16. Hukuk Dairesi 2016/6622 E. , 2019/8140 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedenleri ile ... Köyü çalışma alanında bulunan 104 ada 34, 39, 111 ada 11 ve 12 parsel sayılı sırasıyla 4.666.42, 6.314.18, 13.193,70 ve 4.343,35 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlardan; 104 ada 34 ve 111 ada 11 parsel sayılı taşınmazlar ... oğlu ... adına; 104 ada 39 ve 111 ada 12 parsel sayılı taşınmazlar ise 1/3’er payla ..., ... ve müşterekleri ile... ve müştereği adına tespit edilmiş iken, itiraz üzerine komisyon kararıyla 104 ada 34 parsel sayılı taşınmaz 4.616,95 metrekare, 111 ada 11 parsel sayılı taşınmaz ise 12.589,22 metrekare yüzölçümlü olarak ... oğlu ... adına; 104 ada 39 parsel sayılı taşınmaz 6.363,40 metrekare, 111 ada 12 parsel sayılı taşınmaz ise 4.947,83 metrekare yüzölçümlü olarak ve 1/2’şer payla ...mirasçıları ... ve müşterekleri adına tespit edilmiştir. Davacı ..., çekişmeli 104 ada 39 ve 111 ada 12 parsel sayılı taşınmazların bölümleri hakkında, tapu kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak, murisi ... mirasçıları adına tescili istemiyle; davacı ... ise, çekişmeli 104 ada 34 ve 111 ada 11 parsel sayılı taşınmazların bölümleri hakkında, aynı nedenlere dayanarak ayrı ayrı dava açmışlardır. Mahkemece dava dosyaları birleştirilerek yapılan yargılama sonunda davaların reddine, çekişmeli taşınmazların tespit gibi tescillerine karar verilmiş; hüküm, davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Birleşen dosya davalısı ... vekilinin, vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA,
2- Asıl dava dosyası yönünden verilen hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Mahkemece, tarafların dayandığı tapu kayıtlarının uygulanamadığı, yerel bilirkişi, tanık beyanları ve taşınmazlar arasındaki kot farkından kaynaklanan doğal yatkınlık göz önüne alındığında, teknik bilirkişi raporunda görüldüğü üzere, mevcut kadastro sınırlarının, taşınmazlar arasında bulunan kot farkı uzantı üzerindeki doğal yatkınlığa uygun düzenlendiği gerekçesi ile yazılı olduğu şekilde karar verilmiş ise de, yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, taşınmazlar arasındaki ortak sınıra yöneliktir. Davacı ..., çekişmeli taşınmazların bölümleri hakkında R. evvel 1286 tarih ve 115 sıra nolu tapu kaydına ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak, murisi ... mirasçıları adına tescili istemiyle dava açmış, davalı taraf ise Nisan 322 tarih, 16 ve 17 sıra nolu tapu kayıtlarına dayanarak davanın reddini savunmuştur. Tarafların dayandıkları tapu kayıtlarının dava konusu taşınmaz yönleri, tarafların miras bırakanlarını okuduğundan, uyuşmazlığın zilyetlik hükümlerine göre çözülmesi gerekmektedir. Beyanlarına başvurulan yerel bilirkişi ve tanıklar; davacının murisi ... adına tespit gören 104 ada 34 parsel sayılı taşınmaz ile dava konusu 104 ada 39 parsel sayılı taşınmaz arasında kendilerini bildi bileli kot farkı olan sabit sınır olduğunu, kot farkının bittiği noktada davalı Hanedarların taşınmazlarının başladığını, yukarı tarafın ise davacı Abaylara ait olduğunu, taşınmazlar arasındaki sınırın doğal sınır olduğunu ve yola kadar uzandığını, 104 da 34 ve 39 parsel sayılı taşınmazların fiili zeminde doğal sınırı boyunca yabani armut ağaçlarının bulunduğunu, zeminde görülen kot farkının devamının yolu kesip davacının murisi adına tespit gören 111 ada 11 parsel sayılı taşınmaz ile dava konusu 111 ada 12 parsel sayılı taşınmazlara doğru indiğini, yoldan sonra da 111 ada 11 ve 12 parsel sayılı taşınmazlar arasından geçen eski sınırın ise 104 ada 34 ve 39 parsel sayılı taşınmazların doğal uzantısının yolu kestikten sonraki güney kesime doğru uzanan doğrultuda olduğunu belirtmişlerdir. Ne var ki, yerel bilirkişi ve tanık beyanlarında belirtilen hususlar, teknik bilirkişi raporundaki krokiye net ve anlaşılır bir şekilde yansıtılmamış, taşınmazlar hakkında komisyon kararları bulunmasına rağmen taşınmazlar arasındaki kadastro tespit sınırı ve komisyon kararı sonrası oluşturulan sınırların neresi olduğu krokide gösterilmemiş, denetime elverişli rapor ve kroki düzenlenmemiş ve mahkemece belirtilen şekilde yetersiz teknik bilirkişi raporları hükme esas alınmıştır. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayanılarak hüküm kurulamaz.
Hal böyle olunca, doğru sonuca ulaşılabilmesi için mahkemece, mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler, tespit bilirkişileri, taraf tanıkları ve fen bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı, yapılacak keşifte, tarafların anlaştıkları ve anlaşamadıkları sınırlar tespit edilerek, tespit tarihindeki durum ve dava konusu taşınmazların nizalı sınırları ile birlikte üzerindeki zilyetliğin kim tarafından ne zamandan beri ne suretle sürdürüldüğü etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı; dinlenen yerel bilirkişi ve tanık beyanlarının çelişmesi halinde gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişki giderilmeye çalışılmalı; sınırın tespiti amacı ile beyan edilen, taş, demir, duvar, ağaç, tel örgü gibi unsurlar fen bilirkişisi tarafından düzenlenecek krokide tek tek gösterilmeli, yine mahalli bilirkişi ve tanıklar ile taraflarca gösterilecek sınırlar, farklı renkler kullanılmak suretiyle kroki üzerinde işaretlenmeli, keşfi takibe imkan verir gerektiğinde fotoğraflarla desteklenmiş rapor hazırlattırılmalı; bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre hüküm kurulmalıdır. Mahkemece bu hususlar gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olduğu gibi, kabule göre de; çekişmeli taşınmazların yüzölçümleri komisyon kararı ile yeniden belirlendiği halde, hüküm yerinde komisyon kararına atıf yapılmaksızın, taşınmazların tespit gibi tescillerine şeklinde karar verilmek suretiyle infazda tereddüt oluşturulması dahi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04.12.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.