Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı ile borçlu arasında 13.05.2004 tarihinde “taksitle satışı yapılan hazine taşınmazlarına ait satış sözleşmesi” düzenlendiği, borçlunun bu belgeye itiraz etmediği görülmüştür. Borçlu itirazında talep edilen faiz oranının fazla olduğunu ileri sürmüştür. Sözleşmenin 3. maddesinde satış bedelinin tahsili ve ödeme şekli açıkça belirlendikten sonra taksit tablosu düzenlenmiş ve bu tabloda taksit miktarı faiz tutarı ve ödenecek toplam taksit miktarları ayrıntılı olarak belirlenmiş ve imza altına alınmıştır. Faiz oran ve miktarını da içeren alacaklı ve borçlu arasında daha önce yapılmış olan anlaşma tarafları bağlar. Bu durumda borçlu 3. taksitten sonraki taksitleri ödemediği için kalan taksitlerin ödenmesi sözleşmede öngörülen faiz ve miktarına göre talep edebilir. Ancak sözleşmede sözleşme bitim tarihinden sonrası için talep edilecek faiz oranı belirlenmediği için alacaklı taksitlerin bitimi tarihinden itibaren yasal faiz talep edebilir. Bu durumda, mahkemece yapılması gereken iş, talep edilen faiz oranının taksitlerin bitmesi tarihine kadar sözleşmede öngörülen faiz oran ve miktarları olup olmadığını ve sözleşme sonrası talep edilen faiz oranının da yasal faiz oranı olup olmadığını denetlemekten ibaretken sözleşme hükümlerini dikkate almadan tüm alacağa yasal faiz uygulamak suretiyle sonuca gidilmesi doğru değildir.
SONUÇ  : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 04.12.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.