11. Hukuk Dairesi 2016/12545 E. , 2018/4218 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 05/04/2016 tarih ve 2014/1083-2016/396 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili müvekkiline ait işletmenin faaliyetlerini takip etmesi için davalıya vekâletname verildiğini, bu vekâletin borç doğurucu işlemler yapmaya yetki vermediği halde davalının kötüniyetli olarak müvekkilini borçlu göstererek bono tanzim ettiğini ve bu şekilde müvekkilinin üçüncü kişiye icra kanalıyla 59.559,00 TL ödemek zorunda bırakıldığını, bu miktardan davalının sorumlu olduğunu ileri sürerek 44.559 TL"nin ödeme tarihi olan 16.05.2005 tarihinden, 15.000 TL"nin ödeme tarihi olan 28.07.2005 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili müvekkilinin ticari mümessil olduğunu, bono tanziminden davacının haberdar olduğunu ve işletme masraflarını karşılamak üzere borç para alınması için dava konusu senedin davacı adına düzenlendiğini, müvekkilinin şahsi sorumluluğunun olmayacağını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya göre; davacının ticari işletmesine temsilci olarak atadığı davalının vekalet görevini kötüye kullanmak suretiyle şirket adına 25.000,00 TL tutarındaki senet keşide ettiği, söz konusu senet bedelinin herhangi bir şekilde işletme kayıtlarına işlenmediği, işletmenin bononun tanzim tarihi itibariyle borçlu olmadığı, aksine kârlı bir işletme olduğu, senet karşılığında alınan paranın işletme kasasına aktarılmadığı ve bu konuda işletme kayıtlarına herhangi bir giriş yapılmadığı, işlemin tamamen borç para alıp verme işlemi olduğu, davalı her ne kadar tanzim edilen senede istinaden alınan parayı davacı yararına kullandığını beyan etmiş ise de bu iddiasını yeterli delille ispat edemediği gerekçesiyle davanın kabulü ile 15,000,00 TL’nin 28/07/2005 tarihinden 44,559,00 TL’nin 16/05/2005 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 3.050,48 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 04/06/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.