Abaküs Yazılım
7. Hukuk Dairesi
Esas No: 2010/3770
Karar No: 2010/4882
Karar Tarihi: 21.09.2010

Muhdesatın Aidiyetinin Tespiti - Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2010/3770 Esas 2010/4882 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı, bir taşınmazın muhdesatının aidiyetinin tespiti için dava açmıştır. Mahkeme, kesin hüküm nedeniyle davanın reddine karar vermiştir. Ancak, kesin hüküm koşulları oluşmadığı için kararın yanıltıcı olduğu belirtilmiştir. Bunun yerine, Kadastro Kanunu gereği hak düşürücü sürenin geçtiği nedeniyle davanın reddedilmesi gerektiği belirtilmiştir. Kararda, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3 maddesi ve HUMK'nun 237. maddesi detaylı bir şekilde açıklanmıştır.

 

 

7. Hukuk Dairesi 2010/3770 E., 2010/4882 K.

7. Hukuk Dairesi 2010/3770 E., 2010/4882 K.

  • MUHDESATIN AİDİYETİNİN TESPİTİ

 

  • 1086 S. HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU(MÜLGA) [ Madde 237 ]
  • 3402 S. KADASTRO KANUNU [ Madde 12 ]

"İçtihat Metni"

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay"ca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:

Dava taşınmaz üzerinde bulunan muhdesatın aidiyetinin tesbiti istemine ilişkindir.

Mahkemece kesin hüküm nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.

Koşulları HUMK.nun 237. maddesi hükmünde öngörülen kesin hüküm kamu düzenine ilişkin olup, taraflarca yargılamanın her aşamasında öne sürülebilen, istek olmasa bile mahkemelerce de resen (kendiliğinden) gözetilmesi gereken olumsuz dava koşuludur. Uygulamada ve öğretide kararlılık kazanan görüşlere gore kesin hükmün varlığından söz edebilmek için her iki davanın konusunun, sebebinin ve taraflarının aynı olması zorunludur. Bu üç unsurun birlikte bulunmaması halinde kesin hüküm koşullarının oluştuğundan söz edilemez.

Somut olaya gelince;görülen davanın tapuya kayıtlı ve ortaklığın giderilmesi davasına konu edilen 150 ada 8 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan bina niteliğindeki muhdesatın aidiyetinin tespiti istemine ilişkin olduğu, dosya içerisine getirtilen Banaz Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/173 E. 2005/291 K. sayılı dosyasında ise davacı tarafça daha önce davalı tarafın mirasbırakanı aleyhine kısmen farklı dava sebebine (satın alma ve inşaat değerinin arsa değerinden yüksek olmasına) dayanılarak, yine farklı konuda (tapu iptali ve tescil istemiyle) dava açıldığı anlaşılmaktadır. Bu olgular gözetildiğinde her iki davanın tarafları aynı olsa da sebep ve konularının (müddeabihinin) aynı olmadığı görülmektedir. Gerçekten önceki davada taşınmazın aynına yönelik bir talep varken görülmekte olan davadaki talep, taşınmaz üzerindeki muhdesata ilişkindir. Şu halde taraflar arasında koşulları usulün 237. maddesi hükmünde öngörülen biçimde kesin hüküm oluşmadığı kuşkusuzdur.

Ne var ki ;3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/3 maddesi hükmünde kadastro tutanaklarının kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıl geçtikten sonra bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere karşı kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak dava açılamayacağı açıklanmıştır. Bu sürenin hak düşürücü nitelikte olduğu ve taraflarca öne sürülmese bile mahkemece kendiliğinden değerlendirileceği tartışmasızdır. Görülmekte olan davada da dava konusu muhdesatın kadastro tespitinden önce meydana getirildiği ve muhdesatın üzerinde bulunduğu 150 ada 8 parsel sayılı taşınmazın tespitinin kesinleştiği gün ile davanın açıldığı gün arasında 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/3 maddesi hükmünde sözü edilen kamu düzenine ilişkin, 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği anlaşılmaktadır.

Hal böyle olunca; davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi isabetsiz ise de, bu yanılgı sonuca etkili olmadığından, davacının yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile gerekçesi bakımından yanılgılı ancak sonucu bakımından doğru olan hükmün ONANMASINA, harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına, 21.09.2010 gününde oybirliği ile karar verildi.
 

 

 

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi