11. Ceza Dairesi Esas No: 2016/2991 Karar No: 2018/3542 Karar Tarihi: 16.04.2018
Vergi Usul Kanununa Muhalefet - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2016/2991 Esas 2018/3542 Karar Sayılı İlamı
11. Ceza Dairesi 2016/2991 E. , 2018/3542 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Vergi Usul Kanununa Muhalefet HÜKÜM : Mahkumiyet
Bozmaya uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma neticelerine uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre katılan vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak; 1-08.02.2008 tarih ve 26781 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 5728 sayılı Yasanın 276. maddesi ile değişik 213 sayılı Vergi Usul Yasasının 359/a-2. maddesindeki 1 yıldan 3 yıla kadar olan hapis cezasının alt sınırının, sonradan 03.07.2009 tarih ve 27277 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 5904 sayılı Yasanın 23. maddesiyle “18 ay” olarak değiştirildiği; suç tarihinde defter belge ibraz etmeme suçunun temel cezasının asgari haddinin 1 yıl hapis cezasına mahkumiyet olduğu ve bu haliyle sanığın lehine olduğu cihetle, uygulamalı yasa karşılaştırması yapılarak ve sonuç ceza miktarı belirlendikten sonra CMUK"nın 326/son. maddesi uyarınca ceza miktarı itibarıyla sanığın kazanılmış hakkının gözetilmesi gerekirken, temel cezanın 18 ay olarak belirlenmesi ve CMUK‘nın 326/son. maddesi uyarınca ceza miktarının 1 yıla düşürülmesinden sonra, TCK‘nın 62. maddesi uyarınca takdiri indirim nedenleri uygulanarak 10 ay hapis cezasına mahkumiyete hükmedilmesi suretiyle denetimden yoksun şekilde karma uygulama yapılarak hüküm kurulması, 2-Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 03.02.2009 tarih ve 2008/250-13 sayılı kararında açıklandığı üzere, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin 5271 sayılı CMK’nın 231/6-c. maddesinde işaret olunan zarar kavramının kanaat verici basit bir araştırma ile belirlenebilir, ölçülebilir maddi zararlara ilişkin olduğu, manevi zararların bu kapsama dahil edilmemesi gerektiği, zarar koşulunun ancak zarar suçlarında dikkate alınması gereken bir unsur olduğu, defter ve belge ibraz etmeme suçunda anılan maddenin aradığı anlamda somut bir zarardan söz edilemeyeceği gözetildiğinde; suç tarihinde engel adli sicil kaydı bulunmayan, TCK"nın 51. maddesi gereğince erteleme kararı verilen sanık hakkında, yasanın aradığı objektif ve subjektif şartlar karar yerinde tartışılmadan, “kurum zararı giderilmediğinden“ bahisle yazılı şekilde hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi, 3-Sanık müdafiinin lehe hükümlerin uygulanması talebinde bulunmasına ve sanık hakkında hükmedilen 10 ay hapis cezasının kısa süreli hapis cezası olmasına karşın, “ceza miktarı itibariyle TCK"nın 50. maddesinde düzenlenen seçenek yaptırımların sanık lehine uygulanmasına takdiren yer olmadığına“ şeklinde yasal ve yeterli olmayan gerekçe ile sanık hakkında TCK‘nın 50. maddesi hükümlerinin uygulanmaması, 4-5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin 4. fıkrası uyarınca, kısa süreli hapis cezası ertelenen sanık hakkında aynı maddenin 1. fıkrasında belirtilen hak yoksunluğuna hükmedilemeyeceğinin gözetilmemesi, 5-Suç tarihinin gerekçeli karar başlığında, defter ve belge ibraz etmemek suçu bakımından sanığın yetkilisi olduğu şirkete ait defter ve belgelerin ibrazı için tebligatın yapıldığı tarihten itibaren 15 günlük sürenin sonu olan “03.09.2008“ tarihi yerine, “06.11.2008“ şeklinde yanlış yazılması, Yasaya aykırı, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, 16.04.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.