13. Hukuk Dairesi 2015/26521 E. , 2016/2335 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalının davalıdan para alacağı bulunduğunu, ancak davalının borcunu ödemediğini, yaptığı İcra takibine de itiraz ettiğini ileri sürerek, vaki itirazın iptali ile takibin devamına % 20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
Davalı, Sinop İcra Müdürlüğünün ve Mahkemelerinin yetkili olduğunu ileri sürerek yetki itirazında bulunmuş; davanın esastan da reddini dilemiştir.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davacı alacaklı tarafından alacağının tahsili için Boyabat İcra Müdürlüğü"nün 202013/937 esas sayılı takip dosyası ile giriştiği icra takibine karşı borçlu davalının, hem icra dairesinin yetkisine hem de borca itiraz etmesi üzerine icra takibi durmuştur. Alacaklı davacı tarafından itirazın iptali ve takibin devamı için Boyabat Asliye Hukuk Mahkemesi"nde açılan dava sonucunda işin esasına girilerek davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dava, İcra İflas Kanununun 67. maddesine dayalı itirazın iptali davası olup, davacı alacaklı, para alacağının tahsili amacıyla davalı aleyhine takip başlatmıştır. Davalı borçlu tarafından icra dosyasına sunulan itiraz dilekçesinde icra müdürlüğünün yetkisine ve borca itiraz edilmesi karşısında genel mahkemede itirazın iptali davası açmıştır. Davalı tarafından mahkemeye sunulan cevap dilekçesinde yetki itirazında bulunduğu anlaşılmaktadır.
Kural olarak, itirazın iptali davasında, mahkemenin ve icra dairesinin yetkisine yönelik itirazlardan öncelikle, icra dairesinin yetkisine yönelik itiraz incelenip karara bağlanır. Yargıtay’ın kararlılık kazanmış uygulamasına göre de, itirazın iptali davasını gören mahkemece öncelikle takip dosyasındaki icra dairesinin yetkisine yönelik itirazın tetkiki gerekir (Yargıtay HGK. 20.3.2002 gün ve 2001/13-241 E., 208 K. ile Yargıtay HGK. 06.10.2004 gün ve 2004/19-410 E. 2004/471 K. sayılı ilamları). Bunun için mahkemenin yetkisine yönelik bir itirazın var olup olmadığının bir etkisi yoktur. Bunun sebebi, itirazın iptali davasına bakmaya yetkili mahkemenin, takibin yapıldığı yer mahkemesi olmasından kaynaklanmaktadır. Bu durumda davalı aleyhine yapılan takibin yetkili icra dairesinde yapılıp yapılmadığı araştırılmalıdır. 2004 sayılı İİK.nun 50/1. maddesine göre, para borçlarına ilişkin icra takiplerinde yetkili icra dairesi yürürlükte bulunan usul hükümleri kıyas yoluyla belirleneceği hüküm altına alınmıştır. Takip ve dava tarihi itibariyle 6100 sayılı yasa yürürlükte olup, HMK.nun 6. maddesi uyarınca, bir davada genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir. Sözleşmeden doğan uyuşmazlıklarda, aynı Kanun’un 10. maddesi gereğince, sözleşmenin ifa edileceği yer icra müdürlüğü veya mahkemesinde de icra takibi veya dava açılabilir. Burada özel yetkiye ilişkin bir düzenleme söz konusu olup, davacı davasını genel yetkili mahkemede açabileceği gibi, özel yetkili mahkemede de açabilir. Tarafların sözleşmenin ifa edileceği yer hakkında açık veya zımni isteklerinin anlaşılamadığı hallerde, sözleşmenin ifa edileceği yer, Borçlar Kanununun 73. maddesine göre belirlenir. Bu maddeye göre sözleşmeden doğan para borcu, aksi kararlaştırılmamışsa, alacaklının ödeme zamanındaki ikametgâhında ödenir. Bu nedenle de alacaklı, bu para borcunun ödenmesi için kendi ikametgâhında da takip veya dava açabilir.
Somut olayda takip ve dava tarihi itibariyle, genel yetkili davalının ikametgâhı “Merkez/Sinop” olup, itirazın iptaline konu icra takibi, Sinop İcra Müdürlüğünde başlatılmadığı gibi; özel yetki kuralları çerçevesinde davacı alacaklının ikametgâhının “Kağıthane/İstanbul” olduğu gözetildiğinde, İstanbul İcra Müdürlüğünde başlatılmış bir icra takibi de bulunmamaktadır. Yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler kapsamında itirazın iptaline konu icra takibinin yapıldığı Boyabat İcra Müdürlüğünün yetkili olmadığı sabittir.
6100 sayılı HMK ‘nın 116/1-a maddesinde kesin yetki kuralının bulunmadığı hâllerde “yetki itirazı” ilk itirazlar arasında sayılmış olup, ilk itirazların “ileri sürülmesi ve incelenmesi” başlıklı HMK’nın 117.maddesine göre ise “ilk itirazların cevap dilekçesinde ileri sürülmek zorunda olduğu ve ilk itirazların ön sorunlar gibi incelenip karara bağlanacağı” hüküm altına alınmıştır. Dosya kapsamı ve anılan yasal düzenlemeler birlikte değerlendirildiğinde, davalının yasal süresi içinde icra takibine ve davaya karşı yetki itirazında bulunduğu anlaşılmaktadır. O halde mahkemece, Boyabat İcra Müdürlüğünün yetkili olmadığı ve ortada geçerli bir icra takibi bulunmadığı gözetilerek davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, değinilen yönler gözardı edilerek icra dairesinin yetkili olup olmadığı incelenmeden ortada geçerli bir takip varmışçasına işin esasının incelenerek yazılı şekilde davanın kabulüne dair hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma sebebine göre, davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ, Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün davalı yararına BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 01/02/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.