Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/1038
Karar No: 2018/4216
Karar Tarihi: 04.06.2018

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2017/1038 Esas 2018/4216 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2017/1038 E.  ,  2018/4216 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasında görülen davada ... 12. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 29.03.2016 tarih ve 2014/492-2016/159 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili; davalı şirket ile birleşen ... A.Ş tarafından işletilen ... Tersanesi’nin 11.10.1999 tarihli devir protokolü ile müvekkiline devredildiğini, protokole göre devirden önce meydana gelen meslek hastalıklarından davalının sorumlu olacağının belirtildiğini, meslek hastalığı nedeniyle dava dışı işçi tarafından müvekkili aleyhine açılan maddi ve manevi tazminat davasının kısmen kabulüne karar verildiğini ve müvekkilinin icra dosyasına 06.11.2012 tarihinde 83.053,67 TL ödemek zorunda kaldığını, oysa dava dışı işçinin hastalığının devir tarihinden önce meydana geldiğini, taraflar arasındaki protokole göre bu miktardan davalının sorumlu olduğunu ileri sürerek 83.053,67 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili; müvekkilinin dava dışı işçi tarafından açılan ... 1. İş Mahkemesinin 2009/935 Esas sayılı dosyasında taraf sıfatlarının bulunmadığını, söz konusu işçinin devir tarihinden önce meslek hastalığına yakalandığı iddiasının gerçeği yansıtmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; 818 sayılı BK’nun 179. maddesi gereğince bir ticari işletmenin devralınmasında devralan, devraldığı işletmenin tüm borçlarından sorumlu olduğu ve ayrıca devredenin de iki yıl süreyle devralanla birlikte müteselsil borçlu olarak sorumluluğu bulunduğu, devralanın işçinin durumu hakkında devredene yasal düzenlemelerde belirtilen iki yıllık süre içerisinde herhangi bir yazılı veya sözlü talepte bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
    1- Dava, ticari işletmenin devrinden kaynaklanan rücuen alacak istemine ilişkin olup, mahkemece, işin esasına girilerek yazılı şekilde davanın reddine karar verilmiştir. Ancak, TTK"nin 4/(1)-c maddesi uyarınca, tarafların tacir olup olmadığına bakılmaksızın; 6098 sayılı TBK’nın malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkında 202 ve 203 maddelerinde öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları mutlak ticari dava sayılır. Ayrıca, TTK"nin 5/(1) maddesi uyarınca, aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesinin tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevli olduğu, TTK’nın 5/(3) maddesi uyarınca da, asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu, bu durumda göreve ilişkin usul hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir. Buna göre, görev hususu kamu düzenine ilişkin olduğundan, yargılamanın her safhasında re"sen gözetilmesi gerekmektedir. Bu itibarla, taraflar arasındaki uyuşmazlık 6098 sayılı TBK’nın 202. maddesinde düzenlenen, işletmenin devrinden kaynaklandığı için mutlak ticari dava olarak asliye ticaret mahkemelerinde görülmesi gerekmektedir. Bu durumda, mahkemece, taraflar arasındaki uyuşmazlığın TTK’nın 4/(1)-c maddesi kapsamında ticari dava niteliğinde olduğu nazara alınarak görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
    2- Bozma sebep ve şekline göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle kararın re’sen BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 04.06.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi