12. Ceza Dairesi 2018/8597 E. , 2019/5459 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçundan sanık ...’ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 133/2, 62, 52/2-4. maddeleri uyarınca 3000 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına dair Aydın 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 01.03.2017 tarihli ve 2016/1472 esas, 2017/279 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi:
Dosya kapsamına göre, benzer bir olaya ilişkin olarak Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 09.12.2013 tarihli ve 2013/8734 esas, 2013/28283 karar sayılı ilâmında yer alan, "... sanığın 2008 ile 2010 yılları arasında katılanlara ait iş yerinde gümrük sorumlusu olarak hizmet akdi ile çalıştığı, iş yerinde işçi çıkarmalarının yaşandığı bir dönemde kendisinin haklı bir neden olmaksızın işten çıkarılabileceği şüphesi taşıdığı, katılanların görüşmek üzere sanığı çağırdıklarında, işten çıkarma ve tazminatı konusunda yaptıkları söyleşiyi katılanların bilgi ve rızası dışında kaydettiği ve taraflar arasında ... İş Mahkemesinin ... sayılı dosyasında görülen davaya delil olarak sunmak suretiyle atılı suçu işlediği iddiasına konu olayda; tarafı olduğu söyleşiyi gizlice kaydedip, bu söyleşiyi içeren CD"yi, katılanların bilgisi ve rızası dışında, İş Mahkemesine teslim eden sanığın eyleminin TCK"nın 133/2-3. maddelerinde düzenlenen kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçu kapsamında değerlendirilebileceği; ancak, bahse konu söyleşiyi içeren CD"yi, üçüncü kişi ya da kişilerle paylaştığı ve/veya çoğaltarak dağıttığına ilişkin hakkında bir iddia ileri sürülmeyen sanığın, katılanın kendisine karşı haksız bir fiil işlemekte olduğuna dair iddiasını ispatlama ve kaybolma olasılığı bulunan delillerin muhafazasını sağlama amacını taşıyan eyleminde, hukuka aykırı hareket ettiği bilinciyle hareket ettiği kabul edilemeyeceğinden, yapılan yargılama sonunda, yüklenen suç açısından sanığın kastının bulunmadığı gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılanlar vekilinin sübuta ilişkin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, beraata ilişkin hükmün isteme uygun olarak onanmasına ..." şeklindeki açıklamalar nazara alındığında, somut olayda, Aydın Büyükşehir Belediye Başkanlığı Makine İkmal Onarım Daire Başkanlığında engelli statüsünde çalışan sanığın, başka bir çalışan ile tartışması neticesinde ilgili kurumda Genel Sekreter Yardımcısı olarak görev yapan katılanın makam odasına görüşmek için çağrılmasını takiben, sanığın daha önce benzer konulara ilişkin katılan ile görüşürken tehdit ve hakaretlere maruz kaldığı gerekçesiyle ve katılanın kendisine karşı haksız bir fiil işlemekte olduğuna dair iddiasını ispatlama ve kaybolma olasılığı bulunan delillerin muhafazasını sağlama amacı ile katılan ile arasındaki görüşmeyi kayda aldığının iddia edilmesi karşısında, sanığın hukuka aykırı hareket ettiği bilinciyle hareket ettiği kabul edilemeyeceğinden, beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Adalet Bakanlığının 03.12.2018 gün ve 94660652-105-09-14324-2018-Kyb sayılı kanun yararına bozma talebine atfen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 12.12.2018 gün ve 2018/99118 sayılı tebliğnamesi ile daireye ihbar ve dava evrakı tevdi kılınmakla;
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
