaldırılmasına ilişkin halleri 3. kişilere karşı ileri süremeyeceğinden zarar görene ödeme yaptıktan sonra sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre, tazminatın kaldırılmasını ve indirilmesini sağlayabileceği oranda kendi sigorta ettirenine rücu edebilecektir. Sözleşme ve yasa gereği sigorta ettirenine karşı defi hakkı bulunan sigortacı bu hakka dayanarak kendi sigortalısına dönebilmektedir.Somut olayda; davacı sigortalıya ait aracın sürücüsünün olay yerini terk etmesi ve aracın rent a car olarak kullanılması sonucu işleten devrinin sigortacıya bildirilmemesi nedeniyle davalı sigortacı tarafından 3.kişiye ödenen hasar tazminatının teminat dışı olduğundan bahisle, davacı sigortalısına karşı rücuen tahsil için icra takibi başlatılmış, icra takibine süresinde itiraz edilmemesi üzerine takip kesinleşmiş olup eldeki davada ise davacı borçlu olmadığını belirterek menfi tespit isteminde bulunmuştur.Kaza tarihi olan 18.05.2013 tarihinde yürürlükte bulunan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarına göre davacının maliki olduğu aracın sürücüsünün kaza yerini terk etmesi rücu sebebi değildir. Ayrıca eldeki dava akitler arası bir dava olup aracın rent a car sözleşmesi ile devrinin dahi sonuca bir etkisi yoktur. Buna göre; davalı zorunlu trafik sigorta şirketinin icra takibindeki rücu talebi haklı olmadığından, davacı sigortalının menfi tespit talebinin kabulü gerekirken, aksi yönde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 22.02.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.