
Esas No: 2008/2795
Karar No: 2008/3267
Karar Tarihi: 23.07.2008
Usuli Kazanılmış Hak - Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2008/2795 Esas 2008/3267 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi'nin 2008/2795 E., 2008/3267 K. sayılı kararı, hukukta kazanılmış hak kavramına işaret etmektedir. Hukukta bozma kararına uyulması halinde, bozma kararı doğrultusunda işlem yapılması zorunlu olduğu ve bu yönde lehine bozma yapılan taraf yararına kazanılan hakkın, yerel mahkeme için de geçerli olduğu belirtilmektedir. Ancak, bozma kararı dışında kalan yönler kesinleşir ve bu durumda ilgililerin, olağan ve olağanüstü kanun yollarının tüketilmesinden sonra Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne başvurma hakkı doğar. Kararda, yasama organının görevinin kanun yapmak ve yasaları uygulamak olduğu, yasaların yürütülmesinin ise icra organına ait olduğu vurgulanmaktadır. Bu ayrım, laik, demokratik sistemin hukuksal bir gereği olarak görülmektedir. 6831 sayılı Orman Kanunu'nun 11. maddesi de kararda belirtilen kuralın dayanağı olarak gösterilmiştir.
7. Hukuk Dairesi 2008/2795 E., 2008/3267 K.
7. Hukuk Dairesi 2008/2795 E., 2008/3267 K.
- USULİ KAZANILMIŞ HAK
- 6831 S. ORMAN KANUNU [ Madde 11 ]
"İçtihat Metni"
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay"ca incelenmesi davacılar tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, dosyadaki belgeler okundu. Tetkik hakiminin açıklamaları dinlendi. Gereği görüşüldü:
Kural olarak, öğretide ve yerleşik Yargıtay uygulamasında bozma kararına uyulmakla, orada belirtilen biçimde işlem yapılması yolunda lehine bozma yapılan taraf yararına kazanılmış hak, aynı doğrultuda yerel mahkeme için zorunluluk doğar. Öte yandan, bozma kararı dışında kalan yönler ise kesinleşir. Bu olgular ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Sözleşmesi"nin 6. maddesi hükmü uyarınca, koşullarının varlığı halinde olağan ve olağanüstü kanun yollarının geniş kapsamda iç hukuk yollarının tüketildikten sonra ilgililerin anılan mahkemeye başvurmaları hukuken olanaklıdır. Yasama organının görevi kanun yapmak, yasaları ise kanunun özü ve sözüne öğretide, uygulamada konuya ilişkin yerleşik Yargıtay uygulamasında belirlenen ve kararlılık kazanan görüşler doğrultusunda uygulamak yargının görevidir. Yasama organınca yapılan kanunların yürürlüğü ise icra organına aittir. Saptanan bu olgular "Parlamenter" sistemin temel özellikleridir. Kuvvetler ayrılığı olgusunun bir parçasıdır. Açık bir deyişle yargı, yürütme ve yasama organının görevleri birbirinden ayrıktır. Ne var ki anılan kuvvetlerin birbiri ile teğet olarak çalışmaları zorunludur. Az yukarıda vurgulanan olgular laik, demokratik sistemin hukuksal bir gereğidir.
Mahkemece hükmüne uyulan bozma karan çerçevesinde işlem yapılıp, hüküm kurulduğuna ve 6831 sayılı Yasa"nın değişik 11. maddesi hükümleri eşliğinde oluşturulan hükmün gerekçesine ve toplanıp değerlendirilen deliller ile hüküm yerinde gösterilen gerekçelere göre yerinde olmayan ve bozma kararı dışında kalarak kesinleşen yönler de gözönüne alınarak yazılı şekilde hüküm kurulduğuna göre, davacılar Kadir mirasçılan Emine, Saime, Fatma, Aydın ile Ümit, Mehmet, Osman, Şerife, Ali, Nazife, Mustafa, Ayşe, Sema, Halit, Sinem, H.Gülsüm, Hasene, E.Yüksel, A.Hamdi, Hanime, Gülten, Reyhan, Kadir, Hatice, Ziğneti, Ali, Osman ve Hasan, M.Ali, Ahmet mirasçıları, E.Dursun, Şerife, Halil, Sinem, Ö.Lütfi S., Halit, Ö.Lütfi K. mirasçıları, Ayşe, Nazan, Nalan, Elif, O.Nuri mirasçıları Hasene, A.Hamdi, Hatice, E.Yüksel, F.Zehra"nın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile Daire bozma kararı gereğine uygun bulunan hükmün (ONANMASINA), 23.07.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.