10. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/9344 Karar No: 2019/3517 Karar Tarihi: 17.04.2019
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2016/9344 Esas 2019/3517 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2016/9344 E. , 2019/3517 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi : Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
KARAR
Dava, davacının 1479 sayılı Yasa kapsamında 20.04.1982 - 23.06.2008 tarihleri arasındaki sigortalılık süresinin tespiti istemine ilişkindir. Mahkeme, yapılan yargılama neticesinde ilâmında belirtildiği şekilde davanın reddine karar vermiştir. Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Davacının, eldeki dava ile nakliyecilik-kamyonculuk faaliyetlerine istinaden 1479 sayılı Yasa kapsamında 20.04.1982 - 23.06.2008 tarihleri arasındaki sigortalılık süresinin tespitini talep ettiği anlaşılmaktadır. Dosya kapsamında; 29.01.2004 tarihi itibariyle Kurum kayıtlarına intikal eden Bağ-Kur giriş bildirgesine göre 04.10.2000 ile vergi terk tarihi olan 31.12.2000 arasında 1479 zorunlu (4b) Bağ-Kur sigortalısı olarak kayıt ve tescili yapılan davacının, 30.12.1988 tarihinde oda kaydı yaptırmış olup, 23.06.2008 tarihinde oda kaydının silindiği anlaşılmaktadır. Mahkemece 04.10.2000 tarihi öncesini başvuru yokluğu ve borçlanma bedellerinin yatırılmaması, kayıt ve tescilinin yapılmaması nedeniyle; 01.01.2001 - 23.06.2008 tarihleri arasında da davacının nakliyecilik faaliyetini sürekli olarak devam ettirmeyip aralıksız kendi nam ve hesabına çalışmadığından bahisle davanın reddine karar verdiği anlaşılmaktadır. Mahkemece; 04.10.2000 tarihi öncesi için verilen ret kararı yerinde ise de; 01.01.2001-23.06.2008 arası verilen karar eksik araştırma ve yanılgılı değerlendirmeye dayalı olup hatalıdır. Mahkemece 01.01.2001 - 23.06.2008 arası davacının kendi nam ve hesabına faaliyeti yöntemince araştırılmalı bu kapsamda, 1479 sayılı Kanunun 26. maddesinde düzenlenen, “sosyal güvenliğin vazgeçilmez ve kaçınılamaz” kamusal yapısı gereği yöntemince ve re’sen araştırma yapılarak, davacı kendi nam ve hesabına çalışıp çalışmadığının tespiti için, davacıya maddi delilleri olup olmadığı sorularak, varsa bunları mahkemeye sunmak üzere davacıya önel verilmeli, vergi ve oda kaydına göre nakliyecilik-kamyonculuk işi ile iştigal ettiği anlaşılan davacının gerçekten kendi nam ve hesabına bağımsız çalışmasının nasıl olduğu, davacının adına kayıtlı kamyonetin halen var olup olmadığı, davacının adına kayıtlı iş bu kamyonette işçi çalıştırıp çalıştırmadığı, kim ve kimlerin faaliyette bulunduğu emniyet, zabıta, maliye, muhtarlık vs. marifetiyle araştırılmalı, vergi kayıtlarına ilişkin işe başlama ve yoklama kayıtları celp edilerek incelenmeli, kendi nam ve hesabına çalışma olgusu hiç bir kuşkuya yer vermeyecek şekilde ortaya konularak davacının sigortalı olarak kabul edilmesi gereken süre/süreler kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek biçimde ortaya konarak yapılacak değerlendirme sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin, eksik araştırma ve inceleme sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 17/04/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.