Abaküs Yazılım
22. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/1271
Karar No: 2018/5212
Karar Tarihi: 28.02.2018

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2018/1271 Esas 2018/5212 Karar Sayılı İlamı

22. Hukuk Dairesi         2018/1271 E.  ,  2018/5212 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : ALACAK

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı isteminin özeti:
    Davacı, kıdem ve ihbar tazminatı ile fazla mesai, hafta tatili, genel tatil, gece çalışması karşılığı ücreti alacaklarının ve maddi-manevi tazminatın tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı cevabının özeti:
    Davalı, davanın reddini talep etmiştir.
    Mahkeme kararının özeti:
    Bozma ilamına uyulan Mahkemece, yapılan yargılama sonucunda yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Temyiz:
    Karar, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
    Gerekçe:
    Mahkemenin 08.02.2013 tarih ve 2012/588 Esas-2013/183 Karar sayılı kararı, Dairemizin 24.11.2014 tarih ve 2013/19619 Esas-2014/33036 Karar sayılı kararıyla bozulmuştur. Bozma kararında; “...Somut olayda ... 1. Asliye Hukuk (İş Mahkemesi Sıfatı ile) Mahkemesinin 2009/513 esas sayılı dosyasında verilecek karar bu davanın sonucunu da etkileyeceğinden ve her iki dava arasında bağlantı bulunduğu anlaşıldığından ... 1. Asliye Hukuk (İş Mahkemesi Sıfatı ile) Mahkemesinin 2009/513 esas sayılı hizmet tespiti davası sonuçlanıp kesinleşene kadar mahkemece bekletici mesele yapılmalı sözkonusu dava kesinleştikten sonra bir değerlendirmeye tabi tutularak taleple ilgili sonuca gidilmelidir. Yazılı şekilde hüküm tesisi hatalıdır.” denilmiştir.
    Mahkemece bozma ilamına uyularak 2009/513 esas sayılı hizmet tespitine ilişkin dosyanın kesinleşmesi beklenilmiş ve maddi tazminat ve manevi tazminat taleplerinin tefrik edilmesine karar verilmiştir. Yapılan yargılama neticesinde de, mahkemece “...Kesinleşmiş ilamın kesin delil olacağına dair 6100 sayılı HMK’nın 204/1 maddesi ile bozma ilamı birlikte değerlendirildiğinde mahkememizin red ile sonuçlanmış ve kesinleşmiş hizmet tespit davası gözetilerek davacının davalı işyerinde çalıştığının ispat edilemediği anlaşılmıştır...İşbu davaya konu ihbar tazminatı, kıdem tazminatı, hafta sonu çalışması alacağı, ulusal bayram genel tatil ücreti alacağı,fazla çalışma alacağı, temelinde davacının davalıya ait işyerinde çalışması vakıasına dayanmakta ve böyle bir çalışmanın sonuçları olup böyle bir çalışmanın olduğu davacı tarafça kesin hükmün aksine kesin delil teşkil edecek başkaca kanıtlarla kanıtlanamamış olup geçerli olan söz konusu kesin hüküm gözetilerek ispat olunamayan davanın reddine karar verilmesi gerekmiştir.” gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Hizmet tespiti davasına ilişkin olarak mahkemece verilen 23.05.2014 tarih ve 2009/513 Esas-2014/497 Karar sayılı karar ile, “Davanın kısmen kabulü ile, Davacının 01.01.2000-31.12.2000 tarihleri arasında eksik bildirilen 60 gün, 01.01.2001-31.12.2001 tarihleri arasında eksik bildirilen 6 gün, 01.01.2002-31.12.2002 tarihleri arasında eksik bildirilen 29 gün, 01.01.2003-31.12.2003 tarihleri arasında eksik bildirilen 30 gün davalı işyerinde çalıştığının tespitine, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine” karar verilmiştir. Bahse konu karar, Yargıtay 21. Hukuk Dairesinin 24.06.2015 tarih ve 2014/19434 Esas-2015/14584 Karar sayılı bozma ilamında davanın, davacının 1999/4.ay-10.10.2005 tarihleri arasında geçen ve Kuruma bildirilmeyen sigortalı çalışmalarının tespiti istemine ilişkin olduğu, davacıya ait kimi çalışmaların resmi kayıtlara intikal ettirildiğinin de tartışmasız olduğunu, bunun dışında davacının, kayıtlarda gözükmeyen çalışmalarının hangi nedenle bildirim dışı kaldığı gereğince ve yeterince araştırma konusu yapılmamış olduğu belirtilerek “...Yapılacak iş, davacının anılan çalışmalarının gerçekten olup olmadığını saptamak için bu döneme ait ücret tediye bordrolarının ve puantaj kayıtlarının tamamını getirtmek, davacının işyeri özlük dosyasının eksiksiz ve onaylı bir örneğini işyerinden istemek, bu tür belgelerde noksanlık varsa, bunun nedenini araştırmak, giderek işveren kuruluşun davacı ile ilgili yetkili şef, amir, müdür gibi yetkili kişilerini dinlemek, davanın nitelikçe kamu düzenini ilgilendirdiği nazara alınıp araştırma genişletilerek tüm deliller birlikte değerlendirilip sonucuna göre karar vermekten ibarettir...” gerekçesiyle bozulmuştur. Bozma sonrası mahkemece verilen 19.10.2016 tarih ve 2015/531 Esas-2016/558 Karar sayılı kararda, “Dava hizmet tespitine ilişkin olup yasal dayanığı 506 S.Y. Nın 79/10 maddesidir. Taraflar arasındaki itilaf davacının 30 günden az bildirim yapılan günlerde bildirilmeyen günler için fiili çalışmasının olup olmadığı, işten çıkış bildirgesi verildiği halde çalışmanın kesintisiz devam edip etmediği hususundadır. Dosyaya sunulan HDC nin incelemesinde Davacının 01/05/1999- 22/08/2005 tarihleri arasında kesintisiz çalıştığının kabulü halinde eksik bildirilen gün sayısının 2000 yılı 3. Dönemde 15/11/2000 tarihinde çıkış olmak üzere 60 gün , 2001 yılı 1. Dönemde 6 gün , 2002 yılı 3. Dönemde 30/11/2002 tarihinde çıkış , 30/12/2002 tarihinde işe giriş olmak üzere 29 gün , 2003 yılı 1. dönemde 30 gün , 2004 yılı 8 ayında 14/08/2005 tarihinde çıkış , 15/09/2004 tarihinde giriş olmak üzere 30 gün , 2005 yılı 3. Ayında 06/04/2005 tarihinde çıkış 15/04/2005 tarihinde giriş olmak üzere 7 gün , 7. Ayında 13 gün , 8 ayında 14 gün olmak üzere 182 gün olduğu , 10/10/2005 tarihine kadar kesintisiz çalıştığının kabulü halinde eksik bildirilen gün sayısının 2005 yılı 8. Ayında 30 gün , 9. Ayında 30 gün , 10. Ayında 10 gün olmak üzere 238 gün olacağı , buna göre 1999 yılında işe giriş tarihine göre itilaf olmadığı , eksik bildirildiği iddia edilen dönemlere ilişkin maaş ve puantaj kayıtlarının incelemesinde ay içinde bazı işgünlerinde çalıştırılmadığı ve ücret ödenmediği, bordolarda yer alan çalışma gününün SGK ya bildirilen gün ile uyumlu olduğu ve davacı tarafından söz konusu bordroların imzalandığı görülmüştür. Her ne kadar davacı ile aynı statüde çalıştığına beyan eden bordro tanıklarının bir kısmı kesintisiz olarak çalışıldığı halde eksik bildirim yapıldığını beyan etmiş iseler de davacının eksik bildirildiğini iddia ettiği dönemlerde sınırlı olarak yapılan incelemede bordro tanığı Ayşe Keçe ve Hasan Çetin in çalışmalarının 30 gün olarak bildirildiği, bu hali ile davacının eksik bildirilen günlerde fiilen çalıştığı halde bildirim yapılmadığı hususunun toplanan tüm deliller ile sabit olmadığı, 26/08/2005-3008/2005 tarihli giriş çıkış saatlerini gösterir kayıtlarda davacının izinli olarak gösterilmiş olmasının 10/10/2005 tarihine kadar fiilen çalıştığının kanıtlamayacağı, keza Ayşe Keçe dışındaki tanıkların 2005 yılı çalışmasının hangi tarihe kadar devam ettiği yönünde beyanı olmadığı gibi tanık Ayşe Keçe nin de davacının talebini aşar şekilde 2005 yılının Kasım ayına kadar çalıştığı yönündeki beyanının tek başına 10/10/2005 tarihinde kadar çalıştığının kanıtlanmasına yeterli olmayacağı, fiilen çalışılan ve çalışılmış gibi kabul edilmesi gereken günlerin bildirildiğinin eksik bildirim olmadığının kabulü ile davanın reddine karar verilmesi gerekmiştir.” denilmiştir. Bahse konu karar ise, Yargıtay 21. Hukuk Dairesinin 09.05.2017 tarih ve 2016/20268 Esas-2017/3806 Karar sayılı kararı ile onanmıştır.
    Gerek Yargıtay 21. Hukuk Dairesinin bozma kararında gerekse mahkemenin bozma sonrası verilen ve onanan kararında görüleceği üzere, davanın Kuruma bildirilmeyen sigortalı çalışmalarının tespiti istemine ilişkin olduğu, davacıya ait kimi çalışmaların resmi kayıtlara intikal ettirildiği, fiilen çalışılan ve çalışılmış gibi kabul edilmesi gereken günlerin bildirildiği açıkça ifade edilmiştir. Her ne kadar eksik bildirim olmadığı kabulü ile hizmet tespit davası reddedilmiş ise de dosyada mevcut SGK kayıtlarına göre davacının davalı belediyede çalışmalarının olduğu sabittir. Bu kayıtlara göre davacı tarafın taleplerinin işin esasına girilerek değerlendirilmesi gerekir.
    Açıklanan maddi ve hukuki olgulara aykırı olarak yanılgılı değerlendirme ile verilen kararın bozulması gerekmiştir.
    Sonuç:
    Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 28.02.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi