Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/1201
Karar No: 2018/1151
Karar Tarihi: 20.2.2018

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2015/1201 Esas 2018/1151 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2015/1201 E.  ,  2018/1151 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde asıl davalı-karşı davacı ... vekili tarafından katılma yoluyla ve asıl davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi, mahkemece temyiz başvurusunun süresinde olmaması nedeniyle ek karar ile asıl davalı-karşı davacı ...’ın temyiz başvurusunun reddine karar verilmesi; ek kararın da asıl davalı-karşı davacı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    K A R A R -
    Asıl davacılar vekili, müvekkillerinin sürücüsü ve maliki olduğu aracın akşam saatlerinde ...-... karayolunda davalıya ait başıboş ineklere çarpması sonucu müvekkillerinin yaralandığını, müvekkillerinin yaralanması nedeniyle belli süre çalışamadığını, aracın pert olduğunu, aracın pert olması nedeniyle kloz gereği aynı model aracın dava dışı kasko sigorta şirketince karşılandığını ancak yeni aracın otomobil firmasının ... adresinden ...’ya getirilmesi halinde 1.500,00 TL ek ödeme istendiğinden, müvekkilince araç ...’dan teslim alındığından ...’dan ...’a gidiş, ...’dan ...’ya dönüş masrafı yapıldığını, yeni araç alıncaya kadar taksi ücreti ve araç kirası ödemek zorunda kaldıklarını, hasar ve hasarın giderilmesi için gerekli masraflar nedeniyle mahkemede tespit yaptırıldığından bu nedenle de masraf oluştuğunu, müvekkillerinin yaralanma nedeniyle elem çektiğini beyanla, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla tespit giderleri, tedavi, işgöremezlik, taksi-araç kiralama bedeli, yeni araç alımı için ödenen fark, plaka bedeli, araç teslimi için ..."a gidiş dönüş ve yapılan diğer giderler nedeniyle 1.000,00 TL maddi tazminat ile davacı ... için 10.000,00 TL, manevi, davacı ... için 10.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsilini talep etmiş, ıslah dilekçesiyle taleplerini maddi tazminat bakımından 2.074,81 TL’ye yükseltmiştir.
    Karşı davacı vekili, asıl davanın reddini savunmuş, davalının maliki olduğu aracın tam kusurlu olarak müvekkiline ait ineklere çarpması sonucu ikisi sementer cinsi, biri montofon cinsi olmak üzere 3 adet ineğin telef olduğunu, ineklerin değerinin 15.000,00 TL olduğunu, müvekkilinin ineklerden elde edeceği semereden (süt geliri) de mahrum kaldığını, davacı-karşı davalıya ait aracın kasko sigortacısının pert olan aracın bedelini sigortalıya ödeyip sigorta bedelini müvekkiline rücu etmesi sonucu müvekkilinin haciz tehditi altında 32.000,00 TL ödeme yaptığını beyanla, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla telef olan ineklerin değeri ve süt gelirinden mahrum kalması nedeniyle yoksun kalınan kar nispetinde 2.000,00 TL maddi, kasko sigortacısına ödenmek zorunda kalınan bedelin istirdatını teminen 2.000,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle karşı davalı ...’den tahsilini talep etmiş, ıslah dilekçesiyle talebini telef olan ineklerin değeri ve süt gelirinden mahrum kalması nedeniyle yoksun kalınan kar bakımından 9.566,51 TL’ye yükseltmiştir.Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, A- Asıl dava yönünden; davanın kısmen kabulü ile, toplam 1.308,22 TL tazminatın geçici iş göremezlik ödeneği olan 496,75 TL"sine kaza tarihi olan 10/09/2010 tarihinden, masraflar toplamı 811,47 TL"sine son masraf tarihi olan 25/12/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine, her bir davacı için 1.000,00 TL"den toplam 2.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 10/09/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine, B- Karşı dava yönünden; davanın kısmen kabulü ile, 500,00 TL tazminatın kaza tarihi olan 10/09/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davacı (karşı davalı) ..."dan tahsili ile davalı (karşı davacıya) verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş; hüküm asıl davalı-karşı davacı ... vekili tarafından katılma yoluyla ve asıl davacılar vekili tarafından temyiz edilmiş, mahkemece temyiz başvurusunun süresinde olmaması nedeniyle ek karar ile asıl davalı-karşı davacı ...’ın temyiz başvurusunun reddine karar verilmiş; ek karar asıl davalı-karşı davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Mahkemece 14.5.2014 tarihli ek karar ile temyiz başvurusunun süresinde olmaması nedeniyle asıl davalı-karşı davacı ...’ın temyiz başvurusunun reddine karar verilmiş ise de; asıl davalı-karşı davacı ... vekiline asıl davacıların temyiz dilekçesinin 11.3.2014 tarihinde tebliğ edildiği, asıl davalı-karşı davacı ... vekilinin HUMK"un 433. maddesinde öngörülen 10 günlük yasal süre içerisinde 21.3.2014 tarihinde temyiz harcını yatırıp katılma yoluyla hükmü temyiz ettiği anlaşıldığından, mahkemece yanılgılı değerlendirme ile asıl davalı-karşı davacı ... vekilinin temyiz başvurusunun süresinde olmaması nedeniyle reddine dair ek karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan, 14.5.2014 tarihli ek kararın ortadan kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiştir.
