16. Hukuk Dairesi 2016/14110 E. , 2019/8130 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu, ... Köyü çalışma alanında bulunan 110 ada 196 parsel sayılı 5.314,38 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı ... adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ... ve arkadaşları, miras yoluyla gelen hakka ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak, dava konusu taşınmazın 100 metrekarelik kısmının tapusunun iptali ve kendilerine ait 110 ada 195 parsel sayılı taşınmaza eklenerek adlarına tescili istemiyle dava açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazın fen bilirkişisinin rapor ve krokisinde (A) harfi ile gösterilen 43,99 metrekarelik kısmının bu taşınmazdan ifrazıyla davacılara ait 110 ada 195 parsel sayılı taşınmaza eklenmek suretiyle adlarına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, taraflar arasındaki sınırın fındık bahçeleri arasında olan bölümü yönüyle belli olduğu, fındık bahçesinin devamı niteliğindeki ve taraflara ait evlerin arasında kalan bölüm yönüyle ihtilaf bulunduğu, böylece ihtilaflı olan sınırında fındık bahçesi sınırının devamı şeklinde olmasının makul olduğu, tanık ve yerel bilirkişilerin çoğunluğunun beyanı da yerin ortak olarak kullanıldığına ilişkin olduğuna göre davacıların davasında haklı oldukları gerekçesiyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulmuştur. Ne var ki; davalı vekili tarafından, kolluk vasıtasıyla tespit edilen bilirkişilerden Mustafa Özdemir’in bilirkişiliğine "davalı ile aralarında husumet olduğu" belirtilerek keşiften önce verilen 17.11.2015 havale tarihli dilekçe ile açıkça karşı çıkılmış ve bu beyan keşifte de tekrarlamış olduğu halde mahkemece talebin neden uygun görülmediği açıkça belirtilmeksizin adı geçen kişi yerel bilirkişi sıfatıyla dinlenmiş ve beyanları hükme esas alınmış olduğu gibi; davalı vekili delil listesinde isimlerini bildirdiği 9 tanıktan bir kısmını keşif mahallinde hazır ederek, dinletme talebinde bulunmasına rağmen, mahkemece hazır edilen davalı tanıklarından yalnızca 3"ü dinlenmiş olup, davalı tarafça diğer tanıkların dinlenilmesi talebinden açıkça vazgeçilmediği halde usule aykırı olarak diğerleri dinlenmemiş; hangi sebeple davacı tanıklarının beyanlarına üstünlük tanındığının ve davalı tanıklarının beyanlarına neden değer verilmediğinin gerekçesi kararda gösterilmemiş ve beyanlarda ortak kullanımdan bahsedildiği halde bu şekildeki kullanımın malik sıfatıyla mı olduğu yoksa asli malik olan tarafın rızasıyla diğer tarafça fer"i olarak mı kullanıldığı hususları hüküm yerinde tartışılmayarak, gerekçe yönünden de kendi içinde çelişkili şekilde karar verilmiş olması nedeniyle yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Eksik inceleme ile de hüküm verilemez.
Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için mahkemece, taraflara ait taşınmazlar arasındaki sınırı bilebilecek yerel bilirkişiler kurulunun kolluk vasıtasıyla tespit edilmesinden sonra, mahallinde yerel bilirkişi heyeti ve taraf tanıkları ile fen bilirkişisinin katılımı ile yeniden keşif yapılmak suretiyle, öncelikle taraflardan taşınmazların ihtilafsız olan sınır bölümleri sorulmak suretiyle ihtilaflı olan bölümün neresi olduğu kesin bir şekilde belirlenmeli; daha sonra yerel bilirkişiler ve tanıklardan, taşınmazların ne zamandan beri, hangi sınırlara dayalı olarak, kim tarafından ve nasıl kullanıldığı, çekişmeli taşınmazın bir bölümünün her iki tarafın ortak kullanımında olup olmadığı taşınmazın bir bölümünde ortak kullanım söz konusu ise tarafların bu ortak kullanımlarının malik sıfatıyla mı olduğu yoksa malik sıfatıyla kullanan tarafın diğerinin fer"i olarak kullanımına müsaade mi ettiği hususlarında ayrıntılı ve olaylara dayalı olarak beyanları alınmalı, beyanlar arasında çelişki oluştuğu takdirde gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle var olan çelişki giderilmeye çalışılmalı, çelişkinin giderilmemesi halinde hangi beyana üstünlük tanındığının gerekçesi karar yerinde gösterilmeli; fen bilirkişisinden, yapılan keşfi ve alınan beyanları izlemeye ve denetlemeye elverişli, gösterilen sınırların işaretlendiği harita ve rapor düzenlemesi istenilmeli, bundan sonra toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte tartışılmak suretiyle taraflara ait taşınmazlar arasındaki sınır belirlenmeli ve sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, davalı vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile usul ve yasaya aykırı hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
04.12.2019 gününde oybirliği ile karar verildi.