8. Hukuk Dairesi 2015/13012 E. , 2015/16383 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Ankara 7. İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 21/05/2015
NUMARASI : 2015/575-2015/405
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davalı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire"ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
K A R A R
Alacaklılar vekili tarafından S.. K.. aleyhine Askeri Yüksek İdare Mahkemesi 2. Dairesi"nin 04.13.2015 tarihli ilamına dayalı olarak başlatılan takipte, borçlu vekili İcra Mahkemesi"ne başvurusunda; 2577 sayıl İdari Yargılama Usulü Hakkındaki Kanun"un 28. maddesi gereğince ödeme için başvurulmadan takip başlatıldığı gerekçesiyle takibin iptalini talep ettiği, Mahkemece, aynı gerekçeyle takibin iptaline karar verildiği, hükmün alacaklı vekili tarafından temyiz edildiği görülmüştür.
1062 sayılı Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Kanunu"nun (AYİMK) 36. maddesinde, bu Kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde İdari Yargılama Usulü Künunu (İYUK) ile Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun (6100 sayılı HMK) hangi hükümlerinin uygulanabileceği sınırlı şekilde sayılmıştır. Anılan hükümler arasında İYUK 28. maddesine yer verilmemişir.
Yine Askeri Yüksek İdare Mahkemeleri 1602 sayılı kanun hükümlerine göre kurulmuş ve yargılama yapan mahkemeler olup, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulune göre yargılama yapan mahkemeler değildir, bu mahkeme kendi özel Kanunu"na göre yargılama yapar ve karar verir. Bu nedenle takip konusu Ankara Askeri Yüksek İdare Mahkemesi ikinci Dairesi kararının icrasında 2577 sayılı İYUK"nun 28. maddesi de uygulanmaz. Bu nedenle şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle kabulü isabetsizdir.
SONUÇ: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366 ve 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK"nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK"nun 366/3. Maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 27,70 TL peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 15.09.2015 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
1602 sayılı Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Kanunu"nun (AYİMK) 36. maddesinde, bu Kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde İdari Yargılama Usulü Kanunu (İYUK) ile Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun (yenisi 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu) hangi hükümlerinin uygulanabileceği sınırlı şekilde sayılmıştır. Sınırlı sayılan bu hükümler arasında idari yargı kararlarının uygulanmasını düzenleyen İYUK 28. maddesi sayılmamıştır. Bu nedenle İYUK 28. maddesindeki "belli bir miktarı içeren tam yargı davaları hakkındaki kararlar ise genel hükümlerine göre infaz ve icra olunur" şeklindeki kural, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi"nin tam yargı kararları için uygulama alanı bulmaz. Bir yasal düzenleme yapılmadığı takdirde, sınırlı sayım şeklinde yapılan bir düzenlemenin yorum yoluyla genişletilmesi kanuna aykırı olur. Bu durumda İYUK 28. maddesindeki "genel hükümlere göre infaz ve icra olunur" hükmü İcra ve İflas Dairelerini anlattığından, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi"nin tam yargı davası sonucu verdiği tazminat hükümleri için İİK uyarınca İcra Dairelerinde icra takibi yapılması yolu açık değildir. Kuşkusuz, olması gereken hukuk açısından devletin özel hukuk ilişkilerinden doğan borç ilişkilerinden doğan alacakların infazı için, bazı istisnalar dışında, devlet ile gerçek kişiler ve özel hukuk tüzel kişileri arasında ayrım yapılmasının hukuk devleti anlayışı ile ne ölçüde başdaştığı, üzerinde düşünülmesi gereken bir konudur.
En azından, AYİMK"da da İYUK 28. maddesine benzer bir yasal düzenleme yapılması yerinde olacaktır. Mahkemelerin görevi, mevcut düzenlemeye uygun karar vermektir. Yasa koyucunun bilinçli olarak kapalı tuttuğu bir hukuki olanağı yargı organlarının yasa koyucunun yerine geçerek, yorum yoluyla genişletmesi ve bu olanağı açık tutması doğru olmayacaktır. Bu durumda, şikayetin kabulü ile takibin iptaline ilişkin İcra Hukuk Mahkemesi kararı sonuç olarak isabetlidir. Açıkladığım nedenlerle, temyiz edilen hükmün, belirtiğim gerekçeyle ONANMASINA karar verilmesi gerektiğini düşünüyor; değerli çoğunluğun önceki ve son bozma kararına katılmıyorum.