23. Hukuk Dairesi 2016/6270 E. , 2016/4417 K.
"İçtihat Metni"....
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve birleşen davanın kabulüne yönelik olarak verilen hüküm, asıl ve birleşen davada davalı vekilince temyiz edilmiştir. Mahkemece 27.06.2016 tarihli Ek Kararla süresinde yapılmayan temyiz isteminin reddine karar verilmiş olup, ek karar süresi içinde asıl ve birleşen davada davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmiştir.
Temyize konu karar niteliği gereği duruşmaya tâbi olmadığından duruşma isteminin reddiyle incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-KARAR-
Asıl davada temlik eden davacı vekili; davalı şirketin 2010-2011 yılları gümrük müşavirlik hizmetlerini yürüttüğü halde davalının hizmet bedelini ödemediğini, ... esas dosyası ile yapılan takibe haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptali, takibin devamı ve icra tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen davasında da davalı tarafından itiraza uğrayan ... dosyası ile ilgili aynı taleplerde bulunmuştur.
Davalı vekili; alınan hizmet bedellerinin müvekkili tarafından ödendiğini ileri sürerek, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, asıl ve birleşen davaların kabulüne ve icra tazminatının tahsiline dair verilen kararın Dairemizce eksik inceleme gerekçesiyle bozulması üzerine; mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda bu kez davanın kısmen kabulü ile icra tazminatına karar verilmiş, karar davalı vekilince temyiz edilmiş, davalı vekilinin talebinin süresinde olmadığı gerekçesiyle mahkemece ek kararla temyiz talebinin reddine karar verilmiş olup, bu kez davalı vekilince ek karar temyiz edilmiştir.
Davalı vekilinin ek kararı temyiz talebi yönünden;
1-7201 sayılı Kanun"un 17. maddesi uyarınca belli bir yerde devamlı olarak meslek ve sanatını icra edenler o yerde bulunmadıkları takdirde memur veya müstahdemlerinden birine tebligat yapılabileceği hükmünü içermekte olup; yönetmeliğin 26. maddesi de benzer mahiyettedir. Tebligat Kanunu"nun 20. Maddesi ise, Kanun"un 17. maddesine göre yapılacak tebligatlarda asıl muhattabın tebligat adresinde bulunmama sebebinin yazılması mecburiyetini getirmektedir.
Somut olayda, davalı vekiline kararın tebliğine ilişkin evrakta yukarıda zikredilen usullere uygun bir tebligat yapılmadığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle davalı vekilinin temyiz talebinin süresinde olduğunun kabulü gerekir.
.../...
S.2
Bu nedenlerle asıl ve birleşen davada davalı vekilinin 27.06.2016 tarihli ek karara yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile ek kararın kaldırılmasına karar verilerek, 06.04.2016 tarihli gerekçeli karara yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine geçilmiştir.
2-Asıl ve birleşen davada davalı vekilinin 06.04.2016 tarihli asıl karara yönelik temyiz itirazlarına gelince;
a)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre, asıl ve birleşen davada davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir.
b)Asıl ve birleşen dava, taraflar arasındaki hizmet alım sözleşmesi uyarınca cari hesap alacağının tahsili için başlatılan icra takiplerine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece bozmaya uyularak karar verilmiş ise de, yapılan yargılama ve alınan bilirkişi raporları hüküm vermeye yeterli değildir. Bozma öncesinde davacı kayıtlarında yapılan incelemeye göre davacının 93.814,48 TL bozma sonrası davalı ticari kayıtlarında yapılan incelemeye göre ise 40.561,09 TL alacaklı olduğu, alacak borç miktarındaki farklılık dışında ticari ilişkinin başlangıç tarihlerinin de uyumlu olmadığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda davacı alacağının hangi fatura ve faturalardan kaynaklandığı, davalı ticari kayıtlarında bu faturaların kayıtlı olup olmadığı, davalı ödemelerinin miktarı ve bu ödemelerin davacı defterlerinde kayıtlı olup olmadığı hususları üzerinde yeterince durulup, bu konuda gerektiğinde yeni bir bilirkişiden rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, asıl ve birleşen davada davalı vekilinin 27.06.2016 tarihli ek karara yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile ek kararın kaldırılmasına, (2-a) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, asıl ve birleşen davada davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2-b) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, asıl ve birleşen davada davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 10.10.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.