Abaküs Yazılım
11. Ceza Dairesi
Esas No: 2016/6444
Karar No: 2018/3495
Karar Tarihi: 12.04.2018

Resmi belgede sahtecilik - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2016/6444 Esas 2018/3495 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Sanıkların resmi belgede sahtecilik suçuyla yargılandığı davada, belgelerde sahtecilik suçlarında önceden verilen rızanın kastı ortadan kaldırabilmesi için fiilin işlenmesinden önce açıklanmasının zorunlu olduğu ve rızanın açık veya zımni olabileceği belirtildi. Sanıkların savunmaları ve delilleri göz önünde bulundurularak, suçun işlenip işlenmediğini tespit etmek için çeşitli araştırmalar yapılması gerektiği vurgulandı. Temel cezaların belirlenmesinde suçun işleniş biçimi, meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığı, failin kusurunun ağırlığı ve dosya içeriğine yansıyan bilgilerin dikkate alınması gerektiği, ancak bu durumda belirtilen ölçütlerin somutlaştırılmadan yapılan ceza belirlemelerinin yasaya aykırı olduğu belirtildi. Bu nedenle, mahkeme kararı, kanuna aykırı olduğu gerekçesiyle bozuldu. Kanun maddeleri: Türk Ceza Kanunu'nun 3/1 ve 61. maddeleri, 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi.
11. Ceza Dairesi         2016/6444 E.  ,  2018/3495 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Resmi belgede sahtecilik
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    1-Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 30/03/1992 gün ve 80/98 sayılı kararında açıklandığı ve Dairemizin benzer birçok kararında vurgulandığı üzere, belgelerde sahtecilik suçlarında önceden verilen rıza üzerine imzanın taklit edilmesinde zarar verme bilinç ve iradesi ile hareket edilmediğinden kastın varlığının ileri sürülemeyeceği, rızanın kastı ortadan kaldırabilmesi için fiilin işlenmesinden önce açıklanmasının zorunlu olduğu, rızanın açık olabileceği gibi zımni de olabileceği, özellikle iki kişi arasındaki ilişkiler, böyle bir rızanın varlığını ciddi olarak kabule elverişli olduğu takdirde, bu rızaya dayanarak başkasının imzasının atılmasında sahtecilik kastının varlığının kabul olunamayacağı cihetle; sanıklar hakkında resmi belgede sahtecilik suçunu işledikleri iddiasıyla açılan kamu davasının yargılaması sonucunda, her ne kadar mahkumiyet kararları verilmiş ise de; sanık ..."in savunmasında suça konu çekleri sanık ..."dan hatır çeki olarak aldığını belirtmesi, sanık ..."ın savunmasında sanık ..."i ... aracılığıyla tanıdığını, ..."in ..."dan hatır çeki istediğini, ..."in toplam 20 adet çeki ..."ya verdiğini, bu çeklerden büyük bir kısmını ... tarafından imzaladığını, bir kısmını da kendisinin imzaladığını, ancak daha sonra..."in rızası ve bilgisi dahilinde attığı imzaların ... tarafndan inkar edildiğini belirtmesi, şirket yetkilisi ve hesap sahibi olan ..."ın ise soruşturma aşamasında şüpheli sıfatıyla alınan ifadesinde; şirkettin işlerini 1,5 yıl süre ile fiilen ortağı olan ..."ın yürüttüğünü, sanık ..."a çek keşide etme yetkisi vermediğini, şirketin tek temsilcisinin kendisinin olduğunu, sanık ..."i tanıdığını ve ticari ilişkisi olmasa da zaman zaman borç para alıp verdiğini, suça konu çeklerin altındaki keşideci imzaların kendisine ait olmadığını, çek yapraklarının bir şekilde sanıklar tarafından ele geçirilip doldurularak katılana verildiğini beyan etmesi ve dosyada mevcut ..."ın keşide tarihlerinden bir gün önce ve bir gün sonrasına denk gelecek şekilde elinden rıza dışı elinden çıktığına ilişkin ödemen men talimatı vermiş olması karşısında, maddi gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde ve sanıkların suç kastı ile hareket edip etmediklerinin tespiti açısından; sanık ..."ın anılan şirket adına daha önce çek keşide edip etmediği, keşide edilen çeklerin ödenip ödenmediği tespit edilerek, katılan tarafından şirket aleyhine başlatılan icra takibinin akıbetinin sorulması, katılan ile sanık ... arasında gerçekleşen araç satışı ile ilgili olarak ...Sanayi Tic. Ltd. Şti"ne ait kaç adet çekin katılana verildiği, verilen çek bedellerinin ödenip ödenmediği ve taraflar hakkında suça konu çeklere istinaden açılmış başka dava veya icra takibi bulunup bulunmadığı hususlarının araştırılması, çek hesap sahibi ..."ın tanık sıfatıyla dinlenilerek suça konu çeklerin ne şekilde elinden rızası hilafına çıktığı sorularak açığa kavuşturulması, sanık ... müdafiinin 18.06.2012 tarihli temyiz dilekçesinde katılana olan borcunu ödediğine ilişkin bir takım belgeler sunması karşısında ise de ..."nın da tanık sıfatıyla dinlenilmesinden sonra toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sanıkların hukuki durumlarının takdir ve tayini gerekirken eksik araştırma ile yazılı şekilde kararlar verilmesi,
    2-Kabule göre de; Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 18/06/2013 gün ve 2012/15-1351 Esas ve 2013/328 Karar sayılı kararında da vurgulandığı üzere, kanun koyucu, cezanın kişiselleştirilmesinin sağlanması bakımından hâkime somut olayın özellikleri ve işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı bir şekilde gerekçesini de göstererek alt ve üst sınır arasında temel cezayı belirleme yetki ve görevini yüklemiştir. Ancak, hâkimin temel cezayı belirlerken dayandığı gerekçe, bu düzenlemelere uygun olarak; suçun işleniş biçimi, suçun işlenmesinde kullanılan araçlar, suçun işlendiği zaman ve yer, suç konusunun önem ve değeri, meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığı, failin kast veya taksire dayalı kusurunun ağırlığı, güttüğü amaç ve saik ile dosya içeriğine yansıyan bilgi ve belgelerin isabetli biçimde değerlendirildiğini gösterir biçimde yasal ve yeterli olmalıdır. Sanıkların yetkileri olmadığı halde suça konu çekleri katılana vermek suretiyle resmi belgede sahtecilik suçunu işlediklerinin iddia olunduğu olayda; somut olayın özellikleri gözetilerek TCK"nın 3/1. maddesi uyarınca işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı olacak şekilde alt ve üst sınırlar arasında bir belirleme yapılması gerekirken, TCK"nın 61. maddesinde sayılan cezanın bireyselleştirilmesindeki ölçütler somutlaştırılmadan "suçun işleniş biçimi, sanıklardaki kastın yoğunluğu, meydana gelen zararın çokluğu" sebepleri, hak ve nesafet kuralları ile orantılılık ilkesine aykırı olarak temel cezaların üst sınıra yakın şekilde tayini,
    Yasaya aykırı, sanıklar müdafilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 12.04.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi