11. Ceza Dairesi 2017/7434 E. , 2021/2096 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Sahte fatura düzenleme, defter ve belgeleri gizleme
HÜKÜM : Mahkumiyet
I- Sanıklar hakkında sahte fatura düzenleme suçlarından kurulan hükümlere yönelik sanıkların temyiz nedenlerinin incelenmesinde;
Haklarında sahte fatura düzenleme suçlarından kamu davası açılan sanıklardan ...’ın savunmasında, suçlamayı kabul etmediğini, şirketin asıl sahibinin ... olduğunu, kendisinin 2006 yılı sonlarında İstanbul’dan Terme ilçesine döndüğünü, sahte fatura düzenlemediğini beyan etmesi, sanık ...’ın da kendisinin ev hanımı olduğunu, şirket işlerinden haberdar olmadığını, 5 yıl önce Terme ilçesine döndüklerini savunması karşısında, maddi gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespit edilmesi bakımından;
1- Faturaların mükellefin bağlı bulunduğu vergi dairesinden veya tespit edilecek fatura kullanıcılarından araştırılarak temin edilmesi, temin edilen faturalar sanıklara gösterilerek yazı ve imzaların kendilerine ait olup olmadığının sorulması, kendilerine ait olmadığını ve savunmasında bildirdiği ... isimli kişiye ait olduğunu söylemesi halinde; ismi bildirilen kişinin tanık olarak çağrılması, duruşmada çekilme hakkı hatırlatıldıktan sonra faturalar gösterilerek yazı ve imzaların kendisine ait olup olmadığının sorulması,
2- Sanıkların savunmasında bildirdiği ...’nın da faturalardaki yazı ve imzaların kendisine ait olmadığını söylemesi halinde sanıklar ve bu kişinin temin edilecek yazı ve imza örnekleri ile faturalardaki yazı ve imzaların kime ait olduğu hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılması,
3- Faturalardaki yazı ve imzaların sanıklara ya da tanığa ait olmadığının anlaşılması halinde ise;
a) Faturaları kullandığı belirlenen mükellefler hakkında karşıt inceleme raporu düzenlenip düzenlenmediğinin ilgili vergi dairesinden sorulması, düzenlenmiş ise onaylı örneklerinin getirtilmesi,
b) Aynı mükellefler hakkında dava açılıp açılmadığının araştırılması, dava açılmış ise dosyalarının getirtilip incelenerek ilgili belgelerin onaylı örneklerinin dosyaya alınması,
c) Faturaları kullanan şirket yetkilileri veya kişilerin tanık sıfatıyla duruşmaya çağrılarak CMK"nin 48. maddesi uyarınca çekinme hakları hatırlatıldıktan sonra sözü edilen faturaları hangi hukuki ilişkiye dayanarak kimden aldıkları, sanıkları tanıyıp tanımadıkları ve faturaların düzenlenmesi konusunda sanıkların bir iştiraki bulunup bulunmadığının sorulması,
Sonucuna göre tüm deliller birlikte tartışılarak sanıkların hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile mahkûmiyet hükümleri kurulması,
4- Kabule göre de;
a) Sahte fatura düzenleme suçunda her takvim yılında işlenen suçların birbirinden ayrı ve bağımsız suçları oluşturduğu, ancak aynı takvim yılı içerisinde farklı zamanlarda sahte fatura düzenleme eylemlerinin bir bütün halinde zincirleme sahte fatura düzenleme suçunu oluşturacağı anlaşılmakla, her takvim yılındaki eylemlerin ayrı ayrı zincirleme biçimde işlenmiş suçları oluşturacağı gözetilmeden ve hangi takvim yılından hüküm kurulduğu da belirtilmeksizin sanıklar hakkında tek hüküm kurulması suretiyle eksik ceza tayini,
b) 5237 sayılı TCK‟nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 tarihli 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıkların temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, aleyhe temyiz olmadığından ceza miktarı bakımından sanıkların kazanılmış haklarının saklı tutulmasına,
II- Sanık ... hakkında defter ve belge gizleme suçundan kurulan hükme yönelik sanığın temyiz nedenlerinin incelenmesine gelince;
Yapılan yargılamaya, toplanıp gerekçeli kararda gösterilerek tartışılan delillere, Mahkemenin inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanığın yerinde görülmeyen diğer temyiz nedenlerinin reddine, ancak;
1-20.12.2009 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 5941 sayılı Çek Kanunu ile 3167 sayılı Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkında Kanun’un yürürlükten kaldırılarak 3167 sayılı Kanun’un 13/1. maddesinde düzenlenen fiilin suç olmaktan çıkarılmış olması, yargılamadaki tutum ve davranışlarının sanık lehine takdiri indirim nedeni olarak kabul edilmesi ve bir daha suç işlemeyeceği konusunda olumlu kanaat oluşması şeklindeki gerekçeyle TCK’nin 51. maddesinin uygulanması karşısında; sanığın adli sicil kaydında yazılı 3167 sayılı Kanun’un 13/1. maddesi uyarınca hükmedilen mahkûmiyetlere ilişkin kararlar nazara alınarak kasıtlı suçtan mahkumiyetlerinin bulunması ve suç işlemekten çekineceğine dair olumlu kanaat oluşmaması şeklindeki yanlış ve çelişkili gerekçe ile CMK’nin 231/5. maddelerinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi,
2-5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 tarihli 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 03.03.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.