Esas No: 2010/3110
Karar No: 2010/5538
Karar Tarihi: 05.10.2010
Müruru Zaman - Müruru Zaman Kat'ı - Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2010/3110 Esas 2010/5538 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı şirket, haksız fiil nedeniyle tazminat talep etmiştir. Mahkeme, zamanaşımına uğramadan davanın açıldığına karar vererek kısmen kabul etmiştir. Ancak, faiz istemiyle ilgili olarak, faiz alacağının ayrı bir dava ile istenmesini engelleyen bir kanun hükümdünün olmadığı belirtilmiştir. Tazminat alacağı hakkında açılan dava, faizi hakkındaki zamanaşımını kesmeyeceği gibi, tazminat faizi hakkındaki zamanaşımının da kesilmesini gerektirmez. Mahkemece, faiz istemi bakımından zamanaşımının ilk dava ile kesilmediği ve zamanaşımı süresinin geçtiği dikkate alınarak, davanın reddine karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir. Kanun maddeleri: 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun Madde 60 ve Madde 133.
7. Hukuk Dairesi 2010/3110 E., 2010/5538 K.
7. Hukuk Dairesi 2010/3110 E., 2010/5538 K.
- MÜRURU ZAMAN
- MÜRURU ZAMAN KAT"I
- 818 S. BORÇLAR KANUNU [ Madde 60 ]
- 818 S. BORÇLAR KANUNU [ Madde 133 ]
"İçtihat Metni"
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay’ca duruşmalı olarak incelenmesi istenilmekle, duruşma için tebliğ edilen 21.09.2010 günü belirlenen saatte temyiz eden L..... A..... Çimento A.Ş. vekili Av.İ..... B..... ve aleyhine temyiz istenilen P..... Kimya Sanayi A.Ş. vekili Av.Ş..... K..... geldiler. Gelenlerin huzuru ile duruşmaya başlandı. Duruşmada hazır bulunan tarafların sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi.
Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
Dava, haksız fiilden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın zamanaşımına uğramadan açıldığı kabul edilerek, kısmen kabulüne karar verilmiş ise de, varılan sonuç ve oluşturulan hüküm yasal düzenlemelere uygun düşmemiştir.
Faiz, her ne kadar, fer’i nitelikte bir alacak ise de bunun asıl alacak davasından ayrı, başlı başına bir dava ile istenmesini engelleyen bir kanun hükmü yoktur. Bu bakımdan, önceden açılmış olan tazminat davasında faiz isteme hakkının saklı tutulduğunun bildirilmemiş olması, faizin ayrı bir dava ile istenmesine engel değildir.
Ayrıca, tazminata yönelik temerrüt faizi, esas tazminat alacağının tabi olduğu zamanaşımına tabi olur.
Ancak, tazminat alacağı hakkında açılan dava, onun faizi hakkındaki zamanaşımını kesmeyeceği gibi, tazminat alacağına ilişkin zamanaşımının kesilmiş olması, tazminat faizi hakkındaki zamanaşımının da kesilmesini gerektirmez.
Çünkü, zamanaşımının kesilmesini düzenleyen BK’nun 133. maddesinde böyle bir ilkeye yer verilmemiştir.
Somut olaya gelince, ilk dava haksız fiilden kaynaklanan tazminat davası olup 15.02.2002 tarihinde açılmıştır.
Asıl tazminat alacağı zamanaşımı Borçlar Kanununun 60. maddesi hükmünde öngörülen 1 yıldır, buna bağlı faizi alacağı da aynı sürede zamanaşımına uğrar. Görülmekte olan faiz alacağına ilişkin bu dava ise 27.03.2008 tarihinde açılmıştır.
O halde mahkemece, bu davadaki faiz istemi bakımından, zamanaşımının ilk dava ile kesilmediği ve zamanaşımı süresinin geçtiği dikkate alınarak, zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar vermek gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz, davalı tarafın temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin ödenen 6.681,80 TL harcın istek halinde davalı tarafa iadesine, Yargıtay duruşmasında kendisini vekil ile temsil ettiren davalı taraf yararına takdir ve tespit olunan 750,00 TL vekalet ücretinin davacı taraftan alınarak davalı tarafa verilmesine, 05.10.2010 gününde oybirliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.