Esas No: 2008/99
Karar No: 2008/2020
Karar Tarihi: 8.5.2008
Tapuda Kayıtlı Olmayan Taşınmaz Malların Tespiti - Tapuda Kayıtlı Taşınmaz Malların Tespiti - Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2008/99 Esas 2008/2020 Karar Sayılı İlamı
7. Hukuk Dairesi 2008/99 E., 2008/2020 K.
7. Hukuk Dairesi 2008/99 E., 2008/2020 K.
- TAPUDA KAYITLI OLMAYAN TAŞINMAZ MALLARIN TESPİTİ
- TAPUDA KAYITLI TAŞINMAZ MALLARIN TESPİTİ
- 3402 S. KADASTRO KANUNU [ Madde 12 ]
- 3402 S. KADASTRO KANUNU [ Madde 20 ]
"İçtihat Metni"
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay"ca incelenmesi katılanlar ve davacılar tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, dosyadaki belgeler okundu. Tetkik hakiminin açıklamaları dinlendi. Gereği görüşüldü:
İddia ve savunmaya, mahkemece toplanıp değerlendirilen deliller ile duruşma tutanaklarına yansıyan bilgi ve belgelere göre dava niteliği ve içeriği itibariyle 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/3 maddesi hükmüne dayalı kesinleşen kadastroya karşı açılan dava niteliğindedir.
1-Davaya katılan F.. ve F.. Y..un G. R... T.. mirasçısı olduklarını öne sürerek davaya katılmışlardır.
Adı geçen Fe.. ve F..Y.."un Gulanoğlu R.. T..a mirasçısı olmadıkları ilgili nüfus müdürlüklerinden getirtilen onaylı nüfus kayıt örnekleri ve hasımlı olarak görevli ve yetkili mahkemeye açılan veraset iptali davası sonucunda oluşan 12.3.2003 günlü 2002/259-2003/110 E.K. sayılı ilam içeriğiyle belirlenmiştir.
Hal böyle olunca davaya katılan F.. ve F.. Y.."un Gulanoğlu R. T. mirasçısı olmadıkları duraksamasız belirlenmiştir.
Açıklanan nedenlerle davaya katılan Fe.. ve F.. Y.."un yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle aleyhlerindeki hükmün ONANMASINA, peşin alınan harcın mahsubu ile geriye kalan 0.90 YTL harcın hükmü temyiz edenden alınmasına,
2- Davacı Hatice Doğan ve arkadaşları ile davacı Be.. F.. ve arkadaşlarının temyiz itirazlarına gelince;
Mahkemece dava ve temyize konu 1, 2, 12, 13, 14, 33, 36, 37, 44, 47, 49, 51, 52, 53, 58, 59, 64, 77, 78, 80, 81, 82, 83, 84 ve 90 parsel sayılı taşınmazların kadastro tesbitlerine dayanak yapılan davalıların tutunduğu tapu kaydının kapsamında kaldığı anılan davacıların Nisan 1948 tarih 1 ila 11 sayılı sicillerle çekişmeli taşınmazları davalı tarafa kayden satıp zilyetliğini devir ve teslim bu yolla temlik ettikleri gerekçe gösterilerek hüküm kurulmuş ise de, yerel mahkemenin vardığı sonuç dosya içeriğine uygun düşmemektedir.
İddia ve savunmaya mahkemece toplanıp değerlendirilen delillere duruşma tutanaklarına yansıyan bilgi ve belgelere göre davaya katılanlar dışında kalan davacılar ile davalılar arasında kadastro tesbitine dayanak yapılan tapu kayıtlarının dava ve temyize konu taşınmazlara ait olduğu yolunda yöntemine uygun açık bir deyişle usulün 151 maddesi hükmü uyarınca belgelendirilen beyanlarının bulunmadığı dikkate alındığında taşınmazların kadastro tesbitlerine dayanak yapılan tapu kayıtlarının 3402 sayılı Kadastro Kanununun 20. maddesi hükmü uyarınca yöntemine uygun şekilde yerine uygulanarak kapsamlarının duraksamaya meydan vermeyecek biçimde belirlenmesi gerekir.
Nevarki mahkemece bu doğrultuda araştırma ve soruşturma yapılmadığı gibi taşınmazlar başında iddia ve savunmanın kıymetlendirilmesi yönünden açık söyleyişle tapu kayıtlarının kapsamının belirlenmesi için keşif yapılmamış varsa yasal gerekçeleri hüküm yerinde tartışılıp gösterilmemiştir. Böylesine yetersiz araştırma ve soruşturma ile hükmü kurulamaz.
O halde sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için öncelikle kadastro tesbitlerine dayanak yapılan tapu kayıtları ilk oluştuğu günden itibaren tüm tedavülleri ile birlikte açıkta pay kalmayacak tüm maliklerini, türünü ve yüzölçümlerini gösterecek biçimde varsa haritalarıyla birlikte Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü ve Tapu Sicil Müdürlüğünden ilk oluştuğu günden itibaren tüm tedavülleriyle birlikte ayrı ayrı getirtilmeli, bundan sonra kayıt malikleri ile kayda dayananların irsi ilişkisi sağlıklı biçimde duraksamasız belirlenmeli, akdi ilişkiye dayanıldığı takdirde ilgiliden bu konudaki delilleri sorulup saptanmalı, göstereceği deliller toplanmalı yada bu konuya ilişkin yazılı kayıt ve belgeleri varsa ibraz ettirilmeli, kayda dayanan tarafın tapu kayıt maliki yada malikleri ile akdi yada irsi ilişkisi saptandığı takdirde somut olayda dayanılan kadastro tespitlerine dayanak yapılan tapu kayıtlarının dava dışı başka taşınmaz yada taşınmazlara revizyon görüp görmediği, Tapu Sicil Müdürlüğü ve Kadastro Müdürlüğünden ayrı ayrı sorulup saptanmalı, revizyon görmüş ise dava konusu taşınmazlarla birlikte revizyon gördüğü dava dışı taşınmazları ve bu taşınmazlara dıştan komşu taşınmazları da bir arada gösterecek şekilde geniş kapsamlı birleşik harita Kadastro Müdürlüğünden getirtilmeli, bundan sonra dıştan komşu taşınmazların tespit tutanakları ve dayanakları kayıtlar davalı iseler dava dosyaları getirtilmeli, dayanılan tapu kayıtlarının dava dışı başka taşınmazlara revizyon gördüğü ve davalı olduğu saptandığı takdirde usulün 43 ve onu izleyen maddeleri hükmü uyarınca dava dosyalarının birleştirilip birleştirilmeyeceği yönü üzerinde durulmalı, vurgulanan bu olgunun dava ekonomisi ve tapu kayıtlarının kapsamının sağlıklı biçimde belirlenebilmesi için zorunlu olduğu özellikle dikkate alınmalı, daha sonra yöreyi iyi bilen elverdiğince yaşlı, yansız, yerel ve uzman bilirkişi, tutanak bilirkişilerinin tümü, tarafların aynı yöntemle göstereceği tanıklar hazır olduğu halde dava konusu taşınmazlar başında keşif yapılmalı, 3402 Sayılı Kadastro Kanununun 20.maddesi hükmü uyarınca dayanılan tapu kayıtları yerel bilirkişi yardımı, uzman bilirkişi eliyle ayrı ayrı yerine uygulanmalı, uygulamada tapu kayıtlarının revizyon gördüğü dava dışı taşınmazlar varsa özellikle gözönünde tutulmalı, tapu kayıtlarında tarif edilen sınır yerlerinden yerel bilirkişice bilinemeyen sınır yerleri bulunduğu takdirde bu konuda taraflara tanık dinletme olanağı sağlanmalı, uzman bilirkişiye tapu kayıtlarında tarif edilen sınır yerleri düzenleyeceği haritada ayrı ayrı işaret ettirilmeli, uygulamaya ilişkin yerel bilirkişi ve tanık sözleri, dıştan komşu taşınmazların tespit tutanağı içeriği ve varsa dayanakları kayıtlarla denetlenmeli, bu yolla dava konusu taşınmazların tespite dayanak yapılan tapu kayıtlarının kapsamında kalıp kalmadığı duraksamasız saptanmalı, dava konusu taşınmazların tümü yada bir bölümü dayanılan tapu kayıtlarının kapsamı dışında kaldığı saptandığı takdirde tapu kayıtlarının kapsamı dışında kalan taşınmaz yada taşınmaz bölümleri yönünden yeterli biçimde zilyetlik araştırması yapılmalı, bu konuda anılan kesimlerin öncesinin kime ait olduğu kimden kime kaldığı sözü edilen taşınmazlar üzerinde sürdürülen zilyetliğin başlangıç günü, süresi ve sürdürülüş biçimi hakkında yerel bilirkişi ve tanıklardan ayrı ayrı olaylara dayalı bilgiler alınmalı, tespit tutanağı bilirkişilerinin beyanları ile yerel bilirkişi ve tanık beyanları arasında aykırılık bulunduğu takdirde tespit tutanağı bilirkişileri de taşınmazlar başında ayrı ayrı dinlenerek, çelişki duraksamasız giderilmeli, tutunulan tapu kayıtlarının ifraz gördüğü saptandığı takdirde uygulamada ifraz yoluyla oluşan müfrez tapu kayıtlarının kapsamının kök tapu kaydı içerisinde aranmasının zorunlu olduğu düşünülmeli, ayrıca tapu kayıtlarının dayanağı haritalar varsa kapsamlarının öncelikle haritasına göre belirleneceği düşünülerek tapu kayıtlarının dayanağı haritaların ölçekleri ile geniş kapsamlı kadastro paftasının ölçekleri eşitlenerek haritalar yerine yerel bilirkişi yardımı, uzman bilirkişi eliyle çakıştırılarak uygulanmalı, uygulamada haritalarda tarif edilen belli poligon ve röper noktalar ile arz üzerindeki doğal yada yapay sınır yerlerinden varsa değişmez nitelikte sınır yeri sayılabilecek kişi taşınmazlarından da yararlanmalı, uzman bilirkişiden keşfi izlemeye bilirkişi sözlerini denetlemeye imkan verecek şekilde ayrıntılı, gerekçeli rapor alınmalı, bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller 3402 sayılı Kadastro Kanununun 13, 20, 14 ve 14/son maddeleri hükmü eşliğinde birlikte değerlendirilerek sonucuna uygun bir karar verilmelidir. Mahkemece böylesine bir araştırma ve soruşturma yapılmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz, davacı Hatice Doğan ve arkadaşları ile davacı Bedriye Fırat ve arkadaşlarının temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA- peşin alınan harcın istek halinde ilgililerine iadesine, 8.5.2008 gününde oybirliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.