10. Hukuk Dairesi 2016/18619 E. , 2019/3570 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
KARAR
Dava, yol ve yemek yardımlarının prime esas kazanca dâhil olmadığının tespiti ile Kurumca haksız olarak tahsil edilen primlerin yasal faizi ile tahsili istemine ilişkindir.
Mahkeme, ilâmında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davacıya ait talebin 01.03.2007 - 31.12.2007 tarihleri arasına yönelmesi karşısında, davanın yasal dayanağı, 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu"nun 4958 sayılı Kanun"un 36. maddesi ile değişik 77. maddesi olup, anılan maddede; “Sigortalılarla işverenlerin bir ay için ödeyecekleri primlerin hesabında:
a)Sigortalıların o ay için hakettikleri ücretlerin,
b)Prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkaktan sigortalılara o ay içinde ödenenlerin,
c)İdare veya kaza mercilerince verilen karar gereğince (a) ve (b) fıkralarında yazılı kazançlar niteliğinde olmak üzere sigortalılara o ay içinde yapılan ödemelerin, brüt toplamı esas alınır.
Şu kadar ki, ölüm, doğum ve evlenme yardımları, yolluklar, kıdem, ihbar ve kasa tazminatları, aynî yardımlar ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca miktarları yıllar itibariyle belirlenecek yemek, çocuk ve aile zamları, sigorta primlerinin hesabına esas tutulacak kazançların aylık tutarının tespitinde nazara alınmaz. Bunların dışında her ne ad altında ödeme yapılırsa yapılsın tüm ödemeler prime tabi tutulur…” denilmektedir. “Bunların dışında her ne ad altında ödeme yapılırsa yapılsın tüm ödemeler prime tabi tutulur” bölümü 4958 sayılı Kanun ile anılan maddenin ikinci fıkrasına son cümle olarak eklenmiştir.
Görüldüğü gibi, anılan madde hükmünde hangi kazançların prim hesabına esas alınamayacağı sayma yöntemiyle belirlenmiş olup, Türk hukukunda egemen olan kurala göre, ayrık hükümler genişletici değil, daraltıcı yoruma tabidirler ve anılan kural, 23.05.1960 tarihli 11/10 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da vurgulanmıştır.
Bu kararda sigortalılara ödenen yol ve yemek paralarının ayni yardım niteliğinde bulunduğu sonucuna varılmış ve prime esas kazancın belirlenmesinde dikkate alınamayacağı görüşü benimsenmiştir. Bunun dışında Yargıtay uygulamasında bazı kararlarda, teknik personele ödenen şantiye ve arazi zammını, hasta sigortalıya ödenen geçici iş göremezlik ödeneği, toplu iş sözleşmesi gereğince sigortalıya ödenen araç ücreti, çiğden verilen erzak, elbise dikiş ücreti, yakacak ve yakıt parası ve toplu iş sözleşmesi gereğince sigortalıya ödenen yemek parası aynî yardım niteliğinde görülmüştür. Anılan nitelikte ödemelerde, ödeme yapılan süreye ilişkin herhangi bir ayrım yapılmamıştır.
Uygulama ve öğretide kabul edildiği üzere ücret, görülen bir işin karşılığında çalışana işveren veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve nakden ödenen meblağdır. Bu duruma göre işverence ödenen yol ve yemek yardımı parasını, görülen bir işin karşılığı değil, 506 sayılı Kanun"un 77/2. maddesinde sayılan istisnalar kapsamında ücrete dâhil edilmeyecek ödemeler arasında yer alan" ayni yardım" olarak tanımlamak ve yol, yemek yardımı yerine bedelinin verilmiş olması nedeniyle bu yardımların niteliğini değiştirmemek gerekir.
Somut olay bakımından ise, mahkemece yol yardımları yönünden verilen karar yerinde ise de, kabule konu yemek yardımları yapılıp yapılmadığı ile Kuruma fazladan ödenen prim miktarının yöntemince belirlenmesi gereklidir. Mahkemece, öncelikle davalı kuruma verildiği esnada bordrolarda hak edilen ücret dışında ayrıca belirtilen yemek yardımlarına dair yardımların varlığı araştırıldıktan sonra, dava konusu dönem içinde, ödenen sigorta primi ve işsizlik sigortası prim tutarları, ait oldukları dönemler ve ödeme tarihleri üzerinden, konusunda uzman bilirkişi marifetiyle, çalışan her bir sigortalı bazında ödenen yemek yardımı tutarları tespit edilmeli ve iadesi gereken tutarın kurum verileri ve ihale makamından alınabilecek belgeler ile doğrulandıktan sonra usulünce belirlenmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davalı Kurum avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları nazara alınmalı ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 17/04/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.