Abaküs Yazılım
13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/47853
Karar No: 2016/2312
Karar Tarihi: 01.02.2016

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2014/47853 Esas 2016/2312 Karar Sayılı İlamı

13. Hukuk Dairesi         2014/47853 E.  ,  2016/2312 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

    KARAR

    Davacı, davalı avukatı vekil tayin ettiğini, davalının bu vekâletnameye dayanarak mülkiyeti kendisine ait . ili . ilçesi 2290 parsel .. .... ... . . nolu bağımsız bölümü 26.10.2007 tarihinde bilgisi ve talimatı olmadan sattığını, satış bedelinin ödenmediğini, vekilin hesap verme borcunu yerine getirmediğini ileri sürerek daire bedeli olarak fazlaya ilişkin hakkını saklı tutarak 34,000,00 TL"nin tahsilini istemiştir.
    Davalı, davanın reddini dilemiştir.
    Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
    Dosyadaki bilgi ve belgeler ile Mahkemenin kabulüne göre; davacının diğer oğlu İlker ...i sahibi olduğu, . . . Şirketi sahibi . . kızı . ile nişanlı bulunduğu dönemde her iki şirket arasındaki ticari ilişkiden dolayı . .. ...Şirketine yüklü miktarda borçlandığı, ekonomik durumunun kötü olması ve borçları ödeyememesi üzerine bu Şirket tarafından Adana 7. İcra Müdürlüğüne ait 2007/5995 esas sayılı dosya üzerinden aleyhine icra takibi başlatıldığı, bunun üzerine vekâletname ile yetkili kılınan davalının dava konusu taşınmazı davacının oğlu ..."ün ...Şirketine olan borcuna mahsuben ...Şirketinin alacaklısı .. ... devrini yaptığı, devir sebebiyle herhangi bir para tahsil edilmediği anlaşılmaktadır.
    Mahkemece; Davalı tanıkları .., .. ve ...’nın beyanları ve davalı tarafın delil olarak sunduğu icra dosyasına itibar edilerek 26.10.2007 tarihinde tapuda yapılan devir işleminin borca mahsuben yapıldığının davacı tarafından bilindiği, davacının davalıyı 06/03/2008 tarihinde azlettiği halde bu davayı 17/12/2010 tarihinde açtığı, davalının azledildikten 2,5 yıl sonra davalı hakkında vekalet yetkisinin kötüye kullanıldığı ve taşınmaz bedelinin ödenmediğinden bahisle bu davanın açılmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu ve davanın ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Taraflar arasındaki ilişkinin vekâlet sözleşmesine dayandığı açıktır. Dava, vekâlet sözleşmesine dayanılarak yapılan taşınmaz satışından kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkin olup davalının, davacının sahibi bulunduğu taşınmazı vekâleten 26.10.2007 tarihinde üçüncü kişiye sattığı sabittir.  
    Vekâlet sözleşmesinin en önemli unsurları arasında, vekilin hesap verme borcu gelmektedir. Vekil, yaptığı işin hesabını vermeye ve müvekkili nam ve hesabına edindiği her şeyi iade etmeye, iade edinceye kadar da almış olduğu şeyleri saklamaya mecburdur. Vekilin hesap verme borcu, vekâlet sözleşmesinin kurulmasıyla birlikte doğup, işin vekil tarafından yürütülmesi sırasında ve sona ermesinde de devam etmektedir. Bu nedenle de vekilin aldıklarını geri verme borcunda zamanaşımı vekâlet sözleşmesi sürdükçe işlemez. Bir başka deyişle iade borcunda muacceliyet, vekilin hesap vermesi veya sözleşme ilişkisinin bitmesi ile başlar. (Bkz. Hukuk Genel Kurulunun 2011 tarih ve 2011/13-161 esas ve 2011/276 karar sayılı ilamı da bu yöndedir.)
    Dosya içinde müvekkil davacı ile vekil olan davalının birbirleriyle hesaplaştıklarına dair delil olarak ibraz edilen icra dosyası dava dışı davacının oğlu İlker ile eski nişanlısı ... ve babası ...’in şirketi ile ilgili alacak-borç ilişkisine dayanmakta olup davacının eski dünürleri Tanıklar .. ile ... ve oğlu ...’in eski nişanlısı ....’nın beyanlarına itibar edilerek hüküm kurulamaz. Taraflar iddia ve savunmalarını yasal delillerle ispatla yükümlüdür.
    Her ne kadar mahkemece, tanık beyanları esas alınarak taşınmazın dava dışı 3. kişiye devri sonucunda davalının herhangi bir para almadığı, satış sebebiyle anlaşılan bedelin davacının oğlu İlker’in borcu sebebiyle dava dışı şirkete olan borcuna mahsuben satış yapıldığı ve bu durumun davacı tarafından bilindiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş ise de, taraflar arasında 6100 sayılı HMK"nun 203. maddesi(1086 sayılı HUMK 293. maddesi) gereğince miktar itibariyle karşı tarafın açık muvafakati olmaksızın olayda tanık dinlenemez, dinlenen tanık beyanları hükme esas alınamaz. Vekilin hesap verme yükümlülüğü bulunduğundan, davada ispat yükü vekil olan davalıdadır. Hesabını vermeye ve gerçekten aldığı satış bedelini de davacıya ödemeye mecburdur. Bu ödemeyi de yazılı belgelerle ispat etmek zorundadır.
    Hal böyle olunca mahkemece, yapılan keşif sonucu alınan bilirkişi raporunda belirlenen taşınmazın satış tarihindeki rayiç bedeline hükmedilmesi gerekirken, aksine düşüncelerle yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1. maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 01.02.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi