Abaküs Yazılım
16. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/4557
Karar No: 2019/8261
Karar Tarihi: 10.12.2019

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2019/4557 Esas 2019/8261 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Dava, davacının taşınmazın bir bölümünün kendi fiili kullanımında olduğu iddiasıyla tapu iptali ve tescil istemiyle açılmıştır. Mahkeme, ispatlanamayan davanın reddine karar vermiştir. Davacı vekili tarafından karar düzeltme istemi yapılmıştır. Mahkemece, davacının taşınmaza ilişkin satın alma başvurusunun süresinde yapılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Ancak, taşınmazın daha önce davacının kayınbabasına ait olduğu ve davacının taşınmazı 25-30 yıldır kullanmaktaydığı beyanlarına rağmen, hak düşürücü sürenin geçmesi nedeniyle davanın reddedilmesinin gerektiği belirtilmiştir. Kadastro Kanunu'na göre, 10 yıllık hak düşürücü süre, tespitin yapıldığı 1989 yılı ile davanın açıldığı 2015 yılını kapsamaktadır. Ayrıca, taşınmazın adına kullanıcı şerhi verilen davalı tarafından, 6292 sayılı Yasa uyarınca Hazineden satın alındığı ve adına tapu kaydının oluştuğu belirtilmiştir. Bu nedenle, dava şartı olan hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle davanın reddi gerektiği belirtilmiştir. Kanun maddeleri: 6831 sayılı Orman Kanunu'nun 2/B maddesi, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesi, 6292 sayılı Tapu Kan
16. Hukuk Dairesi         2019/4557 E.  ,  2019/8261 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın onanmasına ilişkin yukarda belirtilen ilamın karar düzeltme yolu ile incelenmesi ... tarafından süresinde istenilmekle; inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu. GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
    Sütçüler İlçesinde 07.04.1989 tarihinde yapılan kadastro sırasında, ... Köyü çalışma alanında bulunan 1806 parsel sayılı 24175 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, tutanağın edinme sebebinde 6831 sayılı Yasa’nın 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı belirtilerek ve beyanlar hanesinde ...’in zilyetliğinde bulunduğu şerh verilmek suretiyle kargir ev ve tarla vasfıyla Asliye Hukuk Mahkemesinde dava konusu olduğundan malik hanesi açık bırakılarak tespit edildikten sonra, 01.11.1993 tarihinde hükmen beyanlar hanesindeki şerh korunarak Hazine adına tescil edilmiş ve 11.06.2013 tarihinde 6292 sayılı Yasa gereğince yapılan satış işlemi ile kayden davalı ...’e intikal etmiştir. Davacı ..., çekişmeli taşınmazın bir bölümünün kendi fiili kullanımında bulunduğu iddiasıyla tapu iptali ve tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiş, Dairemizin 18.06.2019 tarih 2016/12911-2019/4552 Esas-Karar sayılı ilamıyla hükmün onanmasına karar verilmiş, bu kez onama ilamına karşı davacı vekili tarafından karar düzeltme isteminde bulunulmuştur.
    Dosya içeriğine, mahkeme kararında belirtilip, Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre davacının sair karar düzeltme talepleri yerinde değildir. Ne var ki; Mahkemece, 6292 sayılı Yasa uyarınca belirlenen süreler içinde davacının taşınmazı satın almak için herhangi bir başvurusunun bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, taşınmaz başında yapılan keşifte alınan beyanlara göre, taşınmazın öncesinde davacının kayınbabasına ait iken davacıya kaldığı ve davacının taşınmazı eklemeli zilyetliğe dayalı olarak 25-30 yıldır kullandığı anlaşılmaktadır.
    Hal böyle olunca; davacının dava sebebinin 1989 yılında yapılan kadastro tespitinden önceki sebeplere dayalı olduğu, tespitin yapıldığı 1989 yılı ile eldeki davanın açıldığı 2015 yılı arasında 3402 sayılı Kadastro Kanun"un 12/3. maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği, kaldı ki, taşınmazın adına kullanıcı şerhi verilen davalı tarafından, 6292 sayılı Yasa uyarınca Hazineden satın almak suretiyle adına tapu kaydının oluştuğu, bu haliyle davalı aleyhine açılan tapu iptal ve tescil davasının dinlenemeyeceği, ancak öncelikle dava şartı olan hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle davanın reddi gerekirken, yazılı gerekçeyle hüküm kurulması isabetsiz olup Dairemizin 18.06.2019 tarih 2016/12911-2019/4552 Esas-Karar sayılı onama ilamının ortadan kaldırılarak sonucu itibariyle doğru olan hükmün gerekçesinin belirtilen şekilde DÜZELTİLMEK suretiyle hükmün ONANMASINA, 10.12.2019 gününde oybirliği ile karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi