11. Ceza Dairesi 2016/2986 E. , 2018/3541 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Vergi Usul Kanununa Muhalefet
HÜKÜM : Mahkumiyet
1-Sanıklar hakkında 2010 ve 2013 takvim yıllarında sahte fatura ile 2010 ve 2012 takvim yıllarında sahte müstahsil makbuzu düzenleme suçlarını işledikleri iddiasıyla açılan kamu davasında; sanıkların savunmalarında suçlamaları kabul etmeyerek fatura ve müstahsil makbuzlarının gerçek alışverişlere dayandıklarını beyan etmeleri, dosya içerisinde yalnızca 08.01.2013 tarihli fatura fotokopisi olup, belirtilen takvim yıllarında düzenlenen başkaca herhangi bir fatura ve müstahsil makbuzu aslı ya da onaylı suretine rastlanılmaması, sahte fatura düzenleme suçunda suçun maddi konusunun fatura olması ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu"nun 227. maddesinin 3. fıkrasındaki ""Bu Kanuna göre kullanılan veya bu Kanun"un Maliye ve Gümrük Bakanlığına verdiği yetkiye dayanılarak kullanma mecburiyeti getirilen belgelerin, öngörülen zorunlu bilgileri taşımaması halinde bu belgeler vergi kanunları bakımından hiç düzenlenmemiş sayılır"" şeklindeki düzenlemeye göre faturaların Vergi Usul Kanunu"nun 230. maddesinde öngörülen zorunlu bilgileri içermesinin gerekmesi karşısında, gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde belirlenmesi bakımından; sanıklar tarafından belirtilen takvim yıllarında düzenlenen suça konu fatura ve müstahsil makbuzu aslı ya da onaylı suretlerinden kanaat oluşturacak sayıda temin edilerek dosya arasına konulması ve incelenerek kanunda öngörülen şekil şartlarını taşıyıp taşımadıklarının tespit edilmesinden sonra, suça konu müstahsil makbuzlarına göre sanıklara mal satmış görünen ve vergi incelemesi sırasında beyanlarına başvurulan çiftçilerin mahkemece de tanık sıfatıyla beyanları alınarak, sanıklara mal satıp satmadıkları, satmışlarsa satılan malın cinsi ve miktarı, bu malın üretimine ve satışına ilişkin ellerinde belge bulunup bulunmadığı sorulup varsa buna ilişkin belgelerinin dosya arasına alınması; sanıkların dava konusu malların alındığını gösteren miktar kadar mal girişi olup olmadığı, buna dair sevk ve taşıma irsaliyelerinin bulunup bulunmadığı, belirtilen yıllar içinde alındığı ve satıldığı belirtilen tüm malları saklama kapasitesinin olup olmadığı, mal bedelinin satıcılara ödendiğine ilişkin ticari teamüle ve belgeleme zorunluluğuna uygun şekilde kasa mevcudu ve/veya banka hesaplarına uyumlu çıkış belgeleri bulunup bulunmadığı, makbuzların gerçek ve geçerli olup olmadıkları hususlarının araştırılması, sonucuna göre sanıkların hukuki durumlarının takdir ve tayini gerekirken eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde hükümler kurulması,
2-Kabule göre de;
a)Sahte belge düzenleme suçlarında, her takvim yılında işlenen suçların birbirinden ayrı ve bağımsız suçları oluşturduğu, ancak aynı takvim yılı içerisinde farklı zamanlarda düzenlenen belgelerin, bir bütün halinde zincirleme şekilde sahte belge düzenleme suçlarını oluşturacağı, somut olayda sanıklar hakkında mütalaaya uygun olarak “2010 ve 2013 takvim yıllarında sahte fatura ile 2010 ve 2012 takvim yıllarında sahte müstahsil makbuzu düzenlemek” suçlarından kamu davası açıldığı halde, her takvim yılındaki eylemlerin ayrı ayrı zincirleme biçimde işlenmiş suçları oluşturduğu gözetilmeden, hangi yıla ait olduğu açıklanmaksızın, zincirleme suç hükümleri de uygulanmadan, tek hüküm kurulması suretiyle eksik ceza tayini,
b)5237 sayılı TCK’nın 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas-2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, ceza miktarı yönünden kazanılmış haklarının saklı tutulmasına, 16.04.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.