    2-6100 Sayılı HMK."nun geçici 3/2.maddesi delaletiyle mülga 1086 Sayılı HUMK"nun 427.maddesinde öngörülen temyiz kesinlik sınırı 1.1.2014 tarihinden itibaren 1.890,00 TL"ye çıkarılmıştır.
    Asıl davada ıslah dilekçesiyle fazlaya dair haklar saklı tutularak toplam 2.074,81 TL maddi tazminat talebinde bulunulmuş, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre 1.308,22 TL maddi tazminata hükmedilip 766,59 TL bakımından dava reddedildiğinden, asıl davadaki maddi tazminat hükmü asıl davacılar yönünden kesin niteliktedir.Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 1.6.1990 gün 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay’ca da temyiz isteminin reddine karar verilebileceğinden, asıl davacılar vekilinin asıl davadaki maddi tazminat hükmüne yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
    3-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına ve manevi tazminatın takdirinde B.K.nun 47. maddesindeki özel haller dikkate alınarak hak ve nesafet kuralları çerçevesinde hüküm kurulmuş olmasına göre, asıl davacılar vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun bulunan asıl davadaki manevi tazminata ilişkin hükümlerin onanmasına karar vermek gerekmiştir.
    4-Karşı dava trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir. 818 Sayılı Borçlar Kanunu"nun 41 (6098 Sayılı TBK"nun 49. maddesi) maddesinde haksız fiil tanımlanmış, 60. maddesinde de (TBK"nun değişik 72. maddesi) haksız fiilden zarar görenin bundan kaynaklanan zararının tazmini istemiyle açacağı davaların zararı ve faili öğrendiği tarihten itibaren 1 yıl ve herhalde haksız fiil tarihinden itibaren 10 yıllık zamanaşımı süresine (TBK"nun 72. maddesinde 2 ve 10 yıllık zamanaşımı süreleri öngörülmüştür.) tabi bulunduğu belirtilmiştir.Buna karşılık 2918 Sayılı KTK"nun 109/1 maddesinde; motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak 10 yıl zamanaşımı süresi öngörülmüştür. Bu süre maddi tazminat talepleri için de geçerlidir. Maddenin özellikle 2. fıkrasında "dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğarsa" ifadesi ile kanun koyucu taraf ayrımı yapmaksızın (davacı, davalı veya dava dışı 3.kişi) yapmış olduğu fiil cezayı gerektiriyor ise uzamış ceza zamanaşımı uygulanacağı ifade edilmiştir.Görüldüğü gibi, BK"nun 60. ve 2918 Sayılı KTK"nun 109/2. maddesindeki düzenlemeler, zamanaşımı süresinin başlangıcı yönünden birbirine paraleldir. Aralarındaki tek fark, zamanaşımı süresinin trafik kazalarından doğan tazminat talepleri bakımından 1 yıl yerine, 2 yıl olarak öngörülmesidir.(TBK"nun 72. maddesi ile bu konuda da paralellik sağlanmıştır.) 2918 Sayılı Kanun"un anılan madde hükmünde gözden kaçırılmaması gereken husus, ceza kanununda öngörülen daha uzun zamanaşımı süresinin tazminat talebi ile açılacak davalar için de geçerli olabilmesinin sadece eylemin ceza kanununa göre suç sayılması koşuluna bağlanmış bulunmasıdır. Bu düzenlemenin iki ayrı sonucu bulunmaktadır. Söz konusu yasa hükmü, ceza zamanaşımının uygulanabilmesi için sadece eylemin aynı zamanda bir suç oluşturmasını yeterli görmekte; bunun dışında fail hakkında mahkumiyet kararıyla sonuçlanmış bir ceza davasının varlığı hatta böyle bir ceza davasının açılması ya da zarar görenin o davada tazminat yönünden bir talepte bulunmuş