Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2019/1694 Esas 2019/3641 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/1694
Karar No: 2019/3641
Karar Tarihi: 18.04.2019

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2019/1694 Esas 2019/3641 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir ve mahkeme davayı kabul etmiştir. Ancak davacının kararı temyiz etmesi halinde hukuki yararının bulunmadığı belirtilmiştir. Temyiz yoluna başvuran tarafın hukuki yararının bulunup bulunmadığı, öncelikle onun davadaki talebi ile mahkemenin hükmü karşılaştırılarak belirlenir. Eğer tarafın talepleri hüküm ile tam olarak karşılanmamışsa, karşılanmayan eksik talep kalmışsa temyize başvurmada hukuki yararın bulunduğu kabul edilir. Tüm talepleri mahkeme hükmü ile kabul edilen davacının, davada haklı çıkmakla birlikte hükmü yine de temyiz etmesi halinde, hüküm fıkralarının veya gerekçesinin hangi nedenlerle aleyhine olduğunu, dolayısıyla temyizde hukuki yararı olduğunun gerekçelerini de belirtmesi gerekir. (HMK 364/2-f bendine göre temyiz dilekçesinde \"Temyiz sebepleri ve gerekçesi\" bulunmak zorundadır) Aksi halde temyiz talebinin kötü niyetle yapıldığı kabul edilir. Kötü niyetle temyiz, davanın gereksiz yere uzamasına ve yargı organlarının yersiz meşgul edilmesine yol açar. Kanun maddeleri HMK 361/2. fıkrası ve HMK 364/2-f bendidir.
10. Hukuk Dairesi         2019/1694 E.  ,  2019/3641 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :İş Mahkemesi


    KARAR


    Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
    Mahkemece, yapılan yargılama neticesinde hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Hükmün, davacı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    Davacının, dava açmada hukuki yararının bulunması dava şartlarından olduğu gibi temyiz Kanun yoluna başvuracak olan tarafın da temyiz yoluna başvuruda hukuki yararının bulunması gerekir. HMK 361/2. fıkrasında "Davada haklı çıkmış olan taraf da hukuki yararı bulunmak şartıyla temyiz yoluna başvurabilir" düzenlemesi vardır.
    Temyiz yoluna başvuran tarafın hukuki yararının bulunup bulunmadığı, öncelikle onun davadaki talebi ile mahkemenin hükmü karşılaştırılarak belirlenir. Eğer tarafın talepleri hüküm ile tam olarak karşılanmamışsa, karşılanmayan eksik talep kalmışsa temyize başvurmada hukuki yararın bulunduğu kabul edilir. Tüm talepleri mahkeme hükmü ile kabul edilen davacının, davada haklı çıkmakla birlikte hükmü yine de temyiz etmesi halinde, hüküm fıkralarının veya gerekçesinin hangi nedenlerle aleyhine olduğunu, dolayısıyla temyizde hukuki yararı olduğunun gerekçelerini de belirtmesi gerekir. (HMK 364/2-f bendine göre temyiz dilekçesinde "Temyiz sebepleri ve gerekçesi" bulunmak zorundadır) Aksi halde temyiz talebinin kötü niyetle yapıldığı kabul edilir. Kötü niyetle temyiz, davanın gereksiz yere uzamasına ve yargı organlarının yersiz meşgul edilmesine yol açar.
    Somut olayda, davacı Kurum vekilinin talebi gibi mahkemece, davaya konu Kurum zararının tamamına hükmedildiği, bu kararın davacı vekili tarafından hiçbir temyiz sebebi gösterilmeksizin temyiz edildiği, davacı vekilinin bu temyizinin kötü niyetli temyiz olduğu anlaşılmakla;
    SONUÇ: Mahkemece davanın kabulüne karar verilerek davacının tüm taleplerinin karşılandığı, bu durumda davacının kararı temyiz etmekte hukuki yararı bulunmadığından temyiz talebinin REDDİNE, 18.04.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.