20. Hukuk Dairesi 2018/387 E. , 2018/5337 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... ve asli müdahil ... vekilleri tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
2013 yılında, daha önce tespit harici bırakılan yerlerde 3402 sayılı Kanunun Geçici 8. maddesi gereğince yapılan kadastro sırasında ... ili, ... ilçesi, ... köyü 1114 ada ... parsel sayılı 3707,... m² yüzölçümlü taşınmaz, beyanlar hanesinde “bu parsel üzerindeki zeytin ağaçları ... oğlu ...’a aittir” şerhi verilerek tarla niteliğiyle ... adına tespit edilmiş, ... Emlak Müdürlüğünün itirazı üzerine bu parselin ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 06.05.2009 tarih ve 2009/243 kararı ile kullanıcı tarafından açılan tescil davasının reddine karar verilmiş olup, kullanıcının 2009 tarihinden itibaren zilyetlik hakkı kesildiği ve kullanıcının bu parsele olan zilyetliğinin 2009 yılında başladığı, bu parseli 2009 yılında zeytin ağacı dikmek suretiyle kullandığı" belirtilerek itirazın kabulü ile taşınmazın tarla olan vasfı iptal edilerek zeytinlik ve tarla vasfıyla ve beyanlar hanesindeki kullanıcı isminin silinerek ... adına tespitine karar verilmiştir.
Davacı ... vekili 1114 ada ... parsel sayılı taşınmaz üzerindeki zeytin ağaçlarının müvekkiline ait olduğunu, zilyetlikle iktisap koşullarının müvekkili lehine gerçekleştiğini ileri sürerek kadastro tespitinin iptali ile taşınmazın müvekkili adına tespit ve tesciline karar verilmesini talep etmiş, yargılama sırasında ise zeminde gösterdikleri ... zeytin ağacının kapladığı alanın dava konusu yapıldığını ileri sürmüştür.
Yargılama sırasında ... davaya müdahale talebinde bulunmuş ve taşınmazın orman olan kısımlarının orman vasfıyla ... adına tapuya kayıt ve tescilini talep etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; davacı ..."ın davasının kısmen kabul, kısmen reddine, asli müdahil Orman Yönetiminin talebinin kabulüne, dava konusu ... ili, ... ilçesi, ... mahallesi, ... mevkii 1114 ada ... parsel sayılı taşınmaza ilişkin kadastro tesbitinin iptaline, bilirkişilerin raporuna ekli krokide (A) harfi ile gösterilen 2743.06 m² miktarının (.../A) parsel olarak tarla vasfıyla davacı ... adına tespit ve tapuya tesciline, (B) harfi ile gösterilen 964.... m2 miktarının (.../B) parsel olarak orman vasfıyla ... adına tespit ve tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalı ... ve asli müdahil ... vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitine itiraz istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde, 1949 yılında 3116 sayılı Kanuna göre yapılıp kesinleşen orman kadastrosu, 1975, 1984 ve 1993 yıllarında yapılıp kesinleşen aplikasyon, .... madde ve .../B madde uygulamaları vardır. Genel arazi kadastrosu 1956 yılında yapılmış, taşınmaz tespit harici bırakılmıştır.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmişse de yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli değildir. Şöyle ki; hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda çekişmeli taşınmazın kesinleşen tahdidin dışında ve 1964 tarihli memleket haritasında kuzey kesimi çalı rumuzu ile gösterilen yeşil renkli çalılık ve makilik içinde güney kısmının ise açık renkli alanda kaldığı,
(B) bölümünün çam ağaçları ve makilik olup eğiminin % ...olduğu, (A) bölümünün zeytin bahçesi olarak kullanılmakta olup, az taşlı, sığ derinlikte % ... eğimli iken, teraslama ile eğiminin % 6"ya düşürülmüş olduğu ve içerisinde ... adet 60-80 yaşlarında zeytin ağaçları bulunduğu, imar ihayasının tamamlandığı ve ...yıldır tarımsal faaliyette bulunduğu belirtilmiştir. Oysa, Dairemizin iade kararı üzerine alınan fen bilirkişi raporundan da anlaşıldığı üzere, dava konusu taşınmazın tescili istemiyle daha önce Sabri Veral ve arkadaşları tarafından açılan ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/126 E.- 2009/243 K. sayılı dosyasında, dava konsu taşınmazın hükme esas alınan fen bilirkişi raporunda (D) harfi ile gösterilen alan içinde kaldığı, mahkemece (D) bölümü yönünden alınan bilirkişi raporlarına dayalı olarak imar ve ihya çalışmasının bulunmadığının belirtilerek tescil isteminin reddine karar verildiği anlaşılmıştır. Mahkemece bu çelişkiler giderilmeden, taşınmaz üzerinde imar ihya bulunup bulunmadığı varsa kim tarafından yapıldığı ve kullanıcı belirlenmeden ve ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/126 E.- 2009/243 K. sayılı dosyasında yer alan kişiler ile davacı arasında akdi yahut ırsı bir bağ bulunup bulunmadığı, ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/126 E. - 2009/243 K. sayılı dosyasında taşınmazın 1992 yılında yapılan imar planı içine bulunduğu belirtildiğinden taşınmazın imar durumu da araştırılmaksızın hüküm kurulması doğru değildir.