olması koşulu aranmamaktadır. Dahası söz konusu hükümde, ceza zamanaşımının uygulanması bakımından sürücü ve diğer sorumlular (örneğin işleten) arasında bir ayrım da yapılmamış, böylece kuralın bunların tümü için geçerli olduğu hepsi için aynı zamanaşımı süresinin uygulanacağı öngörülmüştür. (HGK"nun 5.6.2015 gün 2014/17-2198 2015/1495 sayılı kararı ile uzamış ceza zamanaşımı benimsenmiştir.) Somut olayda trafik kazası 10.09.2010 tarihinde gerçekleşmiş, kazada asıl davacılar basit tıbbi müdahale ile giderilebilir şekilde yaralanmış, ceza davasında asıl davalı-karşı davacı ...’ın hayvanlarını başıboş bırakması nedeniyle asıl davacıları taksirle yaralama suçundan cezalandırılmasına karar verilmiştir. Karşı dava ... tarafından kazada ölen büyükbaş hayvanları nedeniyle oluşan zarar için kısmi dava şeklinde açılmış olup dava 11.4.2013 tarihinde ıslah edilmiştir. Karşı davalı ... süresinde ıslah zamanaşımı itirazında bulunmuş, mahkemece hükmün gerekçesinde davacılar (karşı davalı) yönünden kazada suç teşkil eden bir fiil bulunmadığı, davacıların ... Asliye Ceza Mahkemesinin 2011/42 esas, 2012/6 karar sayılı dosyasında yargılandıkları fiilin kazanın oluşumuyla ilgili değil, kazadan sonra yetkili memura aracı kullanan kişi olarak beyan edilen kişinin gerçekte aracı kullanan kişi olmaması nedeniyle "resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan" fiili olduğu, dava konusu tazminatın bu fiilden doğmadığı anlaşılmakla, zamanaşımının ceza zamanaşımı nedeniyle uzaması söz konusu olmadığından ıslahla talep edilen kısmın zamanaşımına uğradığından bahsedilmiştir. Oysa ki somut olayda ceza zamanaşımı süresi kaza tarihinde yürürlükte bulunan 5237 Sayılı TCK"nın 89/4. ve 66/1-e maddelerine göre 8 yıldır. Bu durumda karşı davada ıslah zamanaşımı dolmadığı halde, mahkemece yanılgılı değerlendirmeyle ıslah zamanaşımının dolduğunun kabul edilmesi doğru olmayıp karşı davadaki hükmün bozulması gerekmiştir.5-Bozma neden ve şekline göre asıl davalı-karşı davacı ... vekilinin karşı davaya ilişkin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, asıl davalı-karşı davacı ... vekilinin ek karara yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile 14.5.2014 tarihli ek kararın ORTADAN KALDIRILMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle asıl davacılar vekilinin temyiz dilekçesinin asıl davadaki maddi tazminat hükmünün kesin olması nedeniyle REDDİNE, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle asıl davacılar vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun bulunan asıl davadaki manevi tazminata ilişkin hükümlerin ONANMASINA, (4) numaralı bentte açıklanan nedenlerle asıl davalı-karşı davacı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile karşı davadaki hükmün BOZULMASINA, (5) numaralı bentte açıklanan nedenlerle bozma neden ve şekline göre asıl davalı-karşı davacı ... vekilinin karşı davaya ilişkin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, aşağıda dökümü yazılı 20,70 TL fazla alınan harcın istek halinde temyiz eden asıl davacılara geri verilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden asıl davalı-k.davacı ..."a geri verilmesine 20.2.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.














    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi