18. Ceza Dairesi 2017/7660 E. , 2019/15697 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Görevi yaptırmamak için direnme, hakaret, tehdit
HÜKÜMLER : Mahkumiyet, karar verilmesine yer olmadığı
KARAR
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre, hüküm fıkrasının C-1 bendinde sanık adının “Nihat” yerine “Yalçın” olarak belirtilmesi mahallinde düzeltilebilir maddi hata olarak kabul edildiğinden bozma yapılamayacağı anlaşılmakla yapılan incelemede;
1- Sanık hakkında tehdit suçundan verilen karar verilmesine yer olmadığına dair kararın, CMK"nın 223. maddesinde belirtilen hüküm niteliğinde bulunmadığı ve bu nedenle temyiz edilemeyeceği,
Anlaşıldığından, katılanlar vekilinin, tebliğnameye aykırı olarak, temyiz davası isteği hakkında bir KARAR VERMEYE YER OLMADIĞINA,
2- Sanık hakkında hakaret ve görevi yaptırmamak için direnme suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik temyize gelince, başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
a) Dairemizce de benimsenen Ceza Genel Kurulu’nun 31/01/2017 tarih 2014/4-785 esas, 2017/34 sayılı kararında da belirtildiği üzerine, hakaret fiilinin cezalandırılmasıyla korunan hukuki değer, kişilerin onur, şeref ve saygınlığı olup, bu suçun oluşabilmesi için, davranışın kişiyi küçük düşürmeye yönelik olarak gerçekleşmesi gerekmektedir. Bir hareketin tahkir edici olup olmadığı bazı durumlarda nispi olup, zamana, yere ve duruma göre değişebilmektedir. Kişilere yönelik her türlü ağır eleştiri veya rahatsız edici sözlerin hakaret suçu bağlamında değerlendirilmemesi, sözlerin açıkça, onur, şeref ve saygınlığı rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnadını veya sövme fiilini oluşturması gerekmektedir. Beddua niteliğinde sözler ise hakaret suçunu oluşturmaz.
Yargılamaya konu somut olayda; sanığın hemşire olan kamu görevlilerine hitaben söylediği kabul edilen “Allah belanızı versin...” şeklindeki sözlerinin katılanların onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmayıp, rahatsız edici, kaba ve nezaket dışı hitap tarzı ve beddua niteliğinde olduğu, dolayısıyla hakaret suçunun unsurları itibari ile oluşmadığı gözetilmeden, sanığın beraatı yerine mahkûmiyet kararı verilmesi,
b) Dosya kapsamına göre, sanığın “Allah belanızı versin” şeklinde hakaret ettiği gerekçesiyle içeri alınmadığı, bunun üzerine güvenlik görevlisi ve katılanlar Dilek ile Emine’ye karşı eylemlerini gerçekleştirdiğinin anlaşılması ve (1) nolu bozma karşısında; olayların başlangıcı ve gelişimi değerlendirildikten sonra, sanık hakkında görevi yaptırmamak için direnme suçu yönünden TCK’nın 29. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılmaması,
Kanuna aykırı, sanık ve katılanlar ... ile ... vekilinin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden tebliğnameye kısmen uygun olarak HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 06/11/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.