17. Hukuk Dairesi Esas No: 2017/795 Karar No: 2018/1216 Karar Tarihi: 21.02.2018
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2017/795 Esas 2018/1216 Karar Sayılı İlamı
17. Hukuk Dairesi 2017/795 E. , 2018/1216 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ:Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili, davacı ... Anonim Şirketi nezdinde kasko sigortası bulunan aracın 21/06/2015 tarihinde davalı kurumun sorumluluğunda bulunan yolda davalılarca yapılan yol çalışması esnasında maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, kaza yerinde yapılan incelemede; yol yapım şirketinin koyduğu levhanın birinin yerinde takılı olmadığı, kaza yerine yaklaşık 1-2 km mesafe uzaklığında hem kapalı yol istikametinde hem de Hınıs yol istikametinde yol çalışmalarının bulunduğu, sürücünün girdiği yön itibariyle levhaları görmesi mümkün olmadığının tespit edildiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalması kaydıyla sigortalılarına ödenen 7.650,00 TL"lik tazminatın hasar ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir. Davalı vekili, yargı yolu bakımından dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddini savunmuştur.Mahkemece,yargı yolunun caiz olmaması nedeniyle 6100 Sayılı HMK.nun 114/1-b ve 115. maddeleri gereğince dava şartı yokluğundan reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1- Dava, trafik kazasından kaynaklanan kasko sigorta poliçesi gereği sigortalısına ödeme yapan davacının ödediği bedelin, zarar sorumlusu olduğu iddia edilen davalılardan rücuen tahsili istemine ilişkindir.Davacı, sigortalısının aracı ile seyir halindeyken Karayolları Genel Müdürlüğü denetim ve sorumluluğundaki yolun yapımını yürüten taşeron firma ..."nin kontrolünde bulunan yolda 21/06/2015 tarihinde sigortalısının aracının trafik kazası neticesinde hasarlandığını, çalışma alanına yönelik ikaz ve işaretlemeleri tam olarak yapmadığını iddia etmiştir. Mahkemece, davanın görülme yerinin idari yargı olduğu gerekçesiyle davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmiş ise de, Karayolları Genel Müdürlüğü denetim ve sorumluluğundaki yol yapım çalışmasını davalı iş ortaklığına yaptırmaktadır. Davalı kurumun yol yapım işini verdiği iş ortaklığındaki şirketler özel hukuk tüzel kişileri olup verdikleri iddia olunan zararlardan dolayı oluşan sorumlulukları özel hukuk hükümlerine tabidir. Özel hukuk tüzel kişilerinin verdikleri zararlar niteliği itibariyle hizmet kusurundan kaynaklanan zararlar olmayıp bu zararların tazmini amacıyla anılan özel hukuk tüzel kişilerine karşı adli yargı yerinde tazminat davası ikame edilmesi gerekmektedir. Ayrıca, yol yapım işi yüklenici tarafından davalı Karayolları Genel Müdürlüğü"nün gözetim ve denetiminde yapıldığından davalı kurum aleyhine de adli yargıda dava açılmalıdır. O halde mahkemece, davalılar aleyhine açılan bu davada idari yargının yargı yolu bakımından görevsiz bulunması nedeniyle davaya devam edilerek esastan inceleme yapılması gerekirken, yazılı olduğu şekilde davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesi yerinde görülmemiştir. 2-Bozma neden ve şekline göre, davacı vekilinin vekalet ücretine ilişkin sair temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin bozma neden ve şekline göre vekalet ücretine ilişkin sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 21/02/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.