21. Hukuk Dairesi 2016/2191 E. , 2017/5757 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, 19/12/2014 tarihli tahsis talebine istinaden yaşlılık aylığına hak kazandığının tespitine, mahkeme aksi kanaatte ise 2.265,82 TL gecikme zammının iptaline ve 6552 sayılı Kanun gereğince yapılandırmadan yararlanması gerektiğinin tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre, davacının sair temyiz itirazlarının reddine.
2-Tarafların diğer temyiz itirazlarına gelince; davacı, 19/12/2014 tarihli tahsis talebinin 5510 sayılı Yasanın ek 5. Madde kapsamında prim borcu olduğu gerekçesiyle reddedildiğini, 1991 yılından 1999 yılına kadar 2925 sayılı Yasaya tabi hizmeti bulunması nedeniyle Kurum işleminin hatalı olduğunu ileri sürerek; yaşlılık aylığına hak kazandığının tespitini, Mahkeme aksi kanaatte ise 2.265,82 TL gecikme zammının iptalini ve 6552 sayılı Kanun gereğince yapılandırmadan yararlanması gerektiğinin tespitini istemiştir.
Davalı Kurum işleminin doğru olduğunu savunmuştur.
Mahkeme, davacının ıslah talebi de dikkate alınarak, 5510 sayılı Yasanın geçici 1. Maddesine tabi olarak 2925 sayılı Yasaya göre daha önce sigortalılığı bulunan davacıya, 5510 sayılı Yasanın ek 5. Maddesinin uygulanamayacağı gerekçesi ile borçlu olmayacağını kabul etmiştir. Yasal koşullar oluştuğundan, davacıya 01/12/2015 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlanmasına karar vermiştir.
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden; davacının 01/01/1991-22/12/1999 tarihleri arasında 2925 sayılı Yasa kapsamında prim ödediği görülmektedir. 01/05/2002-30/04/2007 tarihleri arasında 2926 sayılı Yasaya tabi hizmeti bulunmaktadır. 01/05/2008 tarihinden itibaren yeniden 2925 sayılı Yasa kapsamında tescilini yaptırmış ve 31/12/2014 tarihinde kadar her ay 15 gün üzerinden prim ödemiştir.
Davalı Kurum, davacının 01/05/2008 tarihinden sonraki 2925 sayılı Yasaya tabi sigortalılığını 5510 sayılı Yasanın ek 5. Maddesi kapsamına almış, 01/05/2008 tarihinden sonra prim ödeme gün sayısı 1200 güne tamamlandığından 01/03/2011 tarihinden sonraki dönem için 10.657,48 TL prim ve 2.265,82 TL gecikme zammı borcu çıkarmıştır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 5510 sayılı Yasanın ek 5.maddesi, 01/03/2011 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Ek madde 5. ... veya orman işlerinde hizmet akdi ile süreksiz çalışanları sigortalı sayılmakla birlikte, 5510 sayılı Yasanın 4-a maddesi kapsamına almıştır. Yasa, 30 günün üzerinden sigortalılık esasını getirmiştir. Aylık bağlanması için prim borcunun bulunmaması da koşuldur.
5510 sayılı Yasanın 6111 sayılı Yasa ile eklenen geçici 29.maddesine göre de, "Bu maddenin yürürlük tarihinden itibaren (01/03/2011) ek 5.madde kapsamındaki sigortalılardan bu maddenin yürürlüğe girdiği yıl için 82.maddeye göre belirlenen prime esas günlük kazanç alt sınırının on sekiz katı üzerinden başlanılarak, takip eden her yıl için bir puan arttırılmak suretiyle otuz katini geçmemek üzere prim alınır. 01/05/2008-30/09/2008 tarihleri arasında 2925 sayılı Kanuna tabi sigortalı olanlar hakkında da bu maddenin yürürlük tarihinden itibaren birinci fıkra ile ek 5.madde hükümleri uygulanır".
Yukarıda yer verilen yasal düzenlemelere göre değerlendirildiğinde; davacının 2925 sayılı Yasaya tabi önceki sigortalılığı 22/12/1999 tarihinde sona ermiştir. Davacının 01/05/2008 tarihinde yeniden tescil edilmesi karşısında 5510 sayılı Yasanın ek 5. ve geçici 29.maddesine tabi olduğu açıktır.
Mahkemece, davacının prim borcu bulunduğundan, yaşlılık aylığı isteği yönünden davanın reddine karar vermesi ve diğer taleplerini değerlendirerek sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde yaşlılık aylığının bağlanmasına karar vermesi isabetsiz olup bozma nedenidir.
O halde, tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 06/07/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.