17. Hukuk Dairesi 2015/7713 E. , 2018/1230 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi
.
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R-
Davacılar vekili, davalıların sürücü ve işleten olduğu aracın müvekkilleri küçük çocuk yayaya çarpması sonucu davacı Halil İbrahim’in yaralandığını belirterek davacı çocuk için 8.000,00 TL manevi tazminatın, davacılar anne ve baba için 5.000,00’er TL manevi tazminatın, ayrıca davacı anne ve babanın çocukları hastanede yattığı sürece nöbetleşe refakat ettiklerini, babanın mermercilik işine ara vermek zorunda kaldığı için kazanç kaybına uğradığını, kullanılan ilaçların %20’si ile ulaşım ve çeşitli diğer harcamaların davacılarca karşılandığını ileri sürerek, 2.000,00 maddi tazminatın davalılardan tahsilini istemiştir.Davalılar vekilleri, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre, davanın kısmen kabulü ile 760,00 TL maddi tazminatın kazanın meydana geldiği 31/05/2008 tarihinden itibaren; ayrıca ...’a velayeten babası ... için 1.500,00 TL, anne ... için 1.500,00 TL manevi tazminatın davalılardan alınarak dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-)Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacılar vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-)Davacılar vekili, dava dilekçesinde davacı çocuk ...’ın yaralanması nedeniyle ayrı ayrı davacı anne ve baba için 5.000’er TL, davacı malül çocuk için 8.000,00 TL manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Mahkemece, davacı anne ve babanın manevi tazminat istemi hakkında karar verilmiş, davacı malül çocuk için 8.000,00 TL manevi tazminat istemine ilişkin müspet ve menfi bir hüküm kurulmamıştır. Mahkemece, davacı çocuk ...’ın manevi tazminat istemi de değerlendirilerek bu konuda bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik karar verilmesi doğru görülmemiştir.
3-)Davacılar vekili, dava dilekçesinde; davacı çocuğun hastanede yattığı süre içinde davacı anne ve babanın nöbetleşe refakat ettiklerini, davacı babanın çocuğunun bakımı ve tedavisi ile ilgilenmek zorunda kaldığı için mermercilik işine ara vermek zorunda kaldığını, davacı babanın bu nedenle kazanç kaybına uğradığını, davacı çocuğun tedavisinde kullanılan ilaçların %20’si ile ulaşım ve çeşitli diğer harcamaların davacılarca karşılandığını ileri sürerek 2.000,00 TL maddi tazminatın davalılardan tahsilini istemiş, fakat dilekçe içeriğinde kimin için ne kadar miktarda ne tazminat talep ettiğini belirtmemiş, mahkemece de dava dilekçesi davacılar vekiline açıklattırılmamıştır. O halde, mahkemece öncelikle yapılacak iş; 2.000,00 TL olarak bildirilen maddi tazminat talebinin kimin için hangi kalemlere ilişkin olduğunu kuruşlandırılmak suretiyle davacılar vekiline açıklattırılması olacaktır.Mahkemece, yargılama sırasında davacı çocuk ...’ın maluliyet oranına ilişkin rapor alınmaksızın karar verilmiştir. Maddi ve manevi tazminatın takdiri açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir. Sözkonusu belirlemenin ise, Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastaneleri"nin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşların, çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü veya Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.Somut olayda, kaza neticesinde davacıların maruz kaldığı yaralanmaya ilişkin olarak rapor alınmamıştır. Bu durumda mahkemece, kazayla ilgili tüm tedavi evrakları celbedilerek yukarıda belirtilen açıklamalar ışığında, Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği esas alınarak, Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesi"nden ya da Üniversite Hastaneleri"nin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümlerinden, davacı çocuğun kaza nedeniyle uğradığı çalışma gücü kaybı bulunup bulunmadığı ve varsa oranı konusunda ayrıntılı, gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.Hükme esas alınan yetersiz aktüer raporunda; dosyadaki hastane evraklarından davacı çocuğun 14 gün hastanede yatmış olduğunu, 5 gün de hastaneye gidip geldiğini, davacı babanın mermercilik işi ile uğraştığını yevmiyesinin 100,00 TL olduğunu; 19X100=1.900,00 TL kazanç kaybı olduğunu, davalıların %40 oranına tekabül eden zarar miktarının ise 760,00 TL olduğunu, tedavi gideri ve ulaşım giderine dair bir harcama belgesine rastlanmadığı için hesap yapmadığı belirtilmiştir.
Davacılar vekilinin yapıldığını iddia ettiği tedavilere ilişkin tedavi evrakları ilgili kurumlardan getirtilerek konusunda uzman tıp doktoru bilirkişiden rapor alınarak davacının celp edilen tedavi evraklarından yaralanmasının şekli ve niteliğine göre yapması muhtemel belgeli veya belgeye bağlanamayan tedavi giderlerinin tespiti, yaralanmasının tedaviyi gerektirip gerektirmediği gerektiriyorsa uygulanacak tedavi hizmetinin ücreti belirlenerek uzman doktor bilirkişiden alınacak rapor sonucuna göre 818 sayılı BK"nın 42. maddesi gereğince olayın özelliği değerlendirilmek suretiyle bu kalem isteklere ilişkin karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.Kabule göre de, Mahkemece, kabul-red oranına göre davacıların yargılama giderlerinin davalılara tahmiline karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde yargılama giderleri hususunda olumlu olumsuz bir karar verilmemesi de doğru görülmemiştir.
4-)Bozma neden ve şekline göre davacılar vekilinin davacı anne ve baba lehine hükmedilen manevi tazminatın miktarına dair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) ve (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (4) numaralı bentte açıklanan nedenlerle bozma neden ve şekline göre davacılar vekilinin davacı anne ve baba lehine hükmedilen manevi tazminatın miktarına dair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 22/02/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi