Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/5111
Karar No: 2016/2467
Karar Tarihi: 15.02.2016

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2015/5111 Esas 2016/2467 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı işçi, davalı şirketten ihbar tazminatı, kötüniyet tazminatı, yıllık izin ücreti, fazla mesai ücreti, hafta tatili ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödenmesini istemiştir. Yerel mahkeme davanın kısmen kabulüne karar vermiştir. Davacı tarafından yapılan temyiz başvurusu üzerine Yargıtay, fazla çalışma ücreti ödemelerinin bordrolarda gösterilenden daha az olduğunu ve davacının daha fazla çalışma yaptığının dosya kapsamıyla sabit olduğunu belirtmiş ve ödenenlerin mahsubu ile bakiyesinin fazla çalışma ücreti olarak hüküm altına alınması gerektiği sonucuna vararak yerel mahkemenin kararını bozmuştur.
Kanun maddeleri: İş Kanunu madde 39, Türk Borçlar Kanunu madde 51.
9. Hukuk Dairesi         2015/5111 E.  ,  2016/2467 K.
"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İŞ MAHKEMESİ

Davacı, ihbar tazminatı, kötüniyet tazminatı ile yıllık izin ücreti, fazla mesai ücreti, hafta tatili ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin 2011 yılı Haziran ayı ile 26.06.2012 arasında davalı şirkette şoför olarak çalıştığını, haftanın 7 günü ortalama 18 saat civarında çalıştırıldığını, fazla çalışmalar için herhangi bir ücret ödenmediğini, net 900,00 TL maaş aldığını, genel tatillerde çalıştığını, çalıştığı dönemde yıllık iznini kullanmadığını, hiçbir sebep gösterilmeden işten çıkarıldığını, hak ettiği ücret ve tazminatları için ödeme yapılmadığını, 28.06.2012 tarihli ihtarnameyle alacakların ödenmesi istenmişse de yine bir ödeme yapılmadığını ileri sürerek ihbar ve kötüniyet tazminatı ile yıllık izin ücreti, fazla çalışma, hafta tatili ve ulusal bayram genel tatil ücretlerinin ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının 13.07.2011-19.09.2011 ve 17.11.2011-25.06.2012 arasında şirket bünyesinde şoför olarak çalıştığını, son ücretinin brüt 977,78TL olduğunu, Eylül/2011 bordrosu ve ibranameye göre tüm fazla mesai ücretlerinin ödendiğini, işyerinde verilen hizmetin özellikle vip müşterilerin otel-havaalanı gibi belirli spesifik ulaşım ihtiyaçlarının lüks araçlarla karşılanması olduğunu, şoförlere lüks araçların zimmetle verildiğini, bu araçların sürekli şoförlerde olduğunu, evine de bu araçla gidip geldiğini, bu uygulamada şoförlerin ortalama olarak günde 3 sefer yaptıklarını, seferlerden önce şoförlere saat kaçta nerede olacağı ve alacağının müşteriyi nereye teslim edeceğinin bildirildiğini, şoförün görev emrini aldığında evde ise evden işyerinde ise işyerinden gidilmesi gereken yere gidip müşteriyi alıp bırakılması gereken yere bıraktığını, her bir sefer süresinin azami 1,5 saati bulduğunu, sefer saatleri haricindeki sürede ise şoförlerin serbest olduğunu, sefer saatleri dışında başkaca bir iş verilmediğini, günlük çalışma süresinin 4 saati aşmadığını, istisnai olarak fazla mesai yapılmak zorunda kalınırsa aylık ücreti ile birlikte ödendiğini, her şoföre haftada 1 gün hafta tatili izni kullandırıldığını, iş akdinin işverence feshedildiğini ve ihbar tazminatının da eksiksiz ödendiğini, 13.06.2012"de görevi devam ederken üniforması ile aracının başında olması gerekirken .. otelin havuzbaşında üniformasız, kravatsız, ceketsiz ve kimliksiz olarak bulunduğunun facebookta yüklediği resimlerden tespit edildiğini, yine 19.06.2012"de havaalanından yolcu almadan kısa bir süre önce alkol kullandığı ve buna ilişkin fotoğrafı facebookta paylaştığını, bunun üzerine savunması alınarak iş akdinin feshedildiğini, esnek çalışma sistemi gereği şoförlerin gün içinde fiilen görev yaptıkları sürenin 4 saat civarı olduğunu, çalışma saatlerinin işin niteliği icabı esnek olduğunu, tüm maaşlarının düzenli olarak banka kanalıyla ödendiğini ve bu ödemelere ilişkin herhangi bir itiraz ileri sürmediğini, hafta tatili iznini kullandığını, genel tatillerde çalışması olmadığını, 6 aydan fazla kıdeminin bulunması ve iş güvencesi kapsamına girmesi sebebiyle kötü niyet tazminatına hak kazanmadığını, kıdemi 1 yılı doldurmadığından yıllık ücretli izne hak kazanmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacının hafta tatillerinde ve genel tatil günlerinde çalıştığı ancak ücretinin ödenmediğinin tanık anlatımlarıyla sabit olduğu, hafta sonu ücret alacağı, genel tatil ücret alacağı ile ilgili davasının 26/11/2014 tarihli bilirkişi raporunun (b) seçeğindeki hesap miktarı baz alınarak ispatlanması sebebiyle kısmen kabulüne, ihbar tazminatı, kötü niyet tazminatı, fazla mesai ücret alacağı ve yıllık izin ücreti ile ilgili davasının ise, dosyaya toplu ödemelere ait belgenin rapora itiraz dilekçesi ekinde sunulduğu, davacıya bireysel olarak ödeme yapıldığını gösteren banka ödeme listesine göre bordroda görülen ödemenin bankaya ödendiği ve bunun içinde ihbar tazminatının mevcut olduğu görülmesi karşısında ve davacının hizmet süresinin 6 aydan fazla olduğu gibi fesih tarihinde işyerinde çalışan sayısının da davalının sunduğu belgeye göre 30 kişinin çok üzerinde olduğu ve böylece iş güvencesi kapsamına girdiği dikkate alındığında kötü niyet tazminatı talebinin yerinde olmadığı anlaşıldığı gibi davacının bordroda tahakkuk eden miktardan daha çok fazla çalışma ücretine hak kazandığının eşdeğer bir belge ile kanıtlayamadığı gerekçesiyle bu istemin reddine karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davacı temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1- Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda, ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.
Somut uyuşmazlıkta, fazla çalışma ücreti olarak davacının bordrolarına yansıtılan miktar sabit nitelikte (Bazı aylar 140,00 TL, bazı aylar 88,70 TL gibi) olup, gerçeği yansıtmadığından davacının bundan daha fazla çalışmasının bulunduğu (Haftada 18 saat fazla çalışma yaptığı) dosya kapsamı ile sabit olduğundan, ödenenlerin mahsubu ile bakiyesinin fazla çalışma ücreti olarak hüküm altına alınması gerekirken reddi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 15.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi