Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2015/39714 Esas 2016/2456 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/39714
Karar No: 2016/2456
Karar Tarihi: 02.02.2016

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2015/39714 Esas 2016/2456 Karar Sayılı İlamı

13. Hukuk Dairesi         2015/39714 E.  ,  2016/2456 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

    K A R A R

    Davacı şirket davalıların yapı sahibi olduğu inşaata yapı denetim hizmeti verdiğini, fakat davalıların bedelini ödemediklerini, alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itiraz ettiklerini ileri sürerek itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
    Davalılar, davacı ile davalılar arasında herhangi bir sözleşme olmadığını, yapı denetim ile ilgili tüm sözleşmelerin dava dışı müteaahhitle davacı şirket arasında yapıldığını savunarak davanın reddini dilemişlerdir.
    Mahkemece davanın kısmen kabul kısmen reddi ile takibin 26.095,80 TL asıl alacak üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm, davacı ve davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalıların tüm temyiz itirazlarının reddi gerekir.
    2-İİK.nun 67/2 maddesi hükmünce, icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacağın likit ve belli olması, yani borçlu tarafından alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya belirlenmek için bütün unsurlar bilinmekte veya bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından tahkik ve tayin edilmesi mümkün nitelikte olması yeterlidir. Borçlu, yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tesbit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Davacı, “30 adet arma bedeli” şeklinde düzenlenmiş kambiyo senedi vasfı taşımayan fakat imzası davalı tarafından ikrar edilmiş senet bedelinin tahsili için icra takibi başlatmış, davalının itirazı üzerine eldeki davayı açmıştır. Açıklanan yasal kuralların ışığında, takip konusu alacak değerlendirildiğinde davacı yararına icra-inkar tazminatına hükmedilmesi gerekirken, mahkemece bu istemin reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyip kararın düzeltilerek onanması HMUK"un 438/7 maddesi hükmü gereğidir.
    SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenle davalıların tüm temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan nedenle kararın 1. Fıkrasındaki “Didim İcra Müdürlüğünün 2011/370 E. sayılı takip dosyasına davalı tarafın yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin 26.095,80 TL asıl alacak üzerinden devamına, Fazlaya ilişkin talebin reddine,” söz ve rakamlarının hükümden çıkartılarak yerine “Didim İcra Müdürlüğünün 2011/370 E. sayılı takip dosyasına davalı tarafın yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin 26.095,80 TL asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağın % 20"si oranında icra inkar tazminatının davalı borçlulardan alınarak davacıya verilmesine” söz ve rakamlarının eklenerek düzeltilmesine, kararın düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, aşağıda dökümü yazılı 20,00 TL. kalan harcın davalılardan alınmasına, peşin alınan 25,20 TL harcın istek halinde iadesine, 02/02/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.