Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/2284
Karar No: 2020/945
Karar Tarihi: 18.02.2020

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2019/2284 Esas 2020/945 Karar Sayılı İlamı

(Kapatılan)21. Hukuk Dairesi         2019/2284 E.  ,  2020/945 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesi
    İLK DERECE
    MAHKEMESİ : Bakırköy 20. İş Mahkemesi

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    K A R A R


    A)Davacı İstemi :
    Davacı, 02/01/1997- 10/11/2000 tarihleri arasında davalı işyerinde geçen ve kuruma bildirilmeyen çalışmalarının tespitini talep etmiştir.
    B)Davalı Cevabı :
    Feri Müdahil Kurum vekili; Ayrıntılı araştırma yapılması gerektiği, salt tanık beyanlarına itibar edilemeyeceğinden bahisle davanın reddini talep etmiştir.
    Dava dilekçesinin davalı Hey Tekstil Sanayi ve Ticaret A.Ş adına Bakırköy İcra İflas Müdürlüğünün 2016/7 İflas sayılı dosyasına tebliğ edildiği, cevap vermediği anlaşılmıştır.
    C)İlk Derece Mahkemesi Kararı :
    Mahkemece, " Davacının davasının kabulü ile; 62491474142 TC kimlik nolu ..."ın
    02/01/1997- 31/07/1997 tarihleri arasında, 210 gün günlük 567.000 TL bürüt ücretle
    01/08/1997-31/07/1998tarihleri arasında, 360 gün günlük 1.181.250 TL bürüt ücretle,
    01/08/1998-31/12/1988 tarihleri arasında,152 gün günlük 1.594.650 TL bürüt ücretle,
    01/01/1999-30/06/1999 tarihleri arasında, 180 gün günlük 2.602.500 TL bürüt ücretle,
    01/07/1999-31/12/1999 tarihleri arasında, 180 gün günlük 3.120.000 TL bürüt ücretle,
    01/01/2000-30/06/2000 tarihleri arasında, 180 gün günlük 3.660.000 TL bürüt ücretle,
    01/07/2000-10/11/2000 tarihleri arasında, 132 gün günlük 3.960.000 TL bürüt ücretle, davalı Hey Tekstil San ve Tic Aş. Nezdinde hizmet akdi ile çalıştığının tespitine, " karar verilmiştir
    İstinaf başvurusu :
    Feri Müdahil Kurum vekili istinaf dilekçelerinde özetle; Süre tutum dilekçesi verip gerekçeli istinaf dilekçesi vermedi.
    D)Bölge Adliye Mahkemesi Kararı ve Gerekçesi :
    Bölge Adliye Mahkemesince; "...Mahkemece yeterli araştırma ve inceleme yapıldığı, toplanan deliller, kurum kayıtlarında aynı işyerinden bildirimi yapılan bordrolu tanıkların yeminli anlatımları ve tüm dosya kapsamı ile davacının aynı işyerinde geçtiği ispatlanmış ve belirgin bulunduğu, ancak hükme esas alınan ve hizmet cetvellerine ve dava konusu aynı dönemde davacı ile birlikte davalı işyerinde çalıştığı belgelenen kurum kayıtlarına göre davacının davalı işyerinde İlkbahar aylarında çalışmaya başladığının açıkca vurgulanmış olması" gerekçesiyle "Davalı Kurum vekilinin istinaf isteminin oy birliğiyle kabulü ile Bakırköy 20. İş Mahkemesi"nin 29/05/2017 tarihli, 2015/368 Esas - 2017/152 sayılı kararının HMK"nun 353/1-b-2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
    Davanın kısmen kabul, kısmen reddi ile,
    Davacının davalı işyerinde 01/03/1997-10/11/2000 tarihleri arasında günün asgari ücreti ile ve hizmet akdiyle kesintisiz olarak çalıştığının tespitine,
    Fazlaya ilişkin talebin reddine, " karar vermiştir.
    E)Temyiz :
    Feri müdahil Kurum vekili; Zamanaşımı süresinin geçtiği, davanın ispatlanamadığı, kurum aleyhine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmemesi gerektiği ve re" sen dikkate alınacak nedenlerle kararın bozulmasını talep etmişlerdir.
    Davacı vekili; Davalı kurumun feri müdahil olup davacı lehine ve kurum aleyhine, yine davacı aleyhine kurum lehine iki vek ücr takdirinin de yerinde olmadığı, kurum leh ve aleyhine hüküm kurulmaması gerektiği, davacı ve davalı kurum lehine hükmedilen vekalet ücretinin kaldırılması gerektiği, aksi kanaat halinde ise vekalet ücretine ilişkin aynı kararın verilmesi gerektiği yönlerinden temyiz etti ve hükmün sadece vekalet ücreti yönünden düzeltilmesini talep etmiştir.
    F) Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe :
    Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa"nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay"ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
    Öte yandan, 4958 sayılı Yasa"nın 57. maddesiyle 06.08.2003 tarihinde yürürlükten kaldırılan 506 Sayılı Yasanın 3. maddesinin II-A fıkrasında, malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tabi olarak bir işveren emrinde çalışan ve Türk soylu olmayan kimselerin Kurumdan yazılı istekte bulunmaları halinde ve istek tarihinden sonraki aybaşından başlanarak 506 sayılı Yasa"ya tabi çalışabilmeleri söz konusu iken bu Yasanın yürürlükten kalktığı tarihten sonra yabancı soylu olanların istekleri olup olmadığına bakılmaksızın tüm sigorta kolları kapsamında sigortalı olarak çalışmaları mümkün hale gelmiştir.
    Dosyadaki kayıt ve belgelerden; 1955 doğumlu olan davacının dava dilekçesine ekli olarak sunduğu Küçükçekmece Nüfus Müdürlüğü’ nün 31/03/2014 tarihli yazısında Romanya Haym. uyruğunda iken 17/01/2014 tarihinde şimdiki ad ve soyadı ile Türk vatandaşlığına alındığının belirtili olduğu, davalı şirkete ait 0727852 sicil numaralı işyerinin konfeksiyon ihracatı işi ile iştigal ettiği, ...... İş Merkezi adresinde; 25/04/1992 tarihinde yasa kapsamına alındığı, 05/05/1997 tarihinde yasa kapsamından çıkarıldığı, aynı sicil numarasıyla ... adresinde bulunan davalı işyerinin; bu kez 07/05/1997 tarihinde yasa kapsamına alındığı, 01/03/2011 tarihinde yasa kapsamından çıkarıldığı, dönem bordrolarının gönderildiği, davacının sunduğu 10/11/2000 işe giriş tarihli sigorta sicil kartının bulunduğu, davacının 10/11/2000 tarihinden 2011 yılına kadar davalı işyerinden bildirimlerinin olduğu, aynı zamanda bordro tanığı olan davacı tanıklarının dinlendiği anlaşılmıştır.
    Somut olayda, davacının çalışmalarının bildirildiği 10/11/2000 tarihinden önce 506 Sayılı Yasanın 3’ncü maddesinin II-A fıkrasının yürürlükte olduğu 02/01/1997- 10/11/2000 tarihleri arasındaki çalışmalar yönünden davacının yabancı statüsünde olup olmadığı ve davacının 506 sayılı Yasa"ya tabi malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tabi olarak çalışmak istediğine dair Kuruma yazılı bir başvurusu bulunup bulunmadığı, yok ise davacının Türk soylu olup olmadığı araştırılmadan, ayrıca dinlenen davacı tanık beyanları yetersiz olduğundan dönem bordrolarından resen tanık seçilerek dinlenmeden eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    Yapılacak iş, davacının yabancı statüsünde olup olmadığı ve davacının 506 sayılı Yasa"ya tabi malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tabi olarak çalışmak istediğine dair Kuruma yazılı bir başvurusu bulunup bulunmadığını, yok ise davacının Türk soylu olup olmadığının araştırmak, kuruma yazılı başvurusu var ve/veya Türk soylu ise ayrıca ihtilaflı döneme ilişkin tüm dönem bordrolarından ihtilaflı dönemin tamamında kayıtlı ve tarafsız tanıklar saptanarak bunların bilgilerine başvurmak, bordrolarda adı geçen kişilerin adreslerinin tespit edilememesi veya beyanları ile yetinilmediği takdirde, Sosyal Güvenlik Kurumu, zabıta, maliye, meslek odası aracılığı ve muhtarlık marifetiyle işyerine o tarihte komşu olan diğer işyerlerinde uyuşmazlık konusu dönemde çalıştığı tespit edilen kayıtlı komşu işyeri çalışanları; yoksa işyeri sahipleri araştırılıp tespit edilerek çalışmanın niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almak ve gerçek çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde ortaya koyduktan sonra sonuca göre karar vermekten ibarettir.
    Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde, feri müdahil kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve davacı vekilinin temyiz itirazları vekalet ücretine ilişkin olup bozma nedenlerine göre bu aşamada incelenmeksizin Bölge Adliye Mahkemesi hükmü bozulmalıdır.
    G) SONUÇ: Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı 6100 sayılı HMK’nun 373/2. maddesi uyarınca BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine
    dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 18/02/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi