22. Hukuk Dairesi Esas No: 2017/11337 Karar No: 2018/5246 Karar Tarihi: 28.02.2018
Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2017/11337 Esas 2018/5246 Karar Sayılı İlamı
22. Hukuk Dairesi 2017/11337 E. , 2018/5246 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, müvekkilinin ... Hastanesi ... Uygulama Merkezinde yoğun bakım personeli olarak çalıştığını, iş sözleşmesinin davalı tarafından haklı sebep olmadan feshedildiğini belirterek kıdem ve ihbar tazminatı ile fazla çalışma ücreti, ulusal bayram genel tatil ücreti, ilave tediye ve ücret alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir. Davalı Bakanlık vekili, davanın husumet ve esas yönünden reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Karar, süresi içerisinde davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2- Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır. Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır. Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır. Dosya içeriğine göre Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, kayıt sunulmayan dönem için, davacı tanıklarının beyanlarına itibar edilerek, 6 gün çalıştığı haftalarda 18 saat, 7 gün çalıştığı haftalarda 28,5 saat fazla çalışma yaptığı kabul edilerek hesaplama yapılmıştır. Ancak, dinlenen tanıkların işverene karşı açtıkları aynı nitelikte davaları bulunduğu anlaşılmaktadır. Salt husumetli tanık beyanlarına göre karar verilmesi doğru değildir. Ne varki davacı ile aynı işi yapan bir başka çalışanın açtığı davada haftada 6 saat fazla çalışma yapıldığı kabul edilmiş ve karar Dairemizin 22.02.2018 tarih, 2017/12353 esas- 2018/4694 karar sayılı ilamı ile onanmıştır. Bu durumda puantaj kaydı olmayan dönem bakımından davacının haftalık altı saat fazla çalışma yaptığı kabul edilerek fazla mesai süresinin tespit edilmesi gerekir iken yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan sebepten BOZULMASINA, 28.02.2018 gününde oybirliği ile karar verildi.