8. Hukuk Dairesi Esas No: 2014/14632 Karar No: 2015/16422 Karar Tarihi: 16.09.2015
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2014/14632 Esas 2015/16422 Karar Sayılı İlamı
8. Hukuk Dairesi 2014/14632 E. , 2015/16422 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul 15. İcra Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 06/05/2014 NUMARASI : 2014/10-2014/484
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davalı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire"ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
K A R A R
Borçlu vekili, İcra Mahkemesi"ne başvurusunda; ilama dayalı başlatılan takipte, en yüksek banka mevduat faizinin fahiş talep edildiğini, ayrıca takibin bütün kat maliklerine yönetilmesi gerektiğini beyanla fazla istenen faizin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, davacının faiz yönünden davasının kabulü ile bilirkişi raporu doğrultusunda olmak üzere takibin devamına, diğer taleplerin yerinde olmadığından reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir. HMK"nun 297/2. maddesi hükmü gereğince yargılama sonunda verilen kararda taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan haklar sıra numarası altında, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde açıkça gösterilmesi gerekir. Mahkemece verilen kararda "davacının faiz yönünden davasının kabulü ile bilirkişi raporu doğrultusunda olmak üzere takibin devamına" şeklinde hüküm kurulduğu, ne miktar yönünden takibin iptal edildiği hususunda açık bir karar verilmediği, bilirkişi raporuna atıfta bulunmakla yetinildiği görülmektedir. Hüküm bu haliyle açık olmadığı gibi, şüphe ve tereddüt uyandıracak, infazda zorluk çıkaracak şekildedir. Hukuk Genel Kurulu"nun 08.10.1997 tarih ve 1997/12-517 E.-1997/776 K. sayılı kararında da vurgulandığı üzere, ilamların infaz edilecek kısmı hüküm bölümüdür. Diğer bir anlatımla hüküm içeriğinin aynen infazı zorunludur. İlamın infaz edilecek kısmı yorum yoluyla belirlenemez. Bu nedenle hüküm fıkrasının hiçbir tereddüte yer vermeyecek şekilde açıkça yazılması zorunludur. Bu durumda İcra Mahkemesi"nce şikayet konusunda ne miktar yönünden takibin iptal edildiği hususunda açık karar verilmesi gerekirken bilirkişi raporuna atıfta bulunmakla yetinilmesi doğru değildir. SONUÇ: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366 ve 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3. Maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, taraflarca HUMK"nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK"nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 25,20 TL peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 16.09.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.