14. Hukuk Dairesi 2018/603 E. , 2018/3809 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 27.07.2010 gününde verilen dilekçe ile ... iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 12.03.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, kadastral parselin ihyasına yönelik ... iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Davacı vekili, davacıya ait 617 kadastral parsel sayılı taşınmazın, davalı belediyenin 27.03.2003 tarih, 6 sayılı Meclis Kararı ve revizyon imar planı ile imar parseline dönüştürldüğünü, ancak anılan imar planının, ... 1. İdare Mahkemesinin, 2003/1002 Esas, 2005/364 Karar sayılı ilamı ile iptal edilip, iptal kararının kesinleştiğini ileri sürerek; imar parsellerinin ... kaydının iptali ile kadastral parsele dönülmek suretiyle davacı adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekilleri, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davalı ... vekili temyiz etmiştir.
Hemen belirtilmelidir ki; ... sicilinin tutulması prensiplerinden biri tescil, diğeri sicilin aleniliği (güvenilirliği), bir diğeri Hazinenin kusursuz sorumluluğu, sonuncusu ise geçerli bir hukuki sebebinin bulunması, yani kaydın illetten mücerret olmamasıdır.
O halde; imar parselinin dayanağı olan idari işlemin iptal edilmesi ile sicilin dayanaksız kalacağı ve TMK"nın 1025. maddesi hükmü uyarınca yolsuz tescil durumuna düşeceği; bu durumda; dayanaksız kalan ... kaydının iptal edilerek kadastral parselin geometrik ve hukuki durumunun ihyasına karar verilmesi gerekeceği tartışmasızdır.
Ayrıca; kadastral parselin ihyasının, imar uygulamasıyla kadastral parsel sınırları üzerinde oluşturulan imar parsellerinin kadastral parsel içerisinde kalan kısımlarının ... kaydının iptali ile eski hale getirilerek tescili suretiyle mümkün olabileceği gözetildiğinde; ihyası istenilen kadastral parselin çap sınırları içerisinde kalan imar parsellerinin tamamının tespitiyle kayıt maliklerinin davada yer almaları gerektiği de açıktır.
Somut olaya gelince; dava konusu 617 parsel sayılı taşınmazın, Boğazköy Belediye Başkanlığının, 04.03.1998 tarih, 33 nolu Encümen kararı ile imar uygulamasına tabi tutulduğu, ancak ... 6. İdare Mahkemesinin, 22.10.2001 tarih, 2000/1034 Esas, 2001/1264 Karar sayılı ilamı ile, yapılan bu uygulamanın iptaline karar verildiği ve kararın deracattan geçerek kesinleştiği, daha sonra dava konusu taşınmazın bulunduğu bölgede Boğazköy Belediye Başkanlığının 29.04.2002 tarih 66 nolu Encümen kararı ile ikinci defa imar düzenlemesi yapıldığı ve 617 parsel sayılı taşınmazın, yapılan bu şuyulandırma işlemi sonucu sicil kaydı kapatılarak 7440 sayılı kütük sayfasında kayıtlı 5709 ada, 2 parsel sayılı taşınmaza gittiği, başka bir deyişle, 617 sayılı kadastral parselden imar uygulaması suretiyle 5709 ada 2 sayılı imar parselinin oluşturulduğu ve halen bu imar sicil kaydının hukuki geçerliliğini koruduğu anlaşılmaktadır.
Diğer taraftan; davacı tarafça, imar planının ... 1. İdare Mahkemesinin, 2003/1002 Esas, 2005/364 Karar sayılı ilamı ile iptal edilip iptal kararının kesinleştiği ileri sürülerek eldeki dava açılmışsa da; anılan İdare Mahkemesi ilamının, dava konusu taşınmazın bulunduğu alandaki imar planında revizyon yapılmasına ilişkin 27.03.2003 günlü 6 sayılı Belediye Meclis Kararı ve revizyon imar planının iptaline ilişkin olduğu görülmektedir. Yine 617 parsel sayılı taşınmazın bulunduğu bölgede, 29.04.2002 tarihli ve 66 sayılı Encümen kararı uyarınca yapılan ikinci imar uygulamasının iptal edildiğine ilişkin dosyaya herhangi bir bilgi, belge ve karar sunulmadığı gibi, anılan Encümen kararının idari yargıda iptal edildiği de ileri sürülmemiştir. O halde, imar parsellerinin sicil kayıtlarının dayanağı olan idari işlem idari yargı yerinde iptal edilmediği sürece kadastral parselin ihyasına yönelik ... iptali ve tescil davasının dinlenemeyeceği gözetilerek, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeplerle hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 15.05.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.