13. Hukuk Dairesi 2015/20985 E. , 2016/2427 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı ..., açılan ihaleler sonucunda davalı işverenlerle hizmet sözleşmeleri yapıldığını, davalıların çalıştırmış oldukları işçilerden...’nun işçilik alacakları nedeniyle iş mahkemesinde açmış olduğu davanın Belediye aleyhine sonuçlandığını, başlatılan icra takibi üzerine ödeme yapmak zorunda kaldıklarını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere dava dışı işçiye yapılan 21.165,83 TL ödemenin, davalılardan rücuen tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece ilk hükümde davalılardan ... ve Kensan Şirketine yönelik davanın reddine, diğer davalılar Adana Büyükşehir Belediyesi ve Seyhan İmar Şirketi yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, temyiz edilen hüküm Dairemizce, davalılardan Adana Büyükşehir Belediyesi yönünden görev, diğer davalılar yönünden ise araştırmaya yönelik olarak bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda bu kez, davalılar ... ve Kensan Şirketine yönelik davanın reddine, diğer davalı hakkındaki davanın kısmen kabulüne, 11.339,55 TL’nin adı geçen davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma ilamı gereğince karar verilmiş olmasına göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddine.
2-Dava, asıl işveren davacı Belediyenin, davalılar tarafından çalıştırılan işçinin açmış olduğu dava sonrasında ödemek zorunda kaldığı miktarın rücuen tahsili istemine ilişkindir. Dosya kapsamına göre, davacı Kurumun temizlik işlerini davalı ...’e, dava dışı . .. Şirketine ve davacı Belediyenin iştiraki olan davalı ....ne ihale ettiği, ....’nin daha sonra unvan değişikliği ile.... ismini aldığı anlaşılmaktadır.
20.9.1990 tarihinde ihaleyi alarak davacı ... ile sözleşme imzalayan davalı ..., 28.9.1990 tarihli devir sözleşmesi ile, bu sözleşmeden doğan hak ve borçları aynı bedelle ve sözleşmede belirtilen hak ve mükellefiyetleri ile birlikte dava dışı Kensan Limited Şirketine devretmiş olup, davacı ... de bu devre muvafakat etmek suretiyle sözleşmeyi imzalamıştır. Davalı ... ile dava dışı Kensan Limited Şirketi arasındaki bu sözleşme, işyeri devri niteliğinde olup, davalı alt işveren ...’in, asıl işveren davacı Belediyeye karşı sözleşmeden doğan sorumlulukları devam etmektedir. Söz konusu devir sözleşmesinde, davalı alt işveren ... nezdinde çalışan işçilerin tüm işçilik hakları ile birlikte devredildiğine ilişkin bir hüküm bulunmadığından, davacı asıl işveren Belediyenin söz konusu devre muvafakat etmesi de, tüm işçilik hak ve alacaklarının devri konusunda açık bir onay niteliğinde olmayıp, olayda işçilik alacakları yönünden borcun nakli de söz konusu değildir.
Dava dışı ..... (. . ..) arasında noterde düzenlenen 12.07.1991 tarihli devir sözleşmesinde ise, “31.07.1991 tarihinde Kensan Limited Şirketinde çalışan tüm işçilerin yasal hakları ile birlikte devir alındığı” açıkça belirtilmiş olup, sözleşme Seyhan Belediyesi tarafından da imzalandığından, . . . ile . . A.Ş. (. . ..) arasındaki 12.07.1991 tarihli devir sözleşmesi, işçilik alacakları yönünden borcun nakli niteliğinde olup, dava dışı . . . dönemine isabet eden alacağın tamamından davalı ... . . .."nin sorumlu olduğunun kabulü gerekir.
Az yukarda da açıklandığı gibi davalı ...’in, asıl işveren davacı Belediyeye karşı sözleşmeden doğan sorumlulukları devam ettiğinden, kendi dönemine isabet eden tazminat miktarı yönünden davacı Belediyeye karşı sorumludur. Bununla beraber davalı ...’in, davacı ... ile imzalamış olduğu hizmet sözleşmesinde, söz konusu tazminat nedeniyle sorumluluğun tümüyle kendisine ait olacağına ilişkin açık bir hüküm mevcut olmadığından, kendi dönemine isabet eden tazminat miktarı nedeniyle %50 oranda sorumlu olduğunu, kalan %50 sorumluluğun ise davacı ...’ye ait olduğunu kabul etmek gerekir. O halde mahkemece açıklanan hususlar dikkate alınarak, ...’in sorumlu olacağı miktar belirlenip, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, adı geçen davalı hakkındaki davanın reddine karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: 1. bent gereğince davacının diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan nedenlerle, temyiz edilen hükmün, davacı yararına BOZULMASINA peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 02/02/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.