22. Hukuk Dairesi 2017/11132 E. , 2018/5241 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
AVUKAT ...
DAVALILAR : 1-... ADINA VEKİLİ
AVUKAT ...
2-OKYANUS TAAHHÜT A.Ş. ADINA VEKİLİ
AVUKAT ...
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalılardan ... vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin 01/06/1999 tarihinden 30/10/2010 tarihine kadar, davalı ... şirketine bağlı olarak Ereğli Devlet Hastanesinde çalıştığını, iş akdinin iş veren tarafından ihalenin sona ermesi nedeni ile haksız olarak fesih edildiğini öne sürerek; kıdem ve ihbar tazminatları ile hafta tatil, ulusal bayram ve genel tatil, fazla çalışma ve yıllık ücretli izin alacaklarının yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı ...; davacının 1999-2010 tarihleri arasında ihaleyi üstlenen Okyanus şirketinin elamanı olarak hastanede çalıştığını, ihalenin sona ermesi ile taşeron firma olan Okyanus şirketinin hastane ile sözleşmesinin sona erdiğini, davacının hastane personeli olmadığını, davacının iş yasası kapsamında muhatabı ve işvereninin müteahhit firma olan Okyanus şirketi olduğunu savunarak davanın reddini istemiş; davalı ......AŞ vekili ise, müvekkili şirketin Ereğli devlet hastanesinde 2006 yılından 31/12/2009 tarihine kadar alt işveren olarak faaliyette bulunduğunu, davacının bu tarihten sonra ihaleyi alan Bilgin Elektrik şirketi nezdinde ara vermeden çalıştığını bu nedenle son iş veren ve asıl işveren olan Bakanlığın sorumluğu tutulması gerektiğini, tüm taleplerin zaman aşımına uğradığını, ayrıca devir edilen iş verenin sorumluluğunun devir tarihinden itibaren 2 yıl ile sınırlı olduğunu savunarak, ayrı ayrı davanın reddine karar verilmesini istemişlerdir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davalı şirket yönünden davanın reddine karar verilmiş; fazla çalışma ve hafta tatili talepleri reddedilmiş diğer taleplerin ise davalı ... yönünden kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı ... vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve temyiz nedenlerine göre davalı ... Bakanlığının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine,
2- Davacının kıdem tazminatından davalı şirketin sorumlu olup olmadığı hususu uyuşmazlık konusudur.
4857 sayılı İş Kanunu"nun 112. maddesine 6552 sayılı Kanun"un 8. maddesi ile eklenen fıkralarda, 04.01.2002 tarihli ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu"nun 62. maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi kapsamında alt işverenler tarafından çalıştırılan işçilerin kıdem tazminatları bakımından; alt işverenlerinin değişip değişmediğine bakılmaksızın aralıksız olarak aynı kamu kurum veya kuruluşuna ait işyerlerinde çalışmış olanların bu şekilde çalışmış oldukları sürelere ilişkin kıdem tazminatına esas hizmet sürelerinin, aynı kamu kurum veya kuruluşuna ait işyerlerinde geçen toplam çalışma süreleri esas alınarak tespit olunacağı, bunlardan son alt işverenleri ile yapılmış olan iş sözleşmelerinin 4857 sayılı Kanun"un 120. maddesi uyarınca yürürlüğü devam eden mülga 1475 sayılı İş Kanunu"nun 14. maddesine göre kıdem tazminatı ödenmesini gerektirecek şekilde sona ermiş olanların kıdem tazminatlarının ilgili kamu kurum veya kuruluşları tarafından, işçinin banka hesabına yatırılmak sureti ile ödeneceği hususları düzenlenmiştir.
6552 sayılı Kanun"un 8. maddesi ile değişik 4857 sayılı Kanun"un 112. maddesinde kamu işverenleri arasındaki rücu işlemi düzenlenmiş olmakla birlikte, kamu asıl işvereninin alt işverenlere rücu işlemine dair herhangi bir düzenlemeye yer verilmediği anlaşılmaktadır. 4857 sayılı Kanun"un 2/6. maddesi hala yürürlükte olup, anılan kanun hükmü gereğince asıl işveren alt işveren ilişkisinde asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak bu Kanundan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden alt işveren ile birlikte sorumludur.
Bu çerçevede, İşyeri devrinin esasları ve sonuçları 4857 sayılı İş Kanununun 6 ncı maddesinde düzenlenmiştir. Sözü edilen hükümde, işyerinin veya bir bölümünün devrinde devir tarihinde mevcut olan iş sözleşmelerinin bütün hak ve borçlarıyla devralan işverene geçeceği öngörülmüştür. Devir tarihinden önce doğmuş ve devir tarihinde ödenmesi gereken borçlar açısından, devreden işverenle devralan işverenin birlikte sorumlu oldukları aynı yasanın üçüncü fıkrasında belirtilmiş, devreden işverenin sorumluluğunun devir tarihinden itibaren iki yıl süreyle sınırlı olduğu hükme bağlanmıştır.
Değinilen Yasanın 120 nci maddesi hükmüne göre, 1475 sayılı Yasanın 14 üncü maddesi halen yürürlükte olduğundan, işyeri devirlerinde kıdem tazminatına hak kazanma ve hesap yöntemi bakımından belirtilen madde hükmü uygulanmalıdır. Anılan maddeye göre, işyerlerinin devir veya intikali yahut herhangi bir suretle bir işverenden başka bir işverene geçmesi veya başka bir yere nakli halinde, işçinin kıdemi işyeri veya işyerlerindeki hizmet akitleri sürelerinin toplamı üzerinden hesaplanmalıdır. Bununla birlikte, işyerini devreden işverenlerin bu sorumlulukları, işçiyi çalıştırdıkları sürelerle ve devir esnasındaki işçinin aldığı ücret seviyesiyle sınırlıdır.