3402 sayılı Kadastro Kanununun .... maddesi gereğince orman sayılmayan, Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen ve il, ilçe ve kasabaların imar planları kapsamında kalmayan araziden masraf ve emek sarfı ile imar-ihya edilip tarıma elverişli hale getirilen (ev ve benzeri tesisler yapmak, dışarıdan toprak getirilerek tarıma elverişli hale getirmek imar ihya olarak kabul edilemez) ve imar-ihyanın tamamlandığı tarihten tescil davasının açıldığı ya da tespit tutanağının düzenlendiği güne kadar ...yıl süreyle zilyet edildiği ileri sürülerek tapuya tescili istenen taşınmazların, Kadastro Kanununun .... maddesinde yazılı diğer koşulların yanında niteliğinin, imar-ihya edildiğinin ve üzerinde sürdürülen zilyetliğin, başlangıç ve süresinin, kullanılıp kullanılmadığının ve tasarruf sınırlarının ne olduğunun takdiri delil olan yerel bilirkişi ve tanık sözleri yanında, gerçeğin bir resmî olan en eski tarihli hava fotoğrafı ile gerçeğin modeli olan memleket haritaları ile dava tarihinden ya da kadastro tespit tarihinden ... - ...yıl önce en az iki zamanda birbirini izleyen bindirmeli olarak çekilen çiftli hava fotoğrafları ve bu fotoğrafların yorumlanması ile üretilen memleket haritaları ve standart topografik fotogrametri yöntemi ile düzenlenen kadastro haritalarının, özellikle ön bindirmeli çekilen ve birbirini izleyen stereoskopik çift hava fotoğraflarının stereoskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelenip taşınmazın niteliğinin, konumunun ve kullanım durumunun anlatılan bilimsel yöntemle kesin olarak belirlenmesi gerekir.
Yukarıda açıklanan yöntemle yapılacak araştırma sonucu, taşınmazın orman sayılan yerlerden olmadığı, zilyetlik yoluyla kazanılabilecek yerlerden olduğu belirlendiği takdirde, yerel bilirkişi ve zilyetlik tanıkları taşınmaz başında dinlenmeli; zilyetliğin ne zaman başladığı, kaç yıl, ne şekilde devam ettiği sorulup, kesin tarih ve olgulara dayalı, açık yanıtlar alınıp; taşınmaz imar planı içindeyse imar planı içine alındığı tarihe kadar, imar planı içinde değilse kadastro tespitinin düzenlendiği tarihe kadar gerçek kişi yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı, belirlenmeli; 3402 sayılı Kanunun .... maddesi uyarınca, davacı yanında, murisler yönünden de tapu ve ilgili kadastro müdürlükleri ile mahkeme yazı işleri müdürlüğünden araştırma yapılıp, aynı Kanunun .../7/2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile değiştirilen .../.... maddesi hükümleri gözönünde bulundurularak sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip, kanunun getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanmalı, bilirkişi raporları arasında ve mahalli bilirkişi beyanları arasında çelişki olması halinde tüm çelişkiler giderilerek, toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı ... ve asli müdahil ... vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 05/07/2018 günü oy birliği ile karar verildi.