İki veya daha fazla kişinin, başkalarının bilmeyeceği ve sınırlı bir dinleyici çevresi dışına çıkmayacağı yönünde haklı bir inanç ve iradeyle hareket ederek, herhangi bir aracı vasıta olarak kullanmadan, yüz yüze gerçekleştirdikleri, ancak özel bir çaba gösterilerek duyulabilecek, aleni olmayan, söze dayalı, sesli düşünce açıklamalarının, konuşmanın tarafı olmayan kişi veya kişilerce, ilgilisinin rızası olmaksızın, elverişli bir aletle (sesli bir açıklamayı kuvvetlendirerek veya naklederek onu ses alanının dışına çıkartıp doğrudan doğruya algılanabilir hale getirmeye yarayan her türlü düzenekle) dinlenmesi veya akustik olarak tekrar dinlenebilmesi imkanını sağlayan bir aletle kaydedilmesinin TCK"nın 133/1. maddesinde; en az üç veya daha fazla kişinin, yüz yüze gerçekleştirdikleri, aleni olmayan, söze dayalı düşünce aktarımlarının, söyleşinin tarafı olan kişi veya kişilerce, ilgililerinin rızası olmaksızın, bir aletle kaydedilmesinin aynı Kanunun 133/2. maddesinde kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması başlığı altında suç olarak tanımlandığı, söyleşiden farklı olarak, iki kişi arasında da gerçekleşebilecek olan konuşmada, konuşan tarafların, aralarında geçen sözleri kaydetmesi, TCK"nın 133/1. maddesi kapsamında suç olarak tanımlanmamış olup, koşulları bulunduğu takdirde eylemin aynı Kanunun 134. maddesinde düzenlenen özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu oluşturabileceği; elverişli bir aletle dinlenilen veya kaydedilen konuşma veya söyleşiden elde edilen bilgiler sayesinde kendi veya üçüncü kişi lehine, maddi ya da manevi yarar, yani; fayda veya avantaj sağlanması; bu bilgilerin, menfaat karşılığı olsun ya da olmasın, ilgilisi dışındaki kişi veya kişilere verilmesi ya da diğer kişilerin dolaylı olarak bilgi edinmelerinin temin edilmesinin TCK"nın 133/3. maddesinde ayrıca suç olarak tanımlandığı, hükümden sonra 05.07.2012 tarihli Resmi Gazete"de yayınlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanunun 80. maddesi ile TCK"nın 133/3. maddesinde yapılan değişiklikle kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaların kaydedilmesi suretiyle elde edilen verilerin hukuka aykırı olarak ifşa edilmesi eyleminin suç olarak düzenlenmiştir.
Bu açıklamalar ışığında incelenen dosya kapsamına göre; Aydın Büyükşehir Belediye Başkanlığı Makine İkmal Onarım Daire Başkanlığında engelli statüsünde çalışan sanığın, başka bir çalışan ile tartışması sebebiyle Genel Sekreter olan katılan tarafından çağrıldığı sırada, katılanın daha önce benzer olaylardan dolayı hakaret ve tehdit etmesi nedeniyle sanığın katılan ile yapmış oldukları yüz yüze konuşmayı kaydedip işten çıkarılması üzerine açmış olduğu davaya delil olarak sunması şeklinde sübutu kabul edilen eylemi nedeniyle; sanık ile katılan arasında gerçekleşen konuşmanın kaydedilmesi eyleminin TCK’nın 133/1 ve 133/2. madde ve fıkraları gereğince suç olarak düzenlenmediği gibi, içeriği itibariyle de özel olmaması nedeniyle aynı Kanunun 134/1. madde ve fıkrasında düzenlenen özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu da oluşturmayacağı, katılanın tarafı olduğu konuşma içeriklerini üçüncü kişi ya da kişilerle paylaştığı ve/veya çoğaltarak dağıttığına ilişkin hakkında bir iddia ileri sürülmeyen sanığın, açmış olduğu davada iddialarını ispatlama amacını taşıyan eyleminde, hukuka aykırı hareket etme bilinciyle davranmadığı gözetildiğinden sanık hakkında beraat kararı verilmesi gerekirken, delillerin takdirinde hataya düşülerek yazılı şekilde mahkumiyete karar verilmesinde isabet görülmemiş olup,
Kanun yararına bozma talebine dayanılarak düzenlenen tebliğnamedeki bozma isteği incelenen dosya kapsamına nazaran yerinde görüldüğünden, Aydın 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 01.03.2017 tarihli ve 2016/1472 esas, 2017/279 sayılı kararının CMK"nın 309/4-d. maddesi uyarınca isteme uygun olarak KANUN YARARINA BOZULMASINA, aynı maddenin 4. fıkra (d) bendinin verdiği yetkiyle; hükmolunan cezanın kaldırılmasına, 24.04.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.