22. Hukuk Dairesi 2017/11314 E. , 2018/5251 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, müvekkilinin iş sözleşmesinin davalı tarafından haklı sebep olmadan feshedildiğini belirterek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla çalışma ve ulusal bayram genel tatil ücreti alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, süresi içerisinde davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacı işçinin fazla mesai yapıp yapmadığı, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışıp çalışmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını, ulusal bayram genel tatil günlerinde çalıştığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma ve ulusal bayram genel tatil alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışma ve ulusal bayram genel tatil çalışmasının ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, bu çalışmaların yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma ve genel tatil çalışması olup olmadığı araştırılmalıdır.
4857 sayılı İş Kanununun 47nci maddesinde, Kanunun kapsamındaki işyerleri bakımından, ulusal bayram ve genel tatil günü olarak kabul edilen günlerde çalışma karşılığı olmaksızın o günün ücretinin ödeneceği, tatil yapılmayarak çalışıldığında ise, ayrıca çalışılan her gün için bir günlük ücretin ödenmesi gerektiği hükme bağlanmıştır.
Dosya içeriğine göre, davacı, dini bayramlarda çalışmadığını, son iki resmi bayram hariç tüm resmi tatillerde ve hafta içi 08:00-18:00, cumartesi günleri 08:00-12:30 saatleri arasında çalıştığını belirterek fazla çalışma ve resmi tatil ücreti alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir. Mahkemece, resmi tatil ücretlerinin imzalı bordrolarla ödendiği anlaşıldığından ve ayrıca fazla çalışma ücreti yönünden ret kararı verilmiştir.
Davacı ve davalı tanıklarının beyanlarına göre davacının, olağan alışma şeklinin haftada beş gün 08:00-18:00, cumartesi günleri 08:00-12:30 saatleri arasında olduğu; hafta içi günde bir saat, cumartesi günleri yarım saat kanuni ara dinlenme sürelerinin mahsubundan sonra, 49 saat çalışarak haftada dört saat fazla çalışma yaptığı; ayrıca resmi tatillerde çalıştığı anlaşılmaktadır.
Dosyaya sunulan imzalı bordrolarda genel tatil tahakkukları bulunmaktadır. Ancak yukarıda açıklanan kanuni düzenleme gereğince genel tatil günlerinde çalışıldığında, ayrıca çalışılan her gün için ilave bir günlük ücretin ödenmesi gerekirken yapılan ödemelerin bu düzenlemeye uygun olmadığı görülmektedir. Bu sebeple imzalı bordrolardaki tahakkuklar nedeni ile ulusal bayram genel tatil ücreti talebinin reddedilmesi isabetli olmamıştır. Yine imzalı bordrolarda fazla çalışma ücreti tahakkuku bulunmadığından tanıkların bu yöndeki beyanlarına da itibar edilmemiştir.
Bu durumda fazla çalışma ücretinin tanık beyanlarına göre haftada dört saat; ulusal bayram genel tatil ücretinin, dini bayramlar ile son iki resmi tatil hariç çalıştığı kabul edilerek hesaplanıp hüküm altına alınması için hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgilisine iadesine, 28.02.2018 gününde oybirliği ile karar verildi.
Ş.K.