İşyeri devri halinde kıdem tazminatı bakımından devreden işveren kendi dönemi ve devir tarihindeki son ücreti ile sınırlı olmak üzere sorumludur. 1475 sayılı Yasanın 14 üncü maddesinin ikinci fıkrasında, devreden işverenin sorumluluğu bakımından bir süre öngörülmediğinden, 4857 sayılı Yasanın 6 ncı maddesinde sözü edilen devreden işveren için öngörülen iki yıllık süre sınırlaması, kıdem tazminatı bakımından söz konusu olmaz. O halde kıdem tazminatı işyeri devri öncesi ve sonrasında geçen sürenin tamamı için hesaplanmalı, ancak devreden işveren veya işverenler bakımından kendi dönemleri ve devir tarihindeki ücret ile sınırlı sorumluluk belirlenmelidir.
Feshe bağlı diğer haklar olan ihbar tazminatı ve kullanılmayan izin ücretlerinden son işveren sorumlu olup, devreden işverenin bu işçilik alacaklarından herhangi bir sorumluluğu bulunmamaktadır.
İşyerinin devredildiği tarihe kadar doğmuş bulunan ücret, fazla çalışma, hafta tatili çalışması, bayram ve genel tatil ücretlerinden 4857 sayılı Kanunun 6 ncı maddesi uyarınca devreden işveren ile devralan işveren müştereken müteselsilen sorumlu olup, devreden açısından bu süre devir tarihinden itibaren iki yıl süreyle sınırlıdır. Devir tarihinden sonraki çalışmalar sebebiyle doğan sözü edilen işçilik alacakları sebebiyle devreden işverenin sorumluluğunun olmadığı açıktır. Bu bakımdan devirden sonraya ait ücret, fazla çalışma, hafta tatili çalışması, bayram ve genel tatil ücreti gibi işçilik alacaklarından devralan işveren tek başına sorumlu olacaktır.
Yargıtay ilke kararlarında işçilik alacaklarından işverenlerin sorumlulukları yukarda belirtildiği üzere kabul edilmektedir. 6552 sayılı Kanun"un 8. maddesi ile 4857 sayılı Kanun’un 112. maddesine eklenen son fıkra ile Kamu İhale Kanunu kapsamında alt işverene bırakılan işlerde çalışan işçilerin, kıdem tazminatına esas hizmet sürelerinin birleştirileceği ve son kamu kurum ve kuruluşu tarafından kıdem tazminatının ödeneceği düzenlemesi getirilmiştir.
Buradaki asıl sorun, 112. maddeye eklenen fıkralarla, kamu kurumları açısından kıdem tazminatından sorumluluğun salt son işveren kamu kurumu ile sınırlandırılıp sınırlandırılmadığıdır. 4857 sayılı Kanun’un 2. maddesi hükmüne göre kıdem tazminatından asıl işveren ve alt işverenin birlikte sorumluluğunun söz konusu olduğu ve sözü edilen hükümde bir değişiklik yapılmadığı halde Kamu İhale Mevzuatına tabi alt işverenlik sözleşmeleri kapsamında çalışanların kıdem tazminatının salt son kamu kurumunda ödeneceğinin öngörülmesi, işçi açısından seçimlik hakkı bertaraf etmeyeceği gibi davalı asıl işverenin rücü hakkını da ortadan kaldırmayacaktır.
Somut uyuşmazlıkta, davalı .....AŞ"nin; son alt işveren olmaması nedeniyle ihbar tazminatı ve yıllık izin alacağından sorumlu tutulmamasında ve dava tarihi itibariyle işyeri devrinden itibaren iki yıllık hak düşürücü süre dolduğundan ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağı bakımından aleyhine hüküm kurulmamasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Mahkemece, 6552 sayılı Torba Kanun"un 8. maddesi ile alt işverenler tarafından çalıştırılan işçilerin kıdem tazminatlarının ilgili kamu kurum ve kuruluşu tarafından ödenecek olduğu bildirildiği gerekçesiyle sadece davalı ..."nın sorumlu olduğu kabul edilmiştir. Ne var ki, 4857 sayılı Kanun"un 112. maddesindeki yeni düzenleme, aynı Kanun"un 2/6. maddesinde yer alan asıl işveren ve alt işverenin işçiye karşı birlikte sorumlu olduğuna ilişkin hükmü ortadan kaldırmamaktadır. Bu yön nazara alınmadan, kıdem tazminatından sadece davalı asıl işveren ..."nın sorumlu olduğunun kabul edilerek hüküm tesis edilmesi hatalı olup bu husus hükmü temyiz eden davalı ..."nın da hak alanını ilgilendirmektedir. Açıklanan nedenle davalı şirket, kıdem tazminatından işyeri devri kurallarına göre kendi dönemine kadar olan süreden kendi dönemindeki son ücret ile sınırlı olarak sorumludur. Ancak, davacı 23.12.2014 tarihli ıslah dilekçesi ile miktar arttırımını sadece davalı ... yönünden yapmış olduğundan, davalı şirketin, asıl işveren davalı ... ile müştereken ve müteselsilen sorumluluğu taleple bağlılık ilkesi nedeniyle dava dilekçesinde talep edilen miktar ile sınırlıdır.
Mahkemece belirtilen hususşar gözetilmeden karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, 28.02.2018 gününde oybirliği ile karar verildi.
Ş.K.