23. Hukuk Dairesi 2015/5939 E. , 2016/4149 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve birleşen davanın kabulüne, karşı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün asıl ve birleşen davalarda davalı-karşı davalarda davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde asıl ve birleşen davalarda davalı-karşı davalarda davacı vekili Av. ... ile asıl davada davacılar-karşı davada davalılar vekili Av. ... gelmiş, diğer taraflardan gelen olmadığından, onların yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- KARAR -
Asıl ve birleşen davalarda davacılar vekilleri, arsa sahibi ... mirasçıları olan müvekkilleri ile davalı kooperatif arasında 04.04.1988 tarihinde arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi ve 15.12.1988 tarihinde ek sözleşme imzalandığını, işin davalı tarafından süresinde ifa edilmemesi üzerine, eksik ve ayıp işler bedeli ile geç teslim nedeniyle ortaya çıkan zararların tahsili amacıyla daha önce açtıkları davanın kabul edildiğini, ancak davalının halen iskân ruhsatını almadığını ve bağımsız bölümleri müvekkilleri adına tescil ettirmediğini ileri sürerek, 14846 ada 1 parsel A blokta bulunan 9 adet bağımsız bölümden 2 tanesinin ... mirasçıları adına miras hisseleri oranında, kalan 7 adet bağımsız bölümün ise her bir davacı adına ayrı ayrı tescilini talep ve dava etmişlerdir.
Asıl ve birleşen davalarda davalı kooperatif vekili, arsa sahibi davalılardan bir kısmının, müvekkili kooperatife düşen hisselerin devri için tapuda imza vermeye yanaşmadıklarını, ancak bu tapu devirlerinin yapılmasından sonra iskan ve kat irtifakı aşamasına geçilebileceğini savunarak, asıl ve birleşen davaların reddini istemiş, asıl ve birleşen davalara karşı açtığı davasında ise, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandıktan sonra, taşınmazların tamamının müvekkiline devredildiğini, ancak belediye tarafından 1991 yılında yapılan imar uygulamasında, 14841 ada 15 nolu parselin 40/433, 14841 ada 16 nolu parselin 95/488, 14840 .../...
ada 5 nolu parselin 343/1129 oranındaki hissesinin yeniden arsa sahipleri adına tescil edildiğini, sözleşme gereğince arsa sahiplerinin bu hisseleri müvekkiline devretmeleri gerektiğini ileri sürerek, anılan taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile müvekkili kooperatif adına tescilini talep ve dava etmiştir.
Karşı davalarda davalılar vekilleri, karşı davaların reddini istemişlerdir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, davacıların murisi ..."nın sözleşme gereğince 5 parselde toplam 4171 m² arsa payı devri yapması gerekirken, 5636 m² devrettiği, bu haliyle arsa sahiplerinin tapu devri yükümlülüklerini yerine getirdikleri, bunun karşısında yüklenici kooperatifin arsa sahiplerine ait 9 adet bağımsız bölümün tapusunu devretmediği gerekçesiyle, asıl ve birleşen davaların kabulü ile dava konusu bağımsız bölümlerin davacılar adına tesciline, karşı davaların reddine karar verilmiştir.
Kararı, asıl ve birleşen davalarda davalı-karşı davalarda davacı yüklenici kooperatif vekili temyiz etmiştir.
1-Asıl, birleşen ve karşı davalar taraflar arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı tapu iptal ve tescil istemlerine ilişkindir.
Taraflar arasında imzalanan 15.09.1988 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinde, arsa sahiplerine ait 14840 ada 5, 14841 ada 9, 10 ve 14846 ada 3 ve 4 nolu toplam 5636 m² büyüklüğündeki parseller üzerinde yüklenici kooperatif tarafından inşa edilecek meskenlerin %26"sının arsa sahiplerine, %74"nün yükleniciye ait olacağı kararlaştırılmıştır.
Sözleşme uyarınca, 14840 ada 5, 14841 ada 9, 10 nolu parseller 26.02.1990 tarihinde yüklenici kooperatife, 14846 ada 3 ve 4 nolu parseller ise, önce 03.10.1989 tarihinde dava dışı Mehmet Kölhan adındaki kişiye, bu kişi tarafından da 26.02.1990 tarihinde tevhid işlemleri yapılarak yüklenici kooperatife devredilmiştir.
Sözleşmeden önce yapılan 20.10.1987 tarihli imar uygulaması ile arsa sahipleri mirasçısı ... adına tescil edilen bu parsellerin, yüklenici kooperatife devir tarihindeki toplam yüzölçümleri 5636 m²"dir. 03.10.1989 ve 26.02.1990 tarihlerinde avans niteliğinde parsel devri yapan arsa sahiplerinin, bu tarihler itibariyle tapu devrine ilişkin edimlerini yerine getirdikleri anlaşılmıştır.
Ancak, bölgede 21.05.1991 tarihinde yapılan ikinci imar uygulaması ile, 14840 ada 5, 14841 ada 9, 10 nolu parsellerde, daha önce 20.10.1987 tarihli imar uygulamasında kesilen DOP miktarlarının haksız olduğu ve yapılan bu kesintilerin eski malik ... adına tescil edilmesi gerektiğinden bahisle, bu parsellere kesilen DOP miktarları ilave edilerek, yeni miktarlarına göre tahsis cetvelleri, parselasyon planı ve özet cetvelleri tanzimi ile yeni bir uygulama yapıldığı, sonuç olarak 1129 m² büyüklüğündeki 14840 ada 5 nolu parselin 786/1129 hissesinin yüklenici kooperatif, 343/1129 hissesinin ..., 866 m² büyüklüğündeki 14841 ada 9 nolu parselin (yeni parsel numarası 15) 786/866 hissesinin yüklenici kooperatif, 80/866 hissesinin ..., 976 m² büyüklüğündeki 14841 ada 10 nolu parselin (yeni parsel numarası 16) 786/866 hissesinin yüklenici kooperatif, 190/866 hissesinin ise ... adına tescil edildiği, yapılan bu işlemin, sözleşme uyarınca, devir ile yükümlü oldukları arsa paylarını yükleniciye devretmiş bulunan arsa sahiplerinin, parsellerde yeniden hissedar olmaları sonucunu doğurduğu anlaşılmıştır.
Yüklenici, asıl ve birleşen davalarda, savunma olarak bu arsa payları devredilmediğinden, arsa sahiplerine ait bağımsız bölümlerin devrinin mümkün olmadığını öne sürmüş, bu davalara karşı açtığı karşı davalarında ise, söz konusu parsellerdeki hisselerin arsa sahipleri adına olan kayıtlarının iptali ile kendi adına tescilini istemiştir.
Hükme esas alınan bilirkişi raporlarında, DOP kesintilerinin yeniden ilave edilmesi sonucu eski malik ..."nın parsellerde hissedar yapılmasının doğru olduğu, arsa .../...
sahiplerinin arsa payı devri edimlerini yerine getirdikleri açıklanmış ve mahkemece de, arsa sahiplerinin sözleşmeye dayalı olarak %74 oranındaki toplam 4171 m² alanı devretmekle yükümlülüklerini yerine getirmiş oldukları kabul edilmiş ise de, ulaşılan sonucun eksik incelemeye ve yanılgılı değerlendirmeye dayalı olduğu anlaşılmıştır.
Az yukarıda açıklandığı üzere, sözleşme uyarınca devri gereken 5 adet parselin toplam yüz ölçümü 5636 m²"dir. Bu parsellerin devir tarihlerindeki yüzölçümleri sırasıyla şu şekildedir; 14840 ada 5 parsel 1129 m², 14841 ada 9 nolu parsel (yeni 15) 875 m², 10 nolu parsel (yeni 16) 989 m², 14846 ada 3 nolu parsel 1319 m² ve 4 nolu parsel ise 1324 m²"dir. Arsa sahipleri ilk olarak bu büyüklükleri ile parselleri yükleniciye devretmişlerdir. Asıl davada savunma olarak getirilen ve karşı davanın konusunu teşkil eden 14840 ada 5, 14841 ada 9 ve 10 nolu parsellerin devir tarihindeki toplam alanları (1129+875+989) 2993 m²"dir. 21.05.1991 tarihli imar uygulaması sonucunda bu parseller toplam (1129+866+875) 2870 m² olarak tescil edilmiş ve yüklenicinin bu üç parseldeki sahip olduğu toplam alan (786+786+786) 2358 m²"ye düşmüştür. Diğer bir anlatımla, yeni imar uygulaması ile bu üç parselde yüklenicinin sözleşmeye göre devraldığı alan 635 m² azalmıştır. Dava konusu olmayan 14846 ada 3 ve 4 nolu (yeni 1 nolu parsel) parsellerde ise yeni bir alan kazanımı olmamıştır.
Bu durumda, asıl ve birleşen davalarda davacı arsa sahiplerinin, ancak sözleşme uyarınca tapu devri yükümlülüklerini yerine getirmeleri halinde, kendilerine düşen bağımsız bölümlerin adlarına tescilini isteyebilecekleri de gözetilerek, 04.04.1988 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi ve 15.12.1988 tarihli ek sözleşme kapsamına göre, yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda, önceki DOP kesintisi miktarları ilave edilmesine rağmen parsellerin tapuya tescil edilen yüzölçümü miktarlarının neden azaldığı, yeni imar uygulaması sırasında tekrar bir DOP kesintisi yapılıp yapılmadığı, tarafların sözleşmeden kaynaklanan edimlerini tam olarak yerine getirip getirmedikleri, taleplerinde haklı olup olmadıkları, hususlarında konusunda uzman bilirkişi heyetinden açıklamalı, gerekçeli, denetime elverişli bir rapor alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye ve yangılı gerekçeye dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
2-Bozma nedenine göre, asıl ve birleşen davalarda davalı-karşı davalarda davacı yüklenici kooperatif vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, asıl ve birleşen davalarda davalı-karşı davalarda davacı yüklenici kooperatif vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, yüklenici kooperatif yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 1.350,00 TL duruşma vekalet ücretinin asıl ve birleşen davalarda davacılar-karşı davada davalılardan alınarak, asıl ve birleşen davada davalı-karşı davada davacı ... Kooperatif"e verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20.09.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.