Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/7334
Karar No: 2018/1247
Karar Tarihi: 22.02.2018

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2015/7334 Esas 2018/1247 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2015/7334 E.  ,  2018/1247 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla)


    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı ... ve ..."nin vasisi ... tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
    -K A R A R-
    Davacı vekili; müvekkiline zorunlu mali sorumluluk sigortalı, davalı ..."a ait, diğer davalı ..."nin sürücüsü olduğu araç ile, sürücüsünün alkollü iken gerçekleşen kazasında ölen kişinin hak sahiplerine 15.371,00 TL ödendiğini, ödenenin rücuan tahsili amacı ile takip başlatıldığını açıklayıp itirazın iptali ile 15.271,00 TL"nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı ..., aracı diğer davalıya sattığını, sorumluluğunun bulunmadığını savunmuştur.Davalı ..., kaza sırasında alkollü olduğunu belirtmiştir.Mahkemece yapılan yargılama neticesinde, alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre davacının davalı ... (mirasçıları) aleyhine açmış olduğu itirazın iptali davasının reddine, davacının davalı ... aleyhine açmış olduğu davanın kabulü ile 15.371,00 TL rücuen tazminat alacağının bu davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı ... ve ..."nin vasisi ... tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı ... ve ..."nin vasisi ..."nin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine, karar vermek gerekmiştir.
    2-Dava, davalının trafik sigortacısı olan davacının, zarar gören 3. kişiye ödediği bedelin rücu istemine ilişkindir.Davacı vekili dava dilekçesi ile davacıya trafik sigortalı, davalı ..."a ait aracın diğer davalı sürücü ..."nin alkollü sevki sırasında gerçekleşen kazada ölenin hak sahiplerine ödedikleri tazminatın rücuan tahsili amacı ile icra takibine girişildiğini, davalının itiraz etmesi takibin durduğunu açıklayıp itirazın iptali ile 15.271,00 TL"nin tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Hem itirazın iptali ve hem alacağın tahsili istenemez. Davanın konusu “ilâmsız” icra takibine yapılan itirazın “iptali”iken, davacı vekili, dava dilekçesinin “sonuç“ bölümünde itirazın iptali ile birlikte “15.271,00 TL"nin tahsiline” karar verilmesini istemiştir.
    İlamsız icra takibine itiraz üzerine açılan “îtirazın iptali” davasında, yalnızca “itirazın iptali” istenebilir. Ayrıca, kısmen veya tamamen “alacağın tahsili” istenemez. Bir başka anlatımla, aynı davada hem “itirazın iptali” ve hem “alacağın tahsili” bir arada olmaz ve mahkemece de istek gibi karar verilemez. İtirazın iptali ve alacak davası nitelikleri ve sonuçları itibarıyla birbirinden farklı dava türleridir.Böyle bir durumda; mahkemece davacı tarafa, davasının itirazın iptali mi, yoksa alacak davası mı olduğunun açıklattırılması; buna göre davanın itirazın iptali veya alacak davası olarak sonuçlandırılması gerekir.Kabule göre de;
    a-) Trafik sigortacısı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu"nun 95/2. maddesi ve zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları gereğince, tazminat yükümlülüğünün azaltılması veya kaldırılmasına ilişkin halleri üçüncü kişilere karşı ileri süremeyeceğinden, zarar görene ödeme yaptıktan sonra, sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre kendi sigorta ettirenine rücu edebilir. Araç maliki ve sigorta şirketi arasındaki sigorta sözleşmesi gereğince, sürücünün ağır kusuru, yeterli ehliyete sahip olmaması veya alkollü olması sonucu zarara neden olunması hallerinde, sigortacının kendi akidine rücu hakkı bulunmaktadır.
    Araç maliki ve sigorta şirketi arasındaki sigorta sözleşmesi gereğince sürücünün ağır kusuru, yeterli ehliyete sahip olmaması veya alkollü olması sonucu zarara neden olduğu takdirde sigortacı kendi akidine rücu hakkına sahiptir.Sigortalı ve sigorta şirketi arasındaki sigorta sözleşmesi gereğince sürücünün alkollü olması sonucu zarara neden olduğu takdirde sigortacı kendi akidine rücu hakkına sahiptir.Dosya kapsamında bulunan poliçe örneğine göre sigorta sözleşmesinin tarafı olarak davalı ..."ın ismi yer almaktadır. Buna göre taraflar arasında sigortalılık konusunda ihtilaf bulunmamaktadır. Ancak diğer davalı ..., araç sürücüsü olup sigorta sözleşmesinin tarafı olmadığından trafik sigortacısı tarafından açılacak rücu davaları da akide karşı açılacağından araç sürücüsü ... aleyhine hüküm kurulması doğru görülmemiştir.Kaldı ki; itirazın iptali davası, icra takibinde borçlu olarak gösterilen ve takibe itiraz eden kişiye karşı açılır.Talebe konu icra dosyasının incelenmesinde borçlu olarak sadece davalı ..."ın yer aldığı, diğer davalı ..."nin yer almadığı anlaşılmaktadır. Eldeki davanın alacak davası değil de “itirazın iptali” davası olarak açıldığı davacı tarafça bildirilirse, icra takip dosyasında borçlu olarak yer almayan davalı ... yönünden pasif husumet yokluğu nedeni ile davanın reddine karar verilmesi gerekirken işin esasına girilerek yazılı şekilde karar verilmesi de doğru görülmemiştir.
    b-)2918 sayılı KTK"nun 48. maddesinde; alkollü içki alması nedeniyle güvenli sürme yeteneklerini kaybetmiş kişilerin karayolunda araç sürmelerinin yasak olduğu ifade edilmiştir.
    Karayolları Trafik Yönetmeliğinin "Uyuşturucu ve Keyif Verici Maddeler ile İçkilerin Etkisinde Araç Sürme Yasağı" başlıklı 97/1. maddesinde; alkollü içki almış olması nedeniyle güvenli sürme yeteneğini kaybetmiş kişilerin karayolunda araç sürmelerinin yasak olduğu açıklandıktan sonra bu konu ile ilgili olan "b-2" bendinde; alkollü içki almış olarak araç kullandığı tesbit edilen diğer araç sürücülerinden kandaki alkol miktarı 0.50 promil üstünde olanların araç kullanamayacakları belirtilmiştir.Öte yandan, Zorunlu Mali Sorumluluk Sorumluluk Genel Şartlarının B.4.d maddesinde; tazminatı gerektirin olay işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin veya motorlu aracın hatır için karşılıksız olarak kendilerine verilen kişilerin uyuşturucu veya keyif verici maddeler almış olarak aracı sevk ve idare etmeleri esnasında meydana gelmiş veya olay yukarıda sayılan kişilerin alkollü içki almış olmaları nedeniyle aracı güvenli sürme yeteneklerini kaybetmiş bulunmalarından ileri geliyorsa sigortacının sigorta ettirene rücu hakkı olduğu açıklanmıştır.Bununla birlikte, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının B.4.d maddesinin dayanağını teşkil eden KTK"nun 48. maddesinin yasaklamayı düzenleyen ilk fıkrasında, alkollü içki almış olması nedeniyle güvenli araç sürme yeteneklerini kaybetmiş kişilerin karayolunda araç sürmeleri yasaklanmış olup, aynı maddenin 2. fıkrasındaki yönetmelik düzenlenmesine olanak tanıyan hükümde, yasaklama yetkisi yönetmeliğe bırakılmış olmadığından, Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 97. maddesinde, yukarıda anılan yasa hükmü tekrarlandıktan ve mütakip, uyuşturucu veya keyif verici maddeler ile alkollü içkilerin oranlarının ne şekilde saptanacağı belirlendikten sonra, yasada yer alan hükmü dikkate almadan salt 0.50 promilin üstünde alınan alkol miktarına göre araç kullanma yasağı getirilmesinin yasal dayanağı bulunmadığından geçersiz bulunmaktadır. Geçersiz yönetmelik hükümlerinin yasaya aykırı bir şekilde genel şart olarak kabulü de mümkün değildir.
    O halde, hasarın teminat dışı kalabilmesi/davacının rücu hakkını kullanabilmesi için kazanın meydana geliş şekli itibariyle sürücünün salt (münhasıran) alkolün etkisi altında kaza yapmış olması gerekmektedir. Diğer bir anlatımla, sürücünün alkollü olması tek başına hasarın teminat dışı kalmasını gerektirmez. Üstelik, böyle bir durumda hasarın teminat dışı kaldığının ispat yükü TTK"nun 1281. maddesi hükmü gereğince sigortacıya düşmektedir.
    Yargıtay"ın yerleşik uygulamalarında; sürücünün aldığı alkolün oranının doğrudan doğruya sonuca etkisi bulunmadığından, mahkemece nöroloji uzmanı, hukukçu ve trafik konusunda uzman bilirkişilerden oluşan bilirkişi kurulu aracılığıyla olayın salt alkolün etkisiyle gerçekleşip gerçekleşmediğinin, alkol dışında başka unsurlarında olayın meydana gelmesinde rol oynayıp oynamadığının saptanması, sonuçta olayın tek başına alkolün etkisiyle meydana geldiğinin belirlenmesi durumunda, oluşan hasarın poliçe teminatı dışında kalacağından davanın kabulüne aksi halinde reddine karar verilmesi gerekeceği ilkesi benimsenmektedir. (YHGK 23.10.2002 gün ve 2002/11-768-840; YHGK 7.4.2004 gün ve 2004/11-257-212; YHGK 2.3.2005 gün ve 2005/11-81-18; YHGK 14.12.2005 gün 2005/11-624-713 sayılı ilamları) Mahkemece her ne kadar araç maliki yönünden davanın reddine karar verilmiş, sürücü yönünden de sürücünün yargılamadaki ” kendisinin olay anında alkollü olduğunu, bu nedenle kazanın meydana geldiğini” belirttiği gerekçesi ile yazılı şekilde karar verilmiş ise de; somut olayda, davalı sürücünün kaza esnasında alkollü olduğuna dair bir tespit bulunmadığı gibi mahkemece, alkolün trafik kazasına etkisi olup olmadığı nöroloji uzmanı, hukukçu ve trafik konusunda uzman bilirkişilerden oluşan bilirkişi kurulunca araştırılmadan alınan kusur ve hasar raporuna göre karar verilmesi de doğru görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... ve ..."nin vasisi ..."nin sair temyiz itirazlarının reddine, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... ve ..."nin vasisi ..."nin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ... ve ..."nin vasisi"ne geri verilmesine 22/02/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi