Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/16880
Karar No: 2019/3540
Karar Tarihi: 17.04.2019

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2016/16880 Esas 2019/3540 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2016/16880 E.  ,  2019/3540 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :İş Mahkemesi


    KARAR


    Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
    Mahkemece, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Hükmün davalılar ... ve ... vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere ve temyiz nedenlerine göre, davalı ... Çınar’ın temyiz itirazlarının REDDİNE;
    ... Hukuk Mahkemesinin ... Esas,2010/168 Karar sayılı, 03.05.2010 tarihli kararı ile kurum alacağının kısmen tahsiline karar verildiği, Dairemizin 2010/11327 Esas, 2012/1674 Karar sayılı, 07.02.2012 tarihli ilamıyla miktar yönünden düzelterek onanmıştır.
    İnceleme konusu davada; davacı kurum 06.03.2007 tarihinde meydana gelen iş kazası nedeniyle sigortalıya ödenen peşin sermayeli gelirin bakiye kalan kısmının tahsilini talep etmiş, davalı ... cevap dilekçesinde zamanaşımı definde bulunmuş ve mahkeme kararını alacağın zamanaşımına uğradığı yönünden de temyiz etmiştir.
    1) 818 sayılı Yasanın 332/1"inci maddesinde belirtilen işçi - işveren arasındaki akde aykırılık eylemleri ve bu çerçevede maddenin 2"nci fıkrası gereğince işverenin akde aykırı davranışları (işçi sağlığı ve iş güvenliğinin gerektirdiği önlemlerin alınmaması vs.) sonucu 506 sayılı Yasanın 26/1"inci maddeyle yapılan ilişkilendirme ile bir bakıma akde aykırı hareketten doğan tazminat davaları hakkındaki hükümlere tabii olmakla; zamanaşımının, işverenler açısından uygulanması gereken Borçlar Kanununun 125"inci maddesine göre on yıl olduğu belirtilmelidir.
    506 sayılı Yasanın 26’ncı maddesinde üçüncü kişiler aleyhine açılan rücu davalarının tabi olduğu zamanaşımı süresine ilişkin açık hüküm bulunmamaktadır. Üçüncü kişi ile sigortalı arasında akdi bir ilişki söz konusu değildir. Ancak anılan maddenin ikinci fıkrasında 818 sayılı Yasaya yollamada bulunulmuştur. Hal böyle olunca; üçüncü kişiler aleyhine açılan davaların, 818 sayılı Yasanın 60’ıncı maddesinde gösterilen bir ve on yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu sonucuna ulaşılmaktadır.
    2) Öte yandan işveren vekili, 506 sayılı Yasanın 4"üncü maddesinde, “İşveren nam ve hesabına işin yönetimi görevini yapan kimseler, "İşveren vekili" dir.” şeklinde tanımlanmış, anılan maddenin devamındaki, “Bu kanunda geçen işveren deyimi işveren vekilini de kapsar. İşveren vekili, bu Kanunda belirtilen yükümlülüklerinden dolayı aynen işveren gibi sorumludur.” hükmü ile işveren vekilinin sorumluluğunun kapsamı belirlenmiştir. Bu kapsamda işveren vekilinin de, zamanaşımı yönünden aynen işveren gibi sorumlu olacağı gözetilmelidir.
    Borcu ortadan kaldırmamakla birlikte yerine getirmekten kaçınma yetkisi veren zamanaşımı defi, ancak bunu ileri süren taraf yönünden sonuç doğurmakta olup, bir başka anlatımla, mahkemece kendiliğinden gözetilemeyen ancak yasal süre içerisinde ileri sürüldüğü takdirde değerlendirilmesi gerekir ve başlangıcı da; “zarar ve faile ıttıla” tarihidir. Bilindiği üzere zarar ve faile ıttılanın birlikte gerçekleşmesi gerekir ve sadece birinin gerçekleşmesi zamanaşımı süresinin başlaması için yeterli değildir. Zarara ve faile ıttıla, Kurumun yetkili organının ıttılaı olduğundan, zararın ıttıla tarihi sigortalı ya da hak sahibine bağlanan gelirler yönünden tahsis onay tarihi, masraf ve ödemeler yönünden sarf ve ödeme tarihidir. Faile ıttılanın ise özel bir duyarlılıkla araştırılıp incelenmesi gerekmektedir. Uygulamada, devam eden ceza davasında verilen mahkûmiyet kararının kesinleştiği tarih, Kurum sigorta müfettişi veya Çalışma Bakanlığı iş müfettişi raporunun Kurumun yetkili makamlarına intikal tarihi ya da ilk rücu davasının açıldığı tarih, faile ıttıla tarihi olarak kabul edilmektedir.
    Somut davada; Davalı ...’ın işveren vekili olduğu, bu nedenle ... yönünden BK 125. maddede öngörülen 10 yıllık zamanaşımı süresinin geçerli olduğu değerlendirilerek davalının ileri sürdüğü zamanaşımı defi’inin reddine karar verildiği görülmektedir. ... ceza dosyasındaki ifadesinde şirket yönetim kurulu tarafından işletmeyi idare yetkisinin kendisine verildiğini, ihtiyaç olması halinde yeni işçi alma konusunda da yetkisinin bulunduğunu beyan etmiş, işletme sahibi ... de uygun ve deneyimli personellerin alınması hususunda talimat verdiğini belirtmiştir.
    Kaza olayı Krom Mad. San. Tic. A.Ş.’nin Harmancık-Bursa’da bulunan krom ocağında meydana gelmiş olup, ...’ın 506 sayılı yasa kapsamında işveren vekili olarak değerlendirilebilmesi için şirketin genelinde idare ve yönetim yetkisine sahip olması gerekmektedir. Bu nedenle davalı ...’ın ilgili şirketteki çalışma şekli usulünce araştırılarak işveren vekili olup olmadığı tespit edilmeli, bu şekilde davalının kaza olayından işveren vekili mi veya 3. kişi olarak mı sorumlu olduğu belirlenmeli, her iki durumda da uygulanacak zamanaşımı süresi farklı olacağından buna göre zamanaşımı def’i irdelenmek suretiyle karar verilmelidir.
    Mahkemenin, bu maddi ve hukuki olguları dikkate almaksızın eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar vermiş olması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O hâlde, davalı ... vekilinin temyiz itirazları kabul edilerek hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ : Açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılardan ..."a iadesine, 17.04.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi