1. Hukuk Dairesi 2015/14170 E. , 2018/12407 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacılar, mirasbırakanları ......’nın maliki olduğu tüm taşınmazları satması için oğlu ...... vekil tayin ettiğini, ......’ın bu vekaletnameyi kullanarak mirasbırakana ait 14 ve 15 nolu bağımsız bölümleri eşi olan davalı ...’e devrettiğini, temlik tarihinde mirasbırakanın ehliyetsiz olduğunu, aynı zamanda temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olarak yapıldığını ileri sürerek, taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında adlarına tesciline karar verilmesini istemişler, aşamalarda ehliyetsizlik yönünden araştırma yapılmasını istemediklerini bildirmişlerdir.
Davalı, taşınmazların öncesinde eşi ......’a ait olduğunu, maddi sıkıntılar nedeniyle eşinin taşınmazları ...’ye devrettiğini,......ın da mirasbırakanın eşi ......’e verdiği vekaletname kullanılmak suretiyle taşınmazların elden çıkmasını önlemek amacıyla mirasbırakana devrettiğini, yaşanan maddi sıkıntıların sona ermesi üzerine eşi ......’a ait olan taşınmazların kendisine verildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, muvazaa iddiasının ispatlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; 104 m2’lik arsalı kargir temel vasfındaki 171 ada 10 parsel sayılı taşınmazın tamamı ...... Çalışkan’a ait iken, ......’ın tamamını 08.02.1991 tarihinde ...... Yılmaz’a, ......’ın da 01.07.1991 tarihinde ...’ye devrettiği, 101 m2’lik arsa vasfındaki 171 ada 12 parsel sayılı taşınmazın 64,41 m2’lik kısmı yola terk edildikten sonra kalan 36,59 m2’lik kısmı ... adına kayıtlı iken 22.06.1993 tarihinde ...’ye devredildiği, 5 m2’lik arsa vasfındaki 171 ada 19 parsel sayılı taşınmazın tamamı ... adına kayıtlı iken, ... tarafından 02.12.1991 tarihinde ...... Çalışkan’a, ...... tarafından da 23.12.1991 tarihinde ...’ye satış suretiyle devredildiği, 363,89 m2’lik arsa vasfındaki 171 ada 25 parsel sayılı taşınmaz ...... Köse, ...... Köse ve ...... Değerli
adına kayıtlı iken, 09.12.1993 tarihinde yapılan taksim ile müstakilen ... adına tescil edildiği, 171 ada 10, 171 ada 12, 171 ada 19 ve 171 ada 25 parsel sayılı taşınmazların 04.01.1994 tarihinde yapılan tevhid ve yola terk işlemi neticesinde 452,66 m2’lik arsalı kargir temel vasfı ile 171 ada 26 parsel numarası altında ... adına tescil edildiği, ...’nin 171 ada 26 parsel sayılı taşınmazın tamamını 12.05.1994 tarihinde mirasbırakan ...’a satış yoluyla devrettiği, mirasbırakan ... tarafından zaman içerisinde çok sayıda kişiye pay temliki yapılarak en son 12/113 payı ( dava konusu bağımsız bölümlere karşılık gelen ) üzerinde bıraktığı, daha sonra mirasbırakan adına vekaleten ...... Çalışkan’ın çekişmeli 12/113 payı 11.10.2001 tarihinde davalı ...’a satış suretiyle temlik ettiği, mirasbırakan ...’ın 22.08.2006 tarihinde ölümü ile geriye mirasçı olarak davacı kızları ......... ve ...... ile dava dışı oğlu ......’ın kaldığı, davalı ...’in mirasçı ......’ın eşi olduğu anlaşılmaktadır.
Somut olayda, tanık olarak dinlenen ara malik ..., yaklaşık 20 yıl önce mirasbırakanın eşi ......’in yanına gelerek dava konusu taşınmazın tefecilerin eline geçmesini önlemek için emaneten üzerine devralması konusunda teklifte bulunduğunu, bunun üzerine taşınmazı herhangi bir para ödemeden devraldığını, 1 yıl kadar sonra da yine bedelsiz olarak devrettiğini beyan etmiştir. Tanık ...... olayların içinde yer alan ve taşınmazı üzerine alıp daha sonra devreden kişidir. Yukarıda açıklaması yapılan tapu kayıtlarının tedavülleri ile tanık......ın beyanları birlikte değerlendirildiğinde, taşınmazın temelde davalının eşi ......’a ait olduğu, mirasbırakan ile bir ilgisinin bulunmadığı, olayların akışı içerisinde mirasbırakan taşınmazı emaneten üzerinde tuttuktan sonra gerçek hak sahibine devrettiği, bu nedenle yapılan temlikin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olmadığı anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Davalının yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 17.09.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.