19. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/5643 Karar No: 2016/9103 Karar Tarihi: 23.05.2016
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2016/5643 Esas 2016/9103 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davalı bankanın adına kefil olan müvekkili, dava dışı bankaya yapılan kredinin ödenmesi için borcu ödedikten sonra takip durdurulmuş ancak davalı tarafından yapılan itiraz neticesinde takip devam etmiştir. Davacı vekili, itirazın iptali ve icra inkar tazminatı talebiyle dava açmıştır. Mahkeme, davalı tarafın temerrüde düşürülmediğini ve faiz alacağının icra takip tarihinden itibaren işletilmesi gerektiği gerekçesiyle takibin kısmen kabul edilmesine karar vermiştir. Ancak tüm borcun ödendiği konusunda anlaşmazlık vardır ve davacının talepte bulunabileceği tarih konusunda belirsizlik vardır. Bu nedenle karar bozulmuştur. Borçlar Kanunu'nun 596. maddesi, kefil olan kişinin alacaklıya borcu ödemesinin ardından asıl borçluya rücu etme hakkına sahip olduğunu belirtir.
19. Hukuk Dairesi 2016/5643 E. , 2016/9103 K. "İçtihat Metni"
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, davalı adına ..."den alınan kredinin kefili olan müvekkili tarafından bankaya 11.10.2013 tarihinde 87.250 TL ödendiğini, alacağın tahsili amacıyla başlatılan takibin davalının itirazı üzerine durduğunu ileri sürerek, itirazın iptaline ve %20 oranında icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, davaya cevap vermemiş, duruşmalara da katılmamıştır. Mahkemece yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, Borçlar Kanunu"nun 596. maddesi gereği kefil olan kimsenin kefil sıfatıyla alacaklıya borcu ödedikten sonra asıl borçluya rücu etme hakkına sahip olduğu, davalının usulüne uygun bir şekilde temerrüde düşürülmediği, faiz alacağının icra takip tarihinden itibaren işletilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, takibin 87.250,00 TL asıl alacak üzerinden devamına, faiz alacağının icra takip tarihi olan 18/11/2013 tarihinden itibaren yürütülmesine, alacak likit kabul edilerek %20"si olan 17.450,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davalı ..."ün dava dışı ..."ye olan kredi borcunu taksitlendirdiği dosya içeriğinden ve taksitlendirme sözleşmesinden anlaşılmaktadır. Banka ile yapılan protokole göre ödemenin 23.10.2013 tarihinden başlamak üzere 1"er yıl ara ile 4 taksitte ödenmesi kararlaştırılmıştır. Davacı, davalı ..."ün kredi borcunun kefilidir. Davacı tarafından dava dışı bankaya 11.10.2013 tarihinde kefaleten taksitlendirilen tüm borcun ödendiği anlaşılmaktadır. Davacının ödeme tarihi dikkate alındığında henüz taksitlendirilen borcun vadeleri gelmemiştir. Ancak takip tarihi 18.11.2013 tarihi itibariyle 23.10.2013 vadeli taksit muaccel hale gelmiş olup davacı kefilin ancak 23.10.2013 vadeli taksit tutarını davalıdan talep edebileceği henüz muaccel hale gelmeyen taksitler yönünden ise icra takip tarihi itibariyle talepte bulunamayacağı anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece davacının takip tarihi itibariyle muaccel hale gelen alacağının bilirkişiden alınacak rapor ile belirlenen miktar üzerinden bir karar verilmek gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 23/05/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.