11. Hukuk Dairesi 2016/12331 E. , 2018/4149 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 15/12/2015 tarih ve 2014/708-2015/924
sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin kullanmış olduğu telefonunun davalı tarafından arandığını, davalının kendisini polis memuru olarak tanıtarak kendisini kurtarmak için banka hesaplarına para yatırması gerektiğini söylediğini, müvekkilinin de kredi kartı hesabına toplamda 16.400 TL para yatırdığını, parayı yatırdıktan sonra dolandırıldığını anladığını, aynı gün kendisini dolandıranlardan şikayetçi olduğunu, soruşturma kapsamında kredi kartına yatırılan 16.400 TL paraya el konulması için ...Sulh Ceza Mahkemesine talepte bulunduğunu, 16.400 TL"ye el konulmasına karar verildiğini, daha sonra ...Sulh Ceza Mahkemesinin 2012/328 D.İş sayılı kararı ile el konulan paranın müvekkiline ödenmesine karar verildiğini, müvekkilinin bu karar üzerine parayı almak için bankaya gittiğinde bankaca karar alındıktan sonra kendisine ödeme yapılacağının söylendiğini, mahkeme kararına uyulmadığını, kredi kartına 10.000, 2.400, 14.000 TL"lik ödemeler yapıldığını ve bu ödemelerden dolayı el koyma kararının uygulanamayacağının bildirdiğini, ortada kesinleşmiş bir yargı kararı var iken bankanın işlemi yapmayarak müvekkilinin zarar görmesine sebebiyet verdiğini ileri sürerek 16.400 TL"nin olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı banka vekili, davalının kart bankası olmak dışında bir etkisi olmadığını, diğer davalının kredi kartına ödeme yaptığını, karta ödeme durumunda blokeye alınamadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı ... davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre, davalı ... A.Ş"nin somut olayda kusurunun bulunmadığı, davacının davalı banka dışındaki kişilerce dolandırıldığı, davalı gösterilen Garanti Bankasının olayda bir katkısının bulunmadığı, kendisine gelen bankacılık işlemini gerçekleştirdiği gerekçesiyle davacının davalı ... A.Ş. hakkındaki davasının husumet yönünden reddine, davacının davalı ... hakkında davasının kabulü ile 16.400,00 TL"nin ödeme tarihi olan 29/06/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ..."den alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, haksız fiilden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Davacı, davalı şahıs tarafından dolandırıldırıldığını, bu şahsın kredi kartı hesabına 16.400 TL para yatırdığını, dolandırıldığını anladıktan sonra şikayetçi olduğunu, hesabına yatırılan paraya el koyma kararı verildiğini ancak kararın davalı banka tarafından uygulanmadığını ileri sürerek ödediği paranın davalılardan müteselsilen tahsilini talep etmiş, mahkemece davalı bankanın kusuru olmadığı gerekçesiyle bu davalı bakımından husumet yönünden davanın reddi ile diğer davalı bakımından davanın kabulüne karar verilmiştir. Ancak davacı tarafça ...Sulh Ceza Mahkemesinin 02.07.2012 tarih, 2012/301 değişik iş nolu kararı ile davacı tarafından yatırılan paraya el koyma kararı verildiği, yine bu mahkemenin 10.07.2012 tarihli, 2012/328 değişik iş nolu kararıyla el konulan paraların davacıya iadesine karar verildiği, davalı banka tarafından bu kararlara uyulmadığı, kusurlu olarak davalı şahsa ödeme yapıldığı ileri sürülmüş ve buna ilişkin karar da dosya arasına alınmış olmakla mahkemece bu hususa ilişkin herhangi bir inceleme yapılmamıştır. Somut olayda tedbiren el koyma kararı verildiği, bu aşamada hesapta paranın mevcut olması ve kararın infaz edilmiş olması durumunda sulh ceza mahkemesinin ödeme kararı doğrultusunda davacıya ödeme yapılması gerektiği hususu mahkemece dikkate alınmamıştır. Buna göre, hesapta para mevcut bulunup el koyma kararı infaz edilmişse ve davalı banka tarafından bundan sonra hukuka aykırı olarak ödeme yapılmışsa paranın davacıya iade edilmesi gerekmektedir. O halde el koyma kararının infaz edilip edilmediği, bu aşamada hesapta para bulunup bulunmadığı hususu davalı bankadan ve sulh ceza mahkemesinden sorularak gerekli incelemeler yapılarak ve buna rağmen davalı banka tarafından davacıya ödeme yapılıp yapılmadığı hususu değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 30/05/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.