17. Hukuk Dairesi 2017/4730 E. , 2018/1137 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili ve davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R -
Davacılar vekili, davacı ...’nin maliki, murisin ve davacı küçük ...’ın yolcusu olduğu motorsiklet dava dışı şahsın kullanımında iken, davalıların maliki ve sürücüsü olduğu çekici ve yarı römorkun ağır kusurlu olarak çarpması sonucu yolcu murisin vefat ettiğini, murisin müvekkillerinin eşi ve annesi olduğunu, murisin tarım işlerinde işçi olarak çalıştığını, aylık 400,00 TL elde ettiğini, müvekkillerinin destekten yoksun kaldığını, elem çektiğini, yeni BK’ya göre tam teselsül söz konusu olduğundan, dava dışı karşı aracın zorunlu trafik sigortacısının davadan önce müvekkillerine yaptığı yaklaşık 10.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı yeterli olmadığından, karşılanmayan tazminatın tamamının davalılardan müştereken ve müteselsilen istenmesi hüküm altına alındığından bahisle, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davacı eş ... için 6.000,00 TL manevi, 30.000,00 TL maddi, davacı çocuk ... için 8.000,00 TL manevi, 20.000,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.Davalılar ayrı ayrı davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabul, kısmen reddi ile, A) davacı ... için 2.139,03 TL destekten yoksun kalma tazminatının olay tarihi olan 23.08.2006 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, B) davacı ... için 3.796,96 TL destekten yoksun kalma tazminatının olay tarihi olan 23.08.2006 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, C) davacı ... için 4.000,00 TL, davacı ... için 6.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 23.08.2006 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Abdülkadir Artan"dan tahsili ile davacıya verilmesine, D)fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş; hüküm davacılar vekili ve davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde ve özellikle, oluşa uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranının ve maddi tazminata ilişkin hesaplamanın hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına, ceza zamanaşımının dolmamış olmasına ve manevi tazminatın takdirinde B.K.nun 47. maddesindeki özel haller dikkate alınarak hak ve nesafet kuralları çerçevesinde (aşağıda (2), (3) ve (4) nolu bentlerde belirtilen hususlar dışında) hüküm kurulmuş olmasına göre, davalılar vekilinin tüm, davacılar vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6098 Sayılı Borçlar Kanunu’nun 61. maddesinde müteselsil sorumluluğa ilişkin olarak dış ilişkide; ‘‘Birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır.’’ düzenlemesi, 62. maddesinde ise iç ilişkide; ‘‘Tazminatın aynı zarardan sorumlu müteselsil borçlular arasında paylaştırılmasında, bütün durum ve koşullar, özellikle onlardan her birine yüklenebilecek kusurun ağırlığı ve yarattıkları tehlikenin yoğunluğu göz önünde tutulur. Tazminatın kendi payına düşeninden fazlasını ödeyen kişi, bu fazla ödemesi için, diğer müteselsil sorumlulara karşı rücu hakkına sahip ve zarar görenin haklarına halef olur.’’ düzenlemesi yer almaktadır.2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85/1. maddesinde, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün ünvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.”; 85/son maddesinde ise, “İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiştir.
Somut olayda davacı ... annesi olan yolcu murisin iki taraflı trafik kazasında vefatı nedeniyle karşı aracın sürücüsü ve malikinden destek tazminatı talep etmiştir. Dava 6098 Sayılı Borçlar Kanunu döneminde açılmış olup; dava dilekçesinde yeni BK’ya göre tam teselsül söz konusu olduğundan, dava dışı karşı aracın zorunlu trafik sigortacısının davadan önce müvekkillerine yaptığı yaklaşık 10.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı yeterli olmadığından, karşılanmayan tazminatın tamamının davalılardan müştereken ve müteselsilen istenmesi hüküm altına alındığından bahisle müştereken ve müteselsilen tazminat talebinde bulunulmuştur.
Mahkemece ATK’dan aldırılan bilirkişi raporuna göre davalı araç sürücüsü %30 oranında, murisin yolcusu olduğu motorsikletin dava dışı sürücüsü %60 oranında, yolcu muris kask takmamaktan %10 oranında kusurlu bulunmuştur. Mahkemece sadece davalı aracın %30 kusuru oranında maddi tazminata hükmedilmiştir. Murisin yolcusu olduğu motorsikletin maliki olan davacı eş ... bakımından, karşı aracın sürücüsünün %30 kusuru oranında maddi tazminattan sorumlu tutulmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak aynı zamanda motorsiklette yolcu olarak bulunan davacı ...’ın kazada bir kusurunun bulunmaması ve dava dilekçesindeki talep de gözetildiğinde, davalı tarafın davacı ... bakımından tam kusura göre hesaplanan tazminattan davalı sigorta şirketince davadan önce yapılan ödeme güncellenip mahsup edildikten sonra, sadece yolcu murisin Borçlar Kanunu hükümlerine göre tazminatı belirleyen %10 oranındaki müterafik kusuru düşülmek suretiyle müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulması gerektiğinin gözetilmemesi doğru olmamıştır.
3-Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda sağ kalan davacı eş Nuri’nin evlenme ihtimali AYİM tablosuna göre ve kaza (ölüm) tarihindeki yaşı yerine, rapor tarihine göre ve uygulamada kullanılan tablolar itibariyle kıyasen belirlenmek suretiyle %15 kabul edilmiştir. Yargıtay"ın yerleşik uygulamalarına göre, sağ kalan eşin olay tarihindeki yaşı, çocuk sayısı, sosyal yaşantısı ve ekonomik durumu göz önünde bulundurularak evlenme ihtimali belirlenmektedir. Bu durumda davacı eş Nuri’nin AYİM tablosuna göre kaza (ölüm) tarihindeki yaşı ve reşit olmayan bir çocuğu olduğu da gözetildiğinde evlenme ihtimali bulunmadığı halde, davacı eş Nuri için tazminattan evlenme ihtimali nedeniyle indirim yapılması doğru görülmemiştir.
4-2918 sayılı KTK"nun 85. maddesine göre "Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün ünvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar. İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur." TBK"nun 49. maddesinde "Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür." hükmü düzenlenmiştir.
Somut olayda davacılar manevi tazminatın davalı sürücü ve davalı malik şirketten müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ettiği halde, mahkemece manevi tazminattan sadece davalı sürücü sorumlu tutulmuştur. Oysa ki davalı malik ... Anb. Gıda İnşaat Turizm San. ve Tic. A.Ş. işleten sıfatıyla davalı konumunda olup, davalı sürücü ... de haksız fiil faili durumundadır. Aracın işleteni, kusursuz sorumluluk ilkelerine göre oluşan zarardan, sürücünün kusuru oranında sorumludur. Buna rağmen mahkemece davalı araç sürücüsü hakkındaki manevi tazminat istemi kısmen kabul edildiği halde, aynı aracın maliki olan davalı şirketin de hükmedilen manevi tazminattan davalı sürücüyle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmaması doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin tüm, davacılar vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, (2), (3) ve (4) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile maddi ve manevi tazminata ilişkin hükümlerin davacılar yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine, aşağıda dökümü yazılı 815,58 TL kalan harcın temyiz eden davalılardan alınmasına 20.2.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.