13. Hukuk Dairesi 2014/38360 E. , 2016/2442 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalı banka ile kendisinin ortağı olduğu Gamay Hukuk bürosu arasında avukatlık sözleşmesi imzalandığını, daha sonra ortaklığın sonlandığını ve davalı banka ile yeniden sözleşme imzalandığını, sonlanan ortaklığın hak ettiği tüm vekâlet ücreti alacağını devraldığını, vekâlet ücreti alacağının ödenmemesi nedeniyle istifa ettiğini, alacağının tahsili amacıyla başlatılan takibe ise haksız itiraz edildiğini ileri sürerek itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 81.660,90 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm, davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava vekâlet ücreti alacağına ilişkin itirazın iptali davasıdır. Davacı avukatın, 07.01.2013 tarihli ihtarname ile Gamay Hukuk Ofisinin dağılması sırasında Banka Hukuk Müşavirliğinin kendisine gösterdiği olumsuz tutumla ilgili serzenişlerinin ve Banka"nın ücret ödemelerinde kendisine gösterdiği taraflı ve olumsuz tutumun ve hak kazandığı ücret alacaklarının çeşitli taleplerine rağmen ödenmemesinin ve ödeme yapmamak için ısrar edilmesinin vekâlet ilişkisinde bulunması gereken karşılıklı güven durgusunu zedelediğinin, bu nedenle başka seçeneği kalmadığı için bankaya karşı başlattığı Ank. 11.İcra Müd.nün 2012/16890 sayılı dosyasında talep edilen alacağının ödenmesini, vekalet ilişkisini ve güven unsurunu bozan sebeplerin ortadan kaldırıldığının tarafına yazı ile bildirilmesini, bu güne kadar hak kazandığı, ödenmeyen veya eksik ödenen alacaklarının ödenmesini, bu işlemlerin 7 gün içerisinde yapılmasını, aksi halde sürenin sonunda haklı olarak vekalet akdini feshedeceğini, fesihten itibaren vekillik görevine sözleşme gereğinee 2 ay daha devam edeceğini, diğer yasal haklarını talep edeceğini, ihtar ettiği anlaşılmıştır. Mahkemece, emredici nitelikte olan Avukatlık Kanunun 164/4 maddesindeki hükme göre, taraflar arasındaki sözleşmede yer alan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi altında ücret ödenmesine dair hükümlerin geçerli olmadığı, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca bilirkişi tarafından yapılan hesaplamaya göre, davalının davacıya KDV dahil 81.660,90 TL avukatlık ücreti borcu olduğu gerekçesiyle bu miktar üzerinden davalının itirazının iptaline karar verilmiştir. Oysa ki, taraflar arasında düzenlenen sözleşme, hizmet hukuk müşavirliği niteliğinde bir sözleşme olup geçerlidir. Sözleşme ile belirlenen ücretin, Avukatlık Kanunu’na aykırı olduğu da kabul edilemez. Yine taraflar arasındaki sözleşmenin 26.maddesinde: “İş bu sözleşme süresiz olup, taraflar 2 ay önceden yazılı olarak bildirmek koşulu ile sözleşmeyi dilediği zaman feshedebilirler. Banka, avukatın bu sözleşmedeki yükümlülüklerinden herhangi birine aykırı hareket etmesi halinde sözleşmeyi her zaman feshedebilir ve dosyaları ücret ödemeksizin geri isteyebilir. Sözleşme, avukatlık ortaklığı ile yapılmış ise, avukatlık ortaklığının dağılması halinde sözleşme münfesih olacaktır. Banka, dosyaları her hangi bir ücret ödemeksizin geri istemekte veya ortaklardan her hangi biri tarafından takiplere devam edilmesini tercih etmekte serbesttir. Fesih halinde Avukat, dava ve icra takipleriyle sair tüm dosyalar ve belge asıllarını 7 (yedi) işgünü içerisinde Bankaya iade etmeyi kabul ve taahhüt eder. Bu durumda dahi, acele ve gecikmesinde sakınca bulunan hallerde avukat, hakkın zayi olmamasına dikkat edecek/özen gösterecek, gereken işlemi yapacak ve durumu acilen Banka"ya bildirecektir. Avukat bunun dışında fesih bildiriminden sonra dosyalarda hiçbir işlem yapamaz.” düzenlemesi bulunmaktadır. O halde dava konusu ihtilafın, tarafların serbest iradeleri ile yaptıkları ve geçerli olan bu sözleşme hükümlerine göre çözümlenmesi gerektiğinden, davacı avukatın istifasının sözleşme hükümlerine göre değerlendirilerek, sözleşmenin sona erdiği tarih itibariyle davacı avukatın sözleşmenin az yukarda belirtilen hükümleri gereğince hak etmiş olduğu vekalet ücreti miktarı tespit edilerek, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, sözleşmenin geçersiz olduğundan bahisle, yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre, tarafların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
SONUÇ : 1. bentte açıklanan nedenlerle, temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, 2. bent gereğince, tarafların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde taraflara iadesine, 02.02.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.