Abaküs Yazılım
11. Ceza Dairesi
Esas No: 2018/2108
Karar No: 2018/3538
Karar Tarihi: 16.04.2018

Kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık - resmi belgede sahtecilik - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2018/2108 Esas 2018/3538 Karar Sayılı İlamı

11. Ceza Dairesi         2018/2108 E.  ,  2018/3538 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik
    HÜKÜM : A)Birleşen 2008/375 Esas sayılı dosyası yönünden:
    1-)..., ..."nun her iki suçtan beraatlerine
    2-)... hakkında; dolandırıcılık suçundan beraat,
    3-)... hakkında; resmi belgede sahtecilik suçundan mahkumiyet
    B)Birleşen 2008/376 Esas sayılı dosyası yönünden:
    1-)Sanık ..."ın dolandırıcılık suçundan beraatine,
    2-)Sanık ... hakkında mahkumiyet
    3-)Sanık ... hakkında; dolandırıcılık suçundan açılan kamu davasının 765 sayılı TCK"nın 102/4 ve 104/2. maddelerine göre zamanaşımı nedeniyle ortadan kaldırılması,
    4-)Sanık ... ... hakkında; mahkumiyet
    5-)Sanık ... ... Hakkında dolandırıcılık suçundan zamanaşımı nedeniyle ortadan kaldırılması,
    6-)Sanık ... hakkında; mahkumiyet
    7-)Sanık ... hakkında dolandırıcılık suçundan zamanaşımı nedeniyle ortadan kaldırılması,
    8-)Sanıklar ..., ... hakkında dolandırıcılık suçundan; beraatlerine
    9-)Sanık ... hakkında resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarından beraat,

    A)Sanıklardan ... hakkında “kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği ve nitelikli dolandırıcılık” suçlarından verilen beraat hükümlerine ilişkin sanık müdafilerinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
    Sanık müdafilerinin beraat hükümlerinin gerekçesine yönelik bir temyiz isteminin olmadığı ve temyizde hukuki yararlarının bulunmadığı, sanık hakkında suç duyurusunda bulunulmasına dair kararın ise temyize tabi bir hüküm veya karar niteliği taşımadığı cihetle; vaki temyiz isteminin 5320 sayılı Yasanın 8/1.maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 317. maddesi uyarınca istem gibi REDDİNE,
    B)Sanıklardan ... ve ... haklarında “kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği ve nitelikli dolandırıcılık”, sanıklar ..., ... ve ... haklarında “nitelikli dolandırıcılık” suçlarından verilen beraat hükümleri ile sanıklar ..., ... ... ve ... haklarında “nitelikli dolandırıcılık” suçlarından verilen düşme hükümlerine ilişkin katılan vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
    Beraat hükümleri yönünden, yüklenen suçların sanıklar tarafından işlendiğinin sabit olmadığı dosya içeriğine uygun şekilde gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan; düşme hükümleri yönünden ise, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 7 ve 5252 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun"un 9. maddeleri hükmü karşısında, sanıklara yüklenen "nitelikli dolandırıcılık" suçunun yasada gerektirdiği cezasının türü ve üst sınırına göre, suç tarihi itibariyle yürürlükte bulunan ve lehe olan 765 sayılı TCK’nın 102/4 ve 104/2. maddelerinde öngörülen dava zamanaşımı suç tarihinden hüküm tarihine kadar gerçekleştiğinden, kamu davalarının düşürüldüğü gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin istem gibi ONANMASINA,
    C)Sanıklardan ..., ..., ... ... ve ... haklarında “kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği ve bu suça iştirak” suçundan kurulan mahkumiyet hükümleri ile sanıklardan ... hakkında “nitelikli dolandırıcılık” suçundan verilen beraat hükmüne ilişkin sanıklar müdafileri ve katılan vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde ise;
    1)Denizli Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 06.11.2008 tarihli iddianamesi ile sanıklardan ......’un ... ili ... ilçesinde... Eczanesinin sahibi olduğu, sanık ...’un, ... ...’un eşi olup suç tarihinde medikal işiyle uğraştığı, sanık ...’nin ise çeşitli eczanelerde kalfa olarak çalıştığı, sanıkların işbirliği içinde sigortalı olan birtakım kişilerin sağlık karnelerini temin ederek, kamu görevlisi olmaları nedeniyle haklarında ayrı soruşturma yürütülen ...Devlet Hastanesinde çalışan doktorlar ..., ... ve Verem Savaş Dispanserinde doktor olarak çalışan ...’ya, hastalar müracaat etmediği halde sağlık karneleri üzerinden reçete yazdırdıkları, karne sahiplerine ilaçlar verilmediği halde verilmiş gibi gösterildiği, sigortalı olan sanıklar ..., ... ve ...’in de, kendilerinin, eş ve çocuklarının sağlık karnelerini sanıklar ... ..., ... ve ..."ye verdikleri, böylece sanıkların iştirak halinde resmi belgede sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık suçlarını işlediklerinin iddia olunduğu, Denizli Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 04.12.2008 tarihli iddianamesinde ise; ...Devlet Hastanesinde görevli uzman hekim olan sanık ..."un, ... isimli hastayı görmeden 07.09.2004 tarih ve ...protokol numaralı reçeteyi,... Devlet Hastanesinde görevli uzman hekim olan sanık ... ...’nun, ... isimli hastayı görmeden, 21.09.2005 tarih ve ... protokol numaralı reçeteyi,... Verem Savaş Dispanserinde görevli doktor olan sanık ..."nun da, ... ve ... isimli hastaları görmeden 08.04.2004 tarih, ... ve ... protokol numaralı reçeteleri tanzim etmek suretiyle resmi belgede sahtecilik, ... ...’un eylemine iştirak etmek suretiyle de kamu kurumu aleyhine dolandırıcılık suçunu işlediklerinin iddia olunduğu; sanıklardan yalnızca ..., ... ve ...’nun kamu görevlisi sıfatına haiz oldukları, kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği suçunun işlenişine iştirak eden diğer sanıklar ..., ... ... ve ...’un, 5237 sayılı TCK"nın 40/2. maddesine göre, ancak azmettiren veya yardım eden olarak sorumlu tutulabileceği cihetle; mahkemece hükme esas alınan ve üzerinde sahtecilik yapıldığı belirtilen reçetelerden, 21.09.2005 tarih ve 39200 protokol numaralı reçetenin ... tarafından düzenlendiği kabul olunarak bu kişi hakkında suç duyurusunda bulunulduğu, 23.04.2004 tarih..., ... ve ... protokol numaralı 3 adet reçetenin sanık doktor ... tarafından düzenlendiği, ancak bu reçetelere ilişkin dava açılmadığından ... hakkında suç duyurusunda bulunulduğu, 04.05.2004 ve 07.05.2004 tarihli reçetelerin ise...... ve ... tarafından düzenlendikleri, bu reçetelere ilişkin de doktorlara dava açılmadığından, suç duyurusunda bulunulduğunun anlaşılması karşısında; sanıklar ..., ... ... ve ...’un, haklarında dava açılmayıp, kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği suçundan mahkumiyet kararı verilmeyen sanık doktorlar ... ve ... ile ... ve...’in eylemlerine iştirak etmelerinin mümkün bulunmadığı, hakkında kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği suçundan mahkumiyet hükmü kurulan sanık ... yönünden ise; sanığın yalnızca 08/04/2004 tarih... ve ... protokol numaralı 2 adet reçeteyi düzenlemekten ibaret eyleminin, görevi kötüye kullanma suçunu oluşturup oluşturmadığının tartışılması ve suç duyurusu akıbetleri de beklenildikten sonra sanıklar ..., ...... ve ...’un eylemlerinin değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde mahkumiyet hükümleri kurulması,
    2)Sanık ... tarafından düzenlenen... ve ...protokol numaralı 2 adet reçetenin aynı tarihli olduğu, 5237 sayılı TCK’nın 43. maddesinde, suç tarihinde yürürlükte olan 765 sayılı TCK’nın 80. maddesinden farklı olarak "değişik zamanlarda" denilmesine göre, aynı anda gerçekleşen fiillerde zincirleme suça ilişkin hükümlerin uygulanamayacağı ancak birden çok sahte belgenin düzenlenmesi/kullanılması olgusunun 5237 sayılı TCK"nın 61. maddesi uyarınca temel cezanın belirlenmesi sırasında nazara alınabileceği cihetle; olayda 765 sayılı Yasanın aksine, 5237 sayılı Yasanın zincirleme suça ilişkin hükmünün uygulanamayacağı göz önüne alınarak, buna göre lehe yasa karşılaştırması yapılması gerekirken yazılı şekilde hükümler kurulması,
    3)Sanık ...’nun UYAP aracılığı ile MERNİS üzerinden temin edilen nüfus kaydında, hükümden sonra 28.12.2015 tarihinde öldüğü belirtildiğinden, bu durumun kesin olarak tespiti halinde 5237 sayılı TCK"nın 64. maddesi uyarınca kamu davasının düşürülmesinde zorunluluk bulunması,
    Bozmayı gerektirmiş, sanıklar müdafileri ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu sebeplerden dolayı, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 16.04